CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Biz ‘sınır namustur’ dedik. Bütün il ve ilçelere afiş astık. Şu anda, en son yaşadığımız Taksim’deki patlamada sınırın önemi bir kez daha ortaya çıktı” dedi.
CHP’li meclis üyeleri, Seferihisar ilçesinde 2 gün sürecek kampa girdi. CHP genel başkan yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı ile Seyit Torun’un katılımıyla yapılan kampın açılış töreninde CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri yer aldı.
Burada konuşan Torun, “İnandığımız yolda kararlı adımlarla ilerleyeceğiz ve asla geri bir adım dahi atamayacağız. Cesaret ve inançla bu süreçten galip çıkacağız. 2019’da çok önemli bir şeyi başardık. 11 büyükşehrimizi aldık. 250’ye yakın belediyeyi aldık. Türkiye nüfusunun yüzde 51,8’ini yönetiyoruz. Ekonomik olarak yüzde 67’sine hükmediyoruz.
2019’da bu diktatörlüğü sandıkta yenebileceğimizi ispat ettik. Şimdi sıra ikinci ayağa geldi. Yerelde bunu gösterdiysek, genelde de göstermek zorundayız. Hep birlikte milletin iktidarını kuracağız. Belediyelerimiz göreve çok zor koşullarla başladı; borç yükü, personel yükü ve iktidarın sürekli yetki ve gelirlerini ellerinden alma çabaları. Belediye başkanlarımız yılmadı.
Şikayet etmedi, mücadele etti. Bugün yapılan anketlerde gururla söylüyorum ki; bizim belediye başkanlarımız her şeye rağmen başarılı, güzel işler yapıyor. Belediye meclis üyelerim de bu mücadelenin bir parçası. Şu anda komisyonda bütçe görüşmeleri devam ediyor. Bugün de İçişleri Bakanlığı bütçesi var. Biliyoruz ki; bu milletin aklında, vicdanında İçişleri Bakanlığı’na gelmiş bugüne kadarki en büyük kara lekedir. Bu ülkeye, bu millete yakışmayan bir İçişleri Bakanı’dır. Bir an önce de istifa etmelidir” dedi.
‘KRİZİ BİZİM BELEDİYELERİMİZ HAFİFLETİYOR’
CHP’li belediyelerin kaynaklarını verimli kullanarak, olağanüstü işler yaptığını belirten Torun, “Pandemide vatandaşlarımızın kapılarını çaldılar, her türlü ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştılar. O zor günlerde vatandaşlarımızın yanında oldular. 4 milyon 800 bin haneye 26 milyar TL’lik yardım yapıldı. Şu anda önemli bir ekonomik buhranın içindeyiz. Toplumumuzun tüm kesimleri ekonomik sıkıntı içinde. Yoksullukla karşı karşıya, evine ekmek götürmenin derdinde.
Bizim belediyemiz olmasaydı; yaşadığımız sorun çok daha büyürdü. Erdoğan’a bir çağrıda bulunmak istiyorum; bizim belediyelerimize teşekkür et. Senin yarattığın bu krizi, bizim belediyelerimiz hafifletiyor. Erdoğan belediyelerimizin daha fazla, daha iyi hizmet vermesinin önünü açması gerekirken, maalesef engelleri koyuyor.
Biliyoruz ki; İzmir’imizde de her türlü kamu kaynaklarını kapattı. İzmir’imiz bir deprem tehdidi ile karşı karşıya. İki yıl önce bir acı yaşadık. Belediyemiz de Dünya Bankası’ndan çok uzun vadeli düşük faizli kredi buldu. Sadece bir imzanıza bakıyor.
Sayın Bakan orada gözümüzün içine baka baka ‘Hayır, bizden kaynaklanan bir şey yok, evrak eksikliği’ dedi. Belli bir güvenceyle alınmış krediyi dahi saray bekletiyor, imzalamıyor. Burada aslında belediye başkanlarımız değil; vatandaşlarımız cezalandırılıyor” diye konuştu.
‘BELEDİYELERİMİZ YURT KAPASİTESİNİ YÜZDE 392 ARTTIRDI’
Yıllardır yurt sorunun çözülemediğini söyleyen Torun, “Her yere üniversite yaptık diye övündüler ama barınma sorununu çözemediler. Her sene vaatlerle geçiniyorlar. Bizim belediyelerimiz 22 olan öğrenci yurt sayısını 83’e çıkardı. 2 bin 996 olan yurt kapasitesini de 14 bin 745’e yükselterek, yüzde 392 arttırdı. Nerede?
Hangi sorun varsa ‘Bu, sorun iktidarındır’ demeden belediyelerimiz vatandaşımızın yanında oldu. Kreş sayımız 162’den 382’ye çıktı. 20 yıldır iktidardalar ama hala ulaşım sorununu çözemediler. Belediyelerimiz şu anda yaklaşık 11 raylı sistemi tamamladı. 23 raylı sistem de devam ediyor. Bu çalışmalar çok önceden başlamış olsaydı bugüne kadar çözülmüş olurdu.
