Sağlıklı bir egzersizin yüzde 90’ı yürüyüşse, yüzde 10’unu koşmak oluşturur. Sağlıklı ve fizyolojik olanı budur.
Yürümenin koşmaktan daha sağlıklı bir aktivite olduğuna dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Sağlıklı bir egzersizin yüzde 90’ı yürüyüşse, yüzde 10’unu koşmak oluşturur. Sağlıklı ve fizyolojik olanı budur. Aşırı egzersiz yaşam süresini azaltır ve vücudun erken dönemde yaşlanmasına neden olur” dedi.
Sağlıklı bir yaşam için egzersiz, vazgeçilmezler listesinde ilk sırada yer alıyor. Ancak yapılacak egzersizin süresi ve ağırlığı da önem taşıyor. “Fizyolojik olan en sağlıklı olandır” diyen Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, sağlıklı olanın yürüyüş olduğunu ifade etti. Vücudun strese çok fazla alışık olmadığını anlatan Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Stres arada bir gerekli, devamlı olan bir şey değil.
Onun için genelde yürümek ender olarak da koşmayı ekleyebiliriz. Bunları dengeli bir şekilde dağıtmak gerekiyor. Çünkü normal fizyolojik yaşantımızda çok fazla koşma ihtiyacımız yoktur, yürüme ihtiyacımız vardır. Bu nedenle genelde yürürüz. Ne zaman koşarız? Sabah otobüsü kaçırdığınızda, stres anında bir şeyden kaçarken koşarsınız. Koşmak çok ender yapılacak egzersizlerden birisidir. Düzenli olması gereken egzersiz yürümektir” diye konuştu.
“GÜNLÜK 10 BİN ADIM TAVSİYESİ”
Günlük egzersizin yüzde 90’ının yürüyüş, 10’unun ise koşmak olduğunu anlatan Prof. Dr. Akkoyunlu, “Sağlıklı ve fizyolojik olan budur. Aşırı egzersizi önermiyoruz. Bu yaşam süresinin kısalmasına ve vücudun erken dönemde yaşlanmasına neden olur. Düzenli ve dengeli egzersizle beraber aktif bir hayat, sosyal yaşam, hareketsiz yaşamdan uzak durmak gerekiyor. Bunun kriteri de adım sayısına bakmaktır. Günlük 10 bin adımın üzerindeyse biz buna aktif bir yaşam diyoruz. Altında ise 6 bin adıma kadar düşürebiliriz. Günde 6 bin adımın altında sosyal yaşantı artık hareketsiz bir yaşama dönmüş demektir” dedi.
KAPALI ALANDA YAPILACAK EGZERSİZE DİKKAT
Temiz bir havanın önemine değinen Prof. Dr. Akkoyunlu, “Oksijen düzeyi yüksek, kirletilmemiş bir hava söz konusuysa ciğerlerinize alacağınız havanın size katkısı daha fazla olacaktır. Kaslarınıza giden oksijenin katkısı çok iyi olacaktır. Ama bununla beraber daha kapalı bir ortamda yapılacak egzersiz kesinlikle kötüdür. Özellikle kış aylarında hava kirliliğinin yoğun olduğu dönemde dış ortamda egzersiz yapmamak gerekir. Alacağınız partiküllerin akciğerlerinize vereceği zararı tahmin bile edemezsiniz. Astım, KOAH gibi ek kronik rahatsızlığı olan kişilerde zarar daha fazla olabilir” uyarısında bulundu.
İDEAL NABIZ KAÇ OLMALI?
Egzersiz sırasında nabzın arttığını anlatan Prof. Dr. Akkoyunlu, “Egzersizi dengeli bir şekilde yaparsak genel olarak nabız sayımız düşer. Nabzımız 45-50’nin üzerindeyse daha doğrusu buna ne kadar yakınsa o kadar iyi demektir. Nabzın düşük olması yaşam süresinin uzun olması anlamına gelir. İnsanlar için 50 rakamı önemli. 50’ye yakın olan herhangi bir değer bizim için oldukça iyi bir nabzı ifade eder. 80-85’in üzerindeyse dikkat etmek gerekiyor, hareketsiz bir yaşam var demektir. Nabzımızı düşürecek kadar egzersiz yapmak gerekir” dedi.
EGZERSİZ SIRASINDA MASKEYE DİKKAT
Maskenin nefes almayı bazen zorlaştırabildiğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Solunum yükünü artıran şeylerden biridir. Bu sizin normal egzersiz sırasından daha fazla enerji harcamanız gerektiğini ifade ediyor. Bu nedenle maske zorlayıcı bir durum. Maskeyle egzersiz yaparken tempoyu biraz daha düşürmek iyi olacaktır. Süreyi kısaltmak faydalı önlem. Mümkünse açık alanlarda bulaştırma imkanınız yoksa çıkarabilirsiniz. Ancak kalabalık alanda maske kullanarak spor yapmaya dikkat edin” dedi.
“GÜNDE 6 GÜN EGZERSİZ YAPIP 1 GÜN ARA VERİN”
Kas gücünün dengeli bir şekilde arttırmanın önemine de değinen Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Özellikle solunum kaslarının dengeli şekilde güçlenmesi önemlidir. Fakat bu body egzersizlerine dönerse, kocaman kol ve göğüs kasları olursa biz bu durumu sağlıklı olarak görmüyoruz. Aşırı egzersizle şişirilmiş kaslarda sadece kaslarımız değil aynı zamanda kalp üzerinde de bazı kasılma ve genişlemeler oluyor. Temel prensip fizyolojik olarak normale yakın ve normali devam ettirecek düzeyde bir egzersiz yapmaktır. Normalin üzerine çıktığınız anda bir hata yaparsınız.
Bir hafta yatıp bir gün çıkıp top oynamayın. Ya bir yerinizi kırarsınız ya da kalbinizi bozarsınız. O nedenle rutinde günlük yaşama yaydığımız egzersizler bizim için oldukça önemlidir. Bunun süresi de haftada 4 gün değil, en az 4 gündür. En ideali ise haftada 6 gün yapıp 1 gün ara vermektir. Ama yapabiliyorsanız günlük en az 10 bin adım atıp bunu hayatınızın bir parçası haline getirmenizdir” tavsiyesinde bulundu.
Sabah erkenden yapılacak ağır egzersizler konusunda da uyarılarda bulunan Akkoyunlu, “Bunlar özellikle hormonal salgılanmada bazı problemlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Akşam geç saatlerde yapılacak egzersizleri önermiyoruz. Önerdiğimiz egzersiz gün içine yayılmış olan egzersizdir. İkindi vakti ya da kahvaltıdan belli bir süre sonra yapılacak egzersiz yeterli olacaktır” dedi.