Doç. Dr. Süheyla Kömür, pandemi döneminin etkisiyle şeker hastalarının ilerleyen yaralarla hastaneye geldiğini belirtti. Kömür, daha önce antibiyotik tedavileri ile çözülebilen yaralar için artık cerrahi operasyonlara daha çok ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süheyla Kömür, Covid-19’un neredeyse bittiğini ve çok az hasta gördüklerini ancak kronik hastalıklar konusunda bazı sıkıntılarla karşılaştıklarına dikkat çekti. Doç. Dr. Kömür, diyabet hastalarının bu dönemde kontrole gelememesi, ilaçlarını düzenli kullanamaması ya da Covid-19 enfeksiyonu nedeniyle bağışıklık sisteminde oluşan zayıflık gibi nedenlerle ayak yaraları ve enfeksiyonlarının artışa geçtiğini belirtti. ‘Diyabetik ayak’ olarak da tanımlanan bu durumun ihmal edilmesi sonucu cerrahi operasyonlar ve hastaneye yatış ihtiyacının da artığını vurgulayan Kömür, yara iyileşmesi diğer kişilere göre daha zor olan şeker hastalarının ilerleyen yaralarla gelmesinin uzuv kaybına neden olduğunu anlattı.
‘CERRAHİYE İHTİYAÇ ARTTI’
Yatışa, ameliyata ihtiyacı olan çok daha fazla hasta olduğunu kaydeden Kömür, “Eskiden sadece antibiyotik tedavisi ile çözebilirken şimdi çoğu hastanın cerrahiye ihtiyacı oluyor çünkü hastaların ayak yaraları ilerlemiş halde geliyor. İlerlemiş yaralarda, kan şekeri kontrolü de yoksa dokular hızla ölebilir. Bu aşamada da yaraların temizlenmesi için çeşitli tekrarlayan ameliyatlar gerekiyor. Bazen enfeksiyon kemiğe kadar ilerleyebiliyor. Bu durum parmakların ve ayağın kesilmesi ile hastanın uzuv kaybına yol açabiliyor” dedi.
Diyabet hastalarında ayak sağlığının takip edilmesinin önemini anlatan Doç. Dr. Kömür, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Şeker hastalığı bağışıklık sistemini etkilemektedir. Bu nedenle yara iyileşmesi bu hastalarda çok daha uzun sürede ve zor şartlarda olabilmektedir. En ufak bir kızarıklıkta, şişlikte, bir nasır ya da mantar enfeksiyonu şüphesinde bu kişiler hekime başvurmalılar. Kan şekeri düzeyi ne kadar iyi kontrol altında tutulursa yaraların oluşma ihtimali o kadar az olur. Kontrollerini ihmal etmemeleri, şeker açısından izlendikleri kliniklere gerekli durumlarda başvurmaları gerekir.
Ayrıca her gün ayaklarını yıkayıp, kurulayıp, nemlendirmek çok önemlidir. Tırnak kesimine ve ayakkabı kullanımına dikkat edilmelidir. Bu kişiler yaralanmaları çoğu zaman fark edemedikleri için dışarıda terlik kullanmamalı, günlük olarak ayak cildini kontrol etmelidir. Nasır ve tırnak batıklarına kendi başlarına müdahale etmemeliler. Bu uygulamalar sonucu derin yaralar açılabilir. Maalesef küçük bir nasırla uğraştıktan sonra ayağını kaybeden hastalar gördük. Bu durumlar mutlaka hekim kontrolünde tedavi edilmelidir.”
Ayrıca hissizlik nedeniyle diyabet hastalarının batan iğneyi, çiviyi ya da yaralanmayı fark edemeyebildiklerini veya geç fark ettiklerini söyleyen Doç. Dr. Kömür, özellikle bu kişilerin 10 yılda bir tetanos aşısı yaptırmalarının önemli olduğunu da dile getirdi.