Türkiye’de felsefe ve bilimin kurucularından Prof. Dr. Teoman Şaban Duralı, Zeytinburnu Belediyesi’nde düzenlenen “Vefatının Sene-i Devriyesinde Teoman Duralı” panelinde anıldı.
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde, Prof. Dr. İsmail Coşkun’un moderatörlüğündeki panelde, Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı’nın vefatının sene-i devriyesinde, felsefeci kimliği ve hayatının farklı yönleri katılımcılara anlatıldı. Panele, Prof. Dr. Cengiz Çakmak, Dr. Deniz Duralı, Elif Duralı Çağlayan ve Dr. Muhammet Hanefi Kutluoğlu da konuşmacı olarak katıldı.
Duralı’nın ilk öğrencilerinden Prof. Dr. Çakmak, panelde yaptığı konuşmada, şu ifadeleri kullandı:
“Neden filozoftu biliyor musunuz? İki tane tanım yapmış kendine göre ya da saptama yapmış. Birincisi, ‘yeni bakış açıları getiren adamdır’ diyor, filozof. Ne demek o? Alışageldiğimiz aşina dünyanın bakışının dışına çıkartabilmek. Adam bizi çıkarttı. Ben aynı felsefe damarından gitmedim ama genel anlamda, o yöntem anlamında, yürüyüş anlamında, felsefi yürüyüşü anlamında o aşina olan sıradan bakışın dışına çıkarttı bizi. Neye çıkarttı? Akıntıya kürek çektirdi bizi. Hoca hayatı boyunca akıntıya kürek çekmiş tarzda felsefe yapan bir insandı.”
DR. DURALI: BABAM BİR ÖDEV ADAMIYDI
Teoman Duralı’nın oğlu Dr. Deniz Duralı da babası hakkında “Babam bir ödev adamıydı. Ve bu son nefesine kadar böyle idi. Ne iş yapılması gerekiyorsa onu yapıyordu. Hatta son yıllarında ‘Bir tıbbiyeli olarak endişeliyim, baba’ dedim ‘bu kadar yükün altına girme. Artık belli bir yaşın ve sağlık durumun var.’ ‘Evladım, ödev ödevdir. Yapılması gerekir.’ diyordu. Ve bunları bihakkın yerine getirmeye çalışıyordu. Getiremediği zaman baya bir canı sıkılıyordu. Getirememesinin nedeni de artık fiziksel kapasitesinin yetmemesiydi” dedi.
ELİF DURALI: GERÇEK ANLAMDA İNSANI SEVEN BİR İNSANDI
Teoman Duralı’nın kızı Elif Duralı Çağlayan ise babasının günlük hayatına ve hayata bakışına dair gözlemlerini paylaşarak, şunları kaydetti:
“Çok ilginç bir şey tabi, bir profesyonel yönü var babamın, gözüken ve bir de iç kısmı var. Babam bence, her ne kadar böyle hayatının başında böyle çok maceracı ve böyle rüzgârlarla giden birisi olsa da baba olarak dünyaya gelmiş biri. Çünkü babamın eski yeni öğrencileri ile de konuştuğumuzda, tanıdığı insanlarla, ahbaplık ettikleriyle konuştuğumuz zaman onu hissediyoruz. Herkesi kucaklayan bir yapısı vardı. Gerçek anlamda insanı seven bir insandı. Ve onun üzerine hareket ederdi. Önyargıyla hiçbir zaman yaklaşmadı. Ben babamdan hep bunu öğrendim.”
DR. KUTLUOĞLU: HAYATININ HER ALANINDA YERLİ VE MİLLİ GÖRÜŞLERE SAHİPTİ
Dr. Muhammet Hanefi Kutluoğlu ise Duralı’nın kendisi için ifade ettiği önemi, “Tabi hocamın özelliklerinden konuşmalar esnasında tek tek bahsedildi. Ama hocamın akademinin dışında da, üniversitenin dışında da ayrı bir dünyası vardı. Maalesef bu fazla bilinmemekte. Ve aslında bilindiği zaman hocanın görüşlerinin, yerli ve millî olan bu görüşlerinin arka planının ne olduğu bence çok daha net anlaşılır. Teoman Hoca benim hocamdı, ağabeyimdi, arkadaşımdı, yoldaşımdı, dava arkadaşımdı” sözleriyle anlattı.
Panel, konuşmaların ardından yapılan toplu fotoğraf çekimleriyle sona erdi.