Arkeolog Prof. Dr. Bingöl Türkiye’de çok sayıda kazı çalışması yapıldığını belirterek bazı kazıların ziyaretçisi olmadığına dikkat çekti
Balıkesir Arkeoloji Buluşmaları 2021 ‘Mysia ve Çevre Kültürleri’ programında, kentte konuşan arkeolog Prof. Dr. Orhan Bingöl, Türkiye’de çok sayıda kazı çalışması yapıldığına dikkat çekerek, “Kazılardan bazılarının neredeyse hiç ziyaretçisi yok ya da hiç denecek kadar azdır. Kazıların çoğalması, kültür düşkünlerinin çoğalması için yeterli bir çözüm değildir” dedi.
Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı turistik Güre Mahallesi’nde, 3 gün sürecek Balıkesir Arkeoloji Buluşmaları 2021 ‘Mysia ve Çevre Kültürleri’ programı başladı. Balıkesir’in tümünü, Manisa, İzmir, Kütahya, Bursa, Çanakkale illerinin bir kısmını kapsayan alana verilen ad olan Mysia bölgesinde arkeolojik değerlerin, kazı alanlarında süren çalışmaların ve bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkan bulguların, bu bulguların kentin kültürüne ve turizmine katkıları gibi konular ele alınıyor. 3 gün boyunca 13 farklı oturumun yapılacağı arkeoloji buluşmalarında, şehirde devam eden çalışma ve araştırmaların daha ileriye götürülmesi, Balıkesir’in arkeoloji alanında daha fazla gelişmesine katkı sağlanması hedefleniyor.
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Mürsel Sabancı, Balıkesir’in arkeolojik potansiyeli ve bu potansiyelde geleceğe doğru nasıl yol alacağına ilişkin çalışma başlıklarını istişare edeceklerini belirterek, “Yapılan değerlendirmeler sonrasında rapor çıkaracağız. Bu şehir hafızası adına kıymetli bir sonuç olacak. Kurum kuruluşlara da yol haritası çıkaracak. Bu tür çalışmalarla Balıkesir’in şehir potansiyeli geleceğe taşınacak” dedi.
4 ARKEOLOJİK KAZI BÖLGESİ
Balıkesir’de Daskyleion, Kyzikos, Antandros ve Adremeyteion olmak üzere 4 büyük arkeolojik kazı bölgesi bulunduğunu kaydeden Balıkesir Üniversitesi (BAÜN) Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Soykan ise bugüne kadar bu kazı çalışmalarının bilimsel platformda ilk kez Balıkesir Kent Konseyi başkanlığında ele alındığını söyledi. Prof. Dr. Soykan; “Balıkesir, Türkiye’de çok önemli bir yere sahip. Tabi ki bu kazılarımızı sadece kazmakla kalmayacağız, en kısa sürede ören yeri haline getirerek, bunu Balıkesir turizminin en önemli destinasyon lokomotifi olarak göreceğiz. Bundan sonra Balıkesir’e gelen yerli ve yabancı turistlerimiz için bu arkeolojik kaynak değerlerini sergileme şansını bulacağız” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE KAZI SAYISI ARTTI
Türkiye’deki kazı sayısının arttığını belirten Arkeolog Prof. Dr. Orhan Bingöl, kazıların büyük bölümünün 12 ay devam eden, uzun süreli kazılar olduğunu söyledi. Yeni bir uygulama olan bu durumun sonuçlarının ise henüz ortada olmadığını ifade eden Bingöl, “Bu durum birkaç sene sonra ne getirdi, ne götürdü görünecek.
Kazı dediğimiz şey büyük mali destek olmaksızın sürdürülemez. Tabi kazıların farklı olduklarını da düşünmemiz lazım. Yani erken dönem kazılarında tabiri caizse iğneyle çuvaldızla kazı yapılırken, daha geç dönemlere ait kentlerin ören yerlerinin kazısında büyük makineler, vinçler, traktörler aklınıza gelen bütün teknolojinin kullanılması gerek. Bu da maliyet anlamına geliyor. İşçi bugün kazıların en büyük sorunu. İşçi temini edememek. Mesela Balıkesir’de bu kadar potansiyelin yüksek olduğu bir yerde, mevsimlik turizminin en üst düzeye çıktığı bir bölgede işçi bulmak tabi ki imkansız. Öğrenciler olmaksızın bu kazıları yürütebilmek ya da kapsamını genişletmek olanaksız gibi geliyor bana” dedi.
İSTATİSTİK YAPILMALI
Doğru verilerin elde edilmesi için istatistik yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Bingöl, “Anket yapılmalı ve anketin sonuçlarına göre uygulamalar gerçekleştirilmeli. Gelenler kaç gün kalacak, Balıkesir’e ne amaçla geliyorlar, deniz, güneş için mi geliyorlar? Kültür varlıklarından hangilerini tanıyor gelenler, hangilerini ziyaret etmek istiyor, bir bilgileri var mı, bu konular yöneltilmeli ve gelecek yanıtlara göre, istatistik sonuçlara göre eksikler tamamlanmalı.
Tamamlandıktan sonra yapılacak bir ankette görülecektir ki, kültür varlıklarına yeniden önem artmış. Gelenler artık kentte ne olduğunu görüyorlar. Levhalar yapılmış, yolları iyileştirilmiş, ören yerleri temizlenmiş, bakımları iyileştirilmiş. Bu uygulamalar çok önemli. Antik kent belediyeleri oluşturulmalı. Nasıl artık Kent Konseyleri var, Kent belediyeleri olmalı. Temizliği yapılmalı. Yangından da korunur böylece. Gezilip, görülebilir olmalı” ifadelerini kullandı.
Balıkesir’in iki denize de kıyısı olan bir kent olduğunu belirten Prof. Dr. Bingöl, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Balıkesir, bugünkü konumuyla deniz, kum ve gastronominin ağırlıkta olduğu çok önemli bir bölgemiz. Yazlıklarıyla, siteleri, otelleriyle yüksek sezonda yer bulmanın nerdeyse olanaksız olduğu düşündüğüm bir kenttir. Misafirlerin kültüre yönlendirilmesinin hiç de kolay olmadığı kanısındayım. Balıkesir’in turizmine katkı sağlayacağı varsayımıyla kazı çalışmalarına başlanmasının doğru bir yaklaşım olup olmadığının somut ölçümlerle saptanması gerektiği düşüncesindeyim. Türkiye’de yapılan arkeolojik kazıların sayısı neredeyse sonsuza yaklaştı.
Şimdiye kadar gözlemlediğimiz kadarıyla bu kazılardan bazılarının neredeyse hiç ziyaretçisi yoktur, ya da hiç denecek kadar azdır. Bazılarının hakikaten hiç ziyaretçisi olmayacak. Demek istediğim; kazıların çoğalması, kültür düşkünlerinin çoğalması için yeterli bir çözüm değildir. Kazıların turizme olumlu yansıyıp yansımayacağı ön çalışma yapmadan belirlenemez. Geçen seferki toplantımızda antik kentlerin ortalama 300’ün üzerinde ziyaretçisi olduğu, bunlar ören yeri statüsü kazandıklarında bu sayının günlük 2 binin üzerine çıkabileceği öngörüsü bulunduğunu gördük. Buradan elimizdeki kazı alanlarına yeterli ziyaretçi gelmediği anlaşılmaktadır.”