Belediyelerimiz öz kaynaklarını alamadıkları kredilerden dolayı bu alana yönlendirdiler. 3 bin 196 futbol sahası büyüklüğünde yeşil alanı vatandaşlarımızın kullanımına açtılar. Doğanın, onlar doların yeşilini seviyor” dedi.
‘VATANDAŞIMIZ HER ŞEYİN FARKINDA’
Tarım konusunda da önemli bir mesafe aldıklarını söyleyen Torun, “Düne kadar tarım ihracatçısı ülkeydik şu anda maalesef tarım ithalatçısı ülke haline geldik. Maalesef kırsal boşaldı. Şu anda üretimden koptuk.
Vatandaşımız çiftçimiz, üreticimiz ürününe küstü. Belediyelerimiz 160 bin üreticiye 8 milyar destek sağladı. İşte halkçı belediyecilik, derman belediyeciliği budur. Bugün tarım bakanlığının 25-30 milyar destek sağladığı bir ülkede bizim belediyelerimiz yaklaşık 10 milyara yakın bir destek sağladı. 20 yıldır tarımı bitirdiler, köyleri boşalttılar. İnsanları yoksullaştırdılar.
Zaman zaman Erdoğan çıkıyor, gittiği yerlerde belediyelerimizin hizmet yapmadığını, vatandaşın sorununu çözmediğini ifade ediyor. Bu rakamları hiç gözün görmüyor mu? Belediyelerimizin senin iktidarının 20 yılda yapamadığını yaptıklarını gözün görmüyor mu, her türlü engele, tehdide kumpasa rağmen. Sen görmüyorsun ama vatandaşımız her şeyin farkında” diye konuştu.
‘HEP VATANDAŞTAN DESTEK İSTİYORLAR’
Torun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunları yaparken onlar bağışlara el koyuyor, belediyelerimizin yetki ve gelirlerini elinden alıyor. İktidara gelsinler, ilçe belediyelerini de kaldıracaklar. Her şey saraydan idare edilecek. Doğal afetlerde yardım kampanyaları başlatma yetkisini bile eline aldı. ‘Bağışı benden başkası toplayamaz’ diyor.
Hep vatandaştan destek istiyorlar. Hiç o sarayın beslemelerinden fedakarlık istediler mi? Tıkır tıkır döviz üzerinden paralarını aldılar. Onlara bu ülkenin hep rantı, kaynakları düştü. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yardımlarının yüzde 97’si, Cumhur İttifakı’na gidiyor. Nüfusun yarıdan fazlasını yönetiyoruz ama kaynakların yüzde 97’si Cumhur İttifakı belediyelerine gidiyor.
Cumhur İttifakı belediyelerine tek bir müfettiş gitmedi. Bunların işi gücü; haksızlık, adaletsizlik, yalan dolan. ‘Terörist çalıştırıyorsunuz’ dediler ama hiçbir dediklerini ispatlayamadılar. İşleri güçleri dedikodu.”
‘PATLAMADA SINIRIN ÖNEMİ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI’
“Bir İçişleri Bakanı var. Kendi görevinin dışında her şeyi yapıyor. Uyuşturucu tacirleriyle kara paracılarla kol kola. Her türlü olumsuzluğun içinde, hangi taşı kaldırsanız altından çıkıyor. İşi gücü bize laf yetiştirmek, hakaret etmek. Bir gün o adalet kantarında o da tartılacak ve bugüne kadar yaptıklarının hesabını verecek” diyen Torun, “Biz ‘sınır namustur’ dedik.
Bütün il ve ilçelere afiş astık. Şu anda, en son yaşadığımız Taksim’deki patlamada sınırın ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bu işin mutlaka takipçisi olacağız. ‘Ayakkabı numarasına kadar biliyorum sınırdan kuş uçmaz’ demek kolay. Ayakkabı numarasını bildiğin terörist adım adım geldi, 4 ay İstanbul’da kaldı. Görevini yapamadığının bir ispatı. O terörist de terör örgütünün istihbaratçısıymış.
Bu kadar acizlik olmaz. Zamanında ‘Suriyelileri onların iradeleriyle göndereceğiz’ deyince, Erdoğan bizi suçluyordu. Peki, dün ne dedi? ‘Esad’la görüşebilirim’ dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’dan İzmir halkı olarak hala özür bekliyoruz. ‘İzmir işgal altında’ diyerek hakaret eden bakandan özür bekliyoruz. Zaman zaman kendisini Soylu’ya özendiğini biliyorum.
Soylu’dan bir şey olmaz. Onun dili kirli ama sayın Kurum’un en azından bir devlet terbiyesi, anlayışı var. Sakın ona özenmesin. İzmir halkına ve Büyükşehir Belediyesi’ne yaptığı hakaretten dolayı özür dilesin” dedi.
