İzmir’in Buca ilçesinde lise öğrencisi B.Ç. (18), rehber öğretmenine yaşadığı dede istismarını anlattı. Dedesinin 9 yaşında kendisini istismar ettiğini ve bu sürecin 6 yıl sürdüğünü belirten B.Ç., öğretmeninin yönlendirmesi ile M.E.Ç.’den (88) şikayetçi oldu.
Olay, 2013 yılında meydana geldi. İddiaya göre M.E.Ç, o dönemde 9 yaşında olan öz torunu B.Ç.’ye 6 yıl boyunca cinsel istismarda bulundu. B.Ç., 2021 yılında lisedeki rehberlik öğretmenine geçmişte yaşadıklarını anlattı. Rehber öğretmen de B.Ç.’nin annesini çağırıp, şikayetçi olmalarını istedi. Çocuk İzlem Merkezi’nde ifade veren B.Ç., “Annem ile babam sürekli vardiyalı çalıştıkları için babaannemin evinde kalıyordum.
Geceleri dedemle yattığımızda istismar ederdi. Beni istismar ettikten sonra para verirdi. Farklı istismarların, farklı paraları vardı. Babaannemle salonda yattığımızda sabahları hep benim başımda olurdu, beni izlerdi” dedi. İfadesi alınan M.E.Ç. ise kendisine iftira atıldığını savundu. Soruşturmanın ardından iddianame hazırlandı.
EN AZ 10 YIL HAPİS TALEBİ
İddianamede savcı, anne ve babası vardiyalı çalıştığı günlerde B.Ç.’nin dedesi ve babaannesinde kaldığını, şüphelinin torununa çok defa istismarda bulunduğunu ve mağdura bunun karşılığında para verdiğini belirtti. Düzenlenen adli görüşme değerlendirme raporunda, mağdurun yaşadığı cinsel istismar öyküsünü yer, zaman ve oluş şekli bakımından net ve samimi şekilde ifade ettiği, yaşadıklarına ilişkin yeterli ve tutarlı bilgiler verdiği, ifadesinin güvenilir olduğu kanaatine varıldığı da iddianamede belirtildi.
B.Ç.’nin, psikiyatri muayene raporuna göre travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tanısı aldığı da iddianamede yer aldı. Savcı, ’12 yaşından küçük mağdurların cinsel istismarı’ suçundan dedenin en az 10 yıl hapisle cezalandırılmasını istedi.
‘ÜST SINIRDAN CEZALANDIRILMASI İÇİN ÇABALAYACAĞIZ’
B.Ç.’nin avukatları İslam Gezer ve Elif Büşra Berber, davaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Gezer, “Müvekkilimiz olan mağdur çocuğun söylediklerinin doğruluğu, soruşturma aşamasında alınan raporlarla desteklenmiştir. Mağdur çocuk, bu durumu yıllarca annesinden gizlemeye çalışsa da sonunda cesaretini toplayarak, okuldaki öğretmenine anlatmış ve olay bu şekilde ortaya çıkmıştır. Sanık ve ailesi, her ne kadar mağdurun annesinin dolduruşuna gelerek, bunu yaptığını ve olanların iftira olduğunu söylese de takdir edersiniz ki; hiçbir çocuk böyle bir olayı kurgulamaz veya birilerinin sözleriyle hareket edemez. Çocuğumuzun ve annesinin yaşadığı mağduriyeti bir nebze de olsa dindirebilmek için haklı hukuk mücadelemize devam edeceğiz. Sanığın tutuklu yargılanmasını ve üst sınırdan cezalandırılması için çabalayacağız” dedi.