‘Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Yönetimi’ projesinin mimarı Ebru Baybara Demir, Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde başlattıkları proje kapsamında haldeki 30 ton atık arasından sağlam sebze ve meyve atıklarıyla ihtiyaç sahipleri için aşevi kurduklarını söyledi.
Dünyanın en iyi 10 şefinden biri ödülüne 2 kez layık görülen ve 13 şehir ile 52 belediyede hayata geçirdiği ‘Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Yönetimi’ projesinin mimarı Ebru Baybara Demir, komisyonda sunum yaptı. Demir, 2020 ve 2021 yıllarında ürün kaybı yaşanan 41 şehrin yüzde 93 daha az yağış aldığını, aşırı kuraklıktan çiftçilerin çok etkilendiğini ve buna bir çözüm üretmek için ‘kompost’ projesini başlattıklarını söyledi.
Demir, toprakta olan biteni anlamanın çok önemli olduğunu ve sulamanın artık yetersiz olduğunu belirterek, “1999 yılında 150 metrede bulduğumuz yer altı sularını artık 850 metrede bulmakta zorlandığımızı gördük. Dolayısıyla bununla ilgili yapılacak bir şey vardı; kompost bize bunu sağladı. Kompost aslında topraktaki mevcut olan besin zincirini tekrar geri döndürmekle alakalı bir sistem.
Toprakta bitki var, bitkinin besini olan organik madde var ve atmosferdeki karbonu kullanarak bunları işleyip, organik maddeyi ve bitkiyi besin olarak sürdüren bir besin zinciri var. Fakat kullanılan yanlış tarım yöntemleri, konvansiyonel tarımla birlikte bu besin zincirini kaybettiğimizden dolayı; şu anda su olduğu sürece ve gübre olduğu sürece üretim yapabildiğimiz bir tarım modeline sahip olduk. Çiftçi de bunun çok gerisinde kaldı. Konvansiyonel tarım kaçınılmaz; ama bunun yanı sıra topraktaki organik madde miktarını da diri tutmak ve besin zincirini kaybetmemek zorundayız” dedi.
‘BİN 200 KİŞİLİK YEMEK YAPMA KAPASİTEMİZ VAR’
Demir, Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde başlattıkları projeyi anlatarak, “Kurduğumuz ölçme sistemiyle merkez hale ne kadar sebze ve meyve geldiğini tespit ettik. Kayapınar ilçesine günde 100 ton yaş ve sebze geldiğini, günlük 30 ton sebze ve meyve atıkları çıktığını gördük. Ortak bir toplantı yaptık. Diyarbakır’da gerçekleştirdiğimiz projede ekstra personel ve malzeme alımı yapmadık. 30 ton atık sebze ve meyveyi belediyedeki temizlik işleri organizasyonunu değiştirerek, belediyenin içerisinde çalışan 6 kadın görevliyi pazara soktuk.
Toplama sistemi geliştirdik ve atıkları kümeledik. 30 ton atığın yüzde 12-15’i arasında sağlam sebze ve meyveleri ayırdık. İsrafı önlemek adına bir aşevi kurduk. 2 gıda mühendisinin kontrolünde günlük sıcak yemeğe dönüşüyor. Günde 200’le bin 200 kişi arasında yemek yapabilme kapasitemiz var ve bunu şu anda öyle devam ettiriyoruz. Belediye personeli dahil olmak üzere ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak üzere, ham maddesi pazar kaynaklı olmak üzere ve tabii ki bunun yanında diğer giderleri de eklediğimiz zaman bir yemek servisi vermeye başladık” dedi.
‘KONSERVELİ ÜRÜN HALİNE GETİRDİK’
Yaz aylarında özellikle domates, patlıcan, biber çok miktarda gelmeye başladığını gördüklerini kaydeden Demir, “Bazen 1 ton domates aldığımız oldu bütün pazarlardan. Bunlar için bize fazla gelen sebze ve meyveyi konserveli ürün haline getirmeye başladık. Gelen meyveye göre reçel, kurutulmuş malzeme, patlıcan, kurutulmuş domates, sos, domates sosları, turşu yaparak bunları da kavanozlayarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya başladık. Hatta catering firmaları, düğünlerde ve organizasyonlarda kullanmak için uygun fiyatlı olduğu için bizi tercih ettiler” diye konuştu.