Rusya’nın Ukrayna askeri operasyonundaki başarısı, Çin ile siyasi ittifakı, Hindistan ile ekonomik iş birliği ve Avrasya bloğundaki gelişimi su götürmez bir gerçektir.
Bugün üzerinde durmak istediğim konu ise askeri kuvvetin yanında Rusya’nın “yumuşak kuvvet” denilen ekonomik ve sosyal icraatlarıyla en kısa sürede hem Kafkasya halklarının hem eski Sovyetler Birliği ülkelerinin gönüllerini tekrardan kazanabilmesidir.
Gürcistan’da çok defa şahit oldum. Hükümet ne kadar Rus yanlısı olsa da halk Amerika’ya özeniyor, Batı bloğunun kendilerine gelecek vaat edeceğini düşünüyor. Her yerde Amerikan menşeli restoranlar, giyim mağazaları, şirketler açılmış… Çok iyi eğitimli gençler o restoranlarda aylık 300 dolara kölelik yaparken kiralar 900 dolara çıktı Ukrayna savaşı sonrasında. Serbest piyasada devlet kontrolü sıfır ki halkı mağdur durumda bırakıyor. Ülkede üretim çok az… Üçgen peynirler bile Çek Cumhuriyeti’nden gelirken sütler Polonya’dan ithal… Yangın söndürme camları bile Türkiye’den geliyor. Herkes istediği gibi kira fiyatı arttırıyor. Amerikan sevicilik ülkeyi mahvetmiş durumda. Bunun gibi birçok uydu ülke var ki Batı’nın Rusya’ya karşı güttüğü zehirli telkinlerini özümseyip kapitalizmin kölesi oluyorlar.
En büyük ithalat ve ihracat partnerleri Rusya iken örneğin, neden bu ülkeler Rusya’ya düşmanlık duyuyor, Amerika’ yı neden bir kurtarıcı görüyorlar? Birazdan değineceğim.
Önce, bu kadar bayıldıkları Amerikan sistemine göz gezdirelim. Amerika’daki bir hastanenin sedye parası 5000 dolardan başlıyor. 2 dişinizi çektirirseniz bir maaşınız gider. Yıllık izin diye bir kavram yok bile… Okullar dünya pahası. Kanser bireyler evlerini ipotek ettirerek 400.000 dolarlık tedavi süreciyle iyileşse bile tüm birikimini kaybetmiş halde yaşamına devam ediyor. Basit bir antikor tedavisi senelik 100.000 dolardan başlıyor. 350 milyon nüfuslu ülkede 400 milyon bireysel silah var. Suç oranı hayal edemeyeceğiniz kadar çok…
Amerika bu kadar rezillik içinde yüzerken nasıl başardı tüm dünyada sempati uyandırmayı?
HOLLYWOOD ve Eğitim Sektörü…
“American Dream” diye bir konsept çıkartarak ABD üzerine toz-pembe bir tablo çizildi. Yıllarca insanlara Chicago’nun, New York’un, Philadelphia’nın gökdelenleri servis edilirken iş bulamadıkları için on binlerce insanın eroinle sokak ortasında krize girdiği Kensington şehri gösterilmedi…
2012’de New Haven’da Yale Üniversite’sini ziyaret ettim. Dünyanın en prestijli üniversitesi olarak reklam edilir. Yıllık en az 84.000 dolar eğitim maliyeti bulunduğu gibi çevresinde siyahi Amerikalılar’ın yaşadığı bölgeler fakirlikten kırılıyor. Her gün bir suç işleniyor. Yale Üniversite kampüsü en çok kadına şiddet ve tacizin yaşandığı üniversite bölgesidir. Bunları anlatıyorlar mı?
Sanmam… Papağan gibi ezberletmişler bize: “Amerika’da insan ona göre kazanıyor ama!” Hayır kardeşim, ne yazık ki değil. Bir MR için 2 aylık maaşın gidiyorsa ona göre kazanmıyorsun demek, bir işçinin maaşı 2500 dolar civarı, hadi 3000 olsun. Annesi kanser olduğu için kemoterapiyi ödemek için evini 600.000 dolara evini satıp evsiz kalanlar var.
