Sabır kelime olarak, olacak ya da gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme veya öfke doğuracak bir şey karşısında bile öfkelenmeme durumu anlamlarına gelmektedir.
İnsan için ezelden bir zaman dilimi tayin edilmiştir. Doğumundan ölümüne kadar başına iyi ve kötü olaylar gelir. Bir kaderi vardır ve onu yaşar. Dayanılması güç, bela ve musibetlere maruz kalır. Sabır denilen olgunluk belirtisi olan ruhaniyeti tanır. Acılarına ve hüzünlerine sabır ile gem vurur. Sabırlı olmayı başarırsa hayatın zorluklarının üstesinden gelir. Başaramaz ise hayatını mahveder. Endişeye kapılır ve yırtıcı bir varlığa dönüşür…
Sabır kelime olarak, olacak ya da gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme veya öfke doğuracak bir şey karşısında bile öfkelenmeme durumu anlamlarına gelmektedir. Sadece bu anlamlar perspektifinden dahi bakacak olursak sabrın insan için önemini anlamamız mümkündür. İnsanoğlu fıtratı gereği zor bir canlıdır. Diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği akıldır. İradenin ta kendisidir. Buna kimsenin itirazı ve kuşkusu yoktur şüphesiz. İnsan aklını kullandığı sürece hayatı daha reel bir şekilde yaşamaktadır.
Aklın faziletlerini sayacak olursak listenin başını şüphesiz sabır alacaktır. Sabır her insanda bulunur ama her insan bunu aklı çerçevesinde kullanamaz. Daha da açacak olursak, her insanın başına gelen olaylara karşı verdiği tepki bir değildir. Kimi duygularıyla hareket eder kimisi aklıyla yani mantığıyla hareket eder. Aklını doğru kullanan insan, karşılaştığı olumsuz olaylara ve durumlara karşı temkinli yanıt verir. Sabırlı ve vakur duruş sergiler. Bunun neticesinde hayatta her zaman güçlü kalmayı başarır. Aklını arka planda tutarak duygularıyla ve sezileriyle hareket eden insan ise her olumsuz olay ve durum karşısında sabırsız bir tutum sergileyerek büyük yaralar alır. Bir Allah dostunun belirttiği gibi, sabrın sonu selamet sabır hayra alamet. Bu sözü hayat felsefemiz olarak kabul etmeliyiz.
İnsan yaşamı boyunca hep bir beklenti içerisindedir. Madden ve manen daha nice konularda bir beklenti içindedir. Daha iyi bir maaş için çabalar daha refah bir hayat için mücadele eder. Zorluklar yaşar. Çeşitli olmazlara katlanır. Bazıları bu meşguliyete karşı zafer kazanırken bazıları vazgeçer. Hiçbir olumsuz olay, sabreden insanı amacından ve hedeflerinden vazgeçiremez. Hasta olan bir kişi sağlığına kavuşmak için bekler tedavi olur. Yaşadığı acılara sabreder ve sabretmeyi öğrenir.
Sonunda sağlığına kavuşur. Kavuşamazsa da kaderine razı olur. Onu hastalığı süresince ayakta tutan sabrı ve umududur. Aile ilişkilerinde de sabır çok önemlidir. Eşler arası iletişim başta olmak üzere diğer aile bireylerine karşı da sabır etkili bir çözüm olmaktadır. Ailesinin her olumsuzluğuna sabırla ve anlayışla karşılık verirse sorunsuz bir aile yaşamı olacaktır. Tabii bunlar tek tek taraflı olamamalıdır. Ancak mutluk ve huzur için sabır tek taraflı da olmak kaydıyla önem arz etmektedir. Aslında vazgeçmemek kelimesi sabırla eş anlamlıdır. Bu verdiğimiz örneklerde de gördüğümüz gibi.
Geçmişte dünya tarihine damga vuran ve örnek aldığımız önemli şahsiyetlerin başarılarının temelinde de sabır yatmaktadır. Ne alaka diyeceksiniz ama bir muhakeme yapınca ve yaşadıklarını göz önüne getirecek olursak neyi izah etmeye çalıştığımı anlayacaksınız. Örnek verecek olursak dünya tarihinde birçok örneği var. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u kuşatmasında defalarca saldırı düzenledi ve vazgeçmedi. İçinde bulunduğu duruma sabretti ve geçilmez denilen Bizans surlarını 1453 günü geçti. Thomas Edison ampulü yaklaşık 999 deneyde icat etti. Nikola Tesla, kablosuz elektrik üzerine yaptığı deneylerde asla vazgeçmedi. Tüm olumsuzluklara ve engellemelere karşı sabretti ve bugün geldiğimiz noktada başarılı oldu. Ve bu örnekler gibi daha nice başarı öyküleri var. İnancı, dünya görüşü ve yaşadığı coğrafya neresi olursa olsun insan için sabrın neticesi ve önemi aynıdır.
Sabır psikolojimizle de doğru orantılıdır. Kişisel gelişim eğitimlerinde ve envanterinde pozitif düşünce anekdotu ele alınsa da sabır daha da önemlidir. İnsanlara sabretmek konusunda çocukluk çağından itibaren eğitimler verilmelidir. Günümüzde buna daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.
Aile terbiyesiyle birlikte okullarda da eğitimler ve çalışmalar yapılmalıdır. Çünkü şu an yaşadığımız her olumsuz durumlara insanların sabırsızlıkları etkili olmaktadır. Cinayetler, kadına karşı şiddet vb. gibi durumlar insanların birbirlerine karşı sabretmemelerinden yaşanmaktadır. Tahammülsüzlük eşittir sabırsızlıkta diyebiliriz. Tahammülsüz hale geldik. Bir endişe silsilesi içerisinde savrulup gidiyoruz.
Endişelerimiz korkulara, bunalımlara ve strese mahkûm ediyor bizleri. Aslında farkında olmadan bir mankut haline dönüşmekteyiz. Sınav kaygısı, iş kaygısı, gelecek kaygısı içerisinde ruhumuzu kaybettik. Modern dünyanın hızına kapılıp gidiyoruz. Halbuki bulunduğumuz duruma sabredip daha çok çalışmalı ve hayatın her anının kıymetini bilmeliyiz. Paramız, arabamız, evimiz vb. varlıklar bulunduğumuz konumda olmayabilir. Lakin olmayacak diye de bir sonuca kapılmamalıyız. Bardağın dolu tarafına odaklanmayı başarabilmeliyiz. Bu durumda olan yakınlarımıza da telkinlerde bulunmaktan geri durmamalıyız.
Yüce Allah bakara suresi, 153. Ayette,” ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.” şeklinde buyuruyor. Üstat Necip Fazıl Kısakürek’te şiirinde sabrın önemine şöyle dikkat çekmiştir.
Sabırla pişer koruk, yerle bir olur doruk. Sabır, sabır ve sabır, işte Kur-an’da buyruk! Bir sır ki âşikâre, avcı yenik şikâre. Yalnız, yalnız sabırda çaresizliğe çare…