‘TERÖRE PRİM VERECEK HALİMİZ YOK’
İzmir kampında bundan sonraki adımların neler olacağının belirleneceğini ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, “İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanımızın yaptığı hizmetleri görmekten çok memnunum. Bir hafta önce İstanbul’da bir terör saldırısıyla karşılaştık. İstiklal Caddesi’nde 6 canımızı kaybettik. Allah’tan rahmet diliyoruz.
Bizi bu terör saldırılarıyla terbiye edemeyeceklerini aslında biliyorlar ama toplumu kutuplaştırma çabası içindeler. Onda da başarılı olamayacaklar. İlk defa teröre maruz kalmıyoruz, prim verecek halimiz de yok. Türkiye’de bu eylem yapıldığında bizim İçişleri Bakanımız ne yapıyordu, neyle meşguldü? Bizim İçişleri Bakanı’mız sokaktan geçen suçluyu bulup, fotoğraf çektirme uzmanı.
Uyuşturucu taciriyse, mafya babasıysa tercih sebebi. Onun bir fotoğraf albümü var. Teröristin Afrin’den geldiğini söyledi. Sonra detaylar ortaya çıktı. Yeni gelmemiş, aylardır İstanbul’da. O terörist aylardır İstanbul’da gezerken sen ne yapıyordun? Dedik ki; Türkiye’nin sınır güvenliğinde problem var. Türkiye’nin güvenliğine katkıda bulunmak için sen ne yapıyorsun?” diye konuştu.
‘6’LI MASADAKİ İRADE, ÇELİK BİR İRADE OLACAK’
Salıcı, sözlerine şöyle devam etti:
“Süleyman Soylu şunu yapıyor; Sayın Kılıçdaroğlu’na, belediye başkanlarımıza laf yetiştirmekle meşgul. Süleyman Soylu’nun Türkiye’de İçişleri Bakanı olmadığı, Recep Tayyip Erdoğan’ın sokakta normal bir vatandaş gibi muamele gördüğü bir Türkiye’ye ihtiyaç var. Onların oturduğu sarayda yaşamayan ama devleti yönetmeyi bilen, 6’lı masayı iyi bir şekilde götürmüş, halktan yana gayet mütevazi, bütün pisliklere; mafya babalarına uyuşturucu tacirlerine posta koyacak bir iktidara ihtiyacımız var.
O iktidara giden yol bugün yaptığımız bu çalışmalardan, hazırlıklardan geçiyor. O seçime varız. Buyursunlar, sandığı getirsinler. 6’lı masadaki iradeyi çelik bir irade olarak ortaya koyacağız ve yolumuza devam edeceğiz. ‘İYİ Parti konumunu değerlendirsin’ diyor. Meral Akşener, kendi konumlarıyla ilgili bir cevap verdi. Herhalde anlamıştır. Beyefendi iktidarı bırakmış, muhalefeti dizayn ediyor. Burada Türkiye’nin ikinci yüzyılını kuracak bir muhalefet var ve o muhalefet geleceğin iktidarı olarak gelecek.”
‘İKTİDARDA OLDUĞUMUZ TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK YAPMAYI HAYAL ETTİM’
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise kendisine sabah saatlerinde bir rapor ulaştırıldığını açıklayarak, “Bu raporda, ‘İzmir’in güçlü faaliyet dengesiyle mevcut borçların sağlam bir şekilde karşılanacağı ekonomi yönetimiyle faaliyet performansının da dirençli kalmaya devam edeceği anlaşılmıştır.
Kişi başına düşen gayri safi milli gelir hasılasının ulusal ortalamanın 1,2 kat üzerinde olan İzmir’in vergi gelir tabanı sağlayan, canlı ve iyi çeşitlendirilmiş ekonomiye sahip olduğu anlaşılmıştır’ yazılıydı. Bu rapor dün gece yayınlandı ve İzmir’in kredi notu ‘AAA’ olarak teyit edildi. Seferihisar- İzmir arasında yüzlerce kez gelip gitmişimdir. İlk defa bu sabah gelirken iktidarda olduğumuz bir Türkiye’de belediye başkanlığı yaptığımı hayal ettim. Yıllardır iktidarda olmamanın ama görev başında olmanın ne demek olduğunu yaşayarak geldik” dedi.
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel de yaptığı konuşmada, “CHP iktidarında sosyal devletin nasıl olacağını illerinde, ilçelerinde gösteren belediye başkanlarımızdan korkuyorlar. Korktukça saldırganlaşıyorlar. Ellerinde bulunan devletin tüm imkanlarını güçlerini kullanarak, saldırıyorlar.
Biz de milletimizle ve hatta saldıranlar da çok çok iyi biliyor ki; geliyor gelmekte olan. Bu mücadelede belediye meclis üyelerimize de büyük görev düşüyor. Bu çalıştayı bunları tartışmak için düzenledik. Ülkemizi huzura, refaha CHP çıkaracak” diye konuştu.