Gelelim Rusya-Ukrayna olaylarına…
Rusya gibi büyük devletlerin dibinde yaşamanın elbette bir takım zorlukları ve sorumlulukları var… Ne olursa olsun NATO’nun dibine yerleşerek sınırlarına füze döşemesine Rusya göz yummaz. 1962’de Amerika’nın, kendisine 500 KM uzaklıktaki Küba’ya, Sovyetler tarafından füze konuşlanmasına izin vermemesi gibi… Rusya’nın da kendisine 100 KM ötedeki Kiev’e NATO’nun füze döşemesine izin vermemesi normal değil mi? Çok normal. Eski Sovyet ülkeleri de egemenlik hakları Rusya tarafından gasp ediliyor yanılgısına düşebiliyor bu yüzden.
Hatta büyük küçük olarak bakmayın olaya. Hangi devletin sınırındaysanız o devletin güvenliğine gölge düşürecek, başka devletlere maşa olacak işler yapmamalısınız.
Rusya’yı da Ukrayna operasyonuna mecbur bırakan bu oldu. Ukrayna defalarca uyarıldı, dinlemedi… Amerika’nın Rusya’yı kuşatma planına alet oldu ve cezasını çekiyor. Kırım limanı yıllarca Rusya tarafından üs olarak kullanılıyordu, bunun karşılığında Ukrayna’ya kira veriliyordu. Doğalgaz ve elektriği su pahasına veriyordu Rusya, ilişkileri çok iyiydi. “Euromaidan” protestoları ile Batı yanlısı bir grup iktidara getirildi ve Rusya’yı sıkıştırmak istediler. Rusya’da buna tepki olarak öncelikle Kırım’ı ilhak etti, sonra da Ukrayna’ya operayon düzenledi, yani kendisini savundu.
Bakınız, Amerika’nın işgal ettiği yerlerde uluslararası makaleler “müdahale veya savaş” tabiri kullanır. Kendinden 10.000 KM yeri işgal eden ABD, Irak’ta milyonlarca insanı katleden ABD için “Irak Müdahalesi” kullanılırken, kendi sınırını Amerikan silahlarından koruyan Rusya’nın Ukrayna’ya mecburi operasyonu “İşgal” olarak adlandırılıyor. Gözünüzü açın, Batı bloğu çift taraflılıktır, faşizmdir, zulümdür.
Rusya, askeri harekatla emperyalist NATO’yu elbette durduracaktır fakat halk tabanında da eski saygınlığını kazanmak zorundadır ki kalıcı olsun. Bugün Finlandiya belki de araları iyi olsaydı, bir şeyler sunulsaydı NATO’ya girmeyecekti. Evet, Ukrayna, Yanukoviç devrildikten sonra Batı paktına kaydı fakat “Euromaidan” protestolarını yapan Batı’ya sempati duyan hipnoz edilmiş halktı.
Çıkar için Rus yanlısı görünen hükümetlerin olması yetmiyor. Amerika gibi dünyaya gerek film sektörü, gerek oyun sektörü, uluslararası kahveciler, restoranlar gibi konularda kendini geliştirerek dünyaya duyurmak ve sempati kazanmak zorundadır. Sayın Vladimir Putin sayesinde nasıl ki Çeçenistan’daki terörist faaliyetler temizlenerek Ramazan Kadirov gibi bir vatansever göreve getirildi, Çeçen halkının gönülleri kazanıldı, aynı model tüm Sovyet ülkelerinde uygulanabilir.
Askeri operasyon işin ilk kısmı. Uzun vadede sosyal tabana inilip ülkelerin Rusya’ya sempatisi kazanılmazsa eğer yalnız ve sadece devletler arası ilişki kurabilen bir “süper güç” olarak kalacaktır.