İskender Pala: “Türkçeye sahip çıkmalıyız. Türkiye Türkçesi Dünya Türklüğü’nün ortak iletişim dili olmalıdır” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. İskender Pala, “Küreselleşen dünya da ilmi, ekonomik, politik ilişkileri en üst sevide kurmak için Türk topluluklarının ortak bir iletişim diline ihtiyaç var.” dedi.
Yazar, akademisyen İskender Pala, “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” münasebetiyle Türkiye Yazarlar Birliği, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği ile Yunus Emre Enstitüsü’nün Ankara’da ortaklaşa düzenlediği “Türkçe Şûrası”na katılarak önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye Türkçesinin, Türklerin yaşadıkları devlet ve topluluklar için ortak bir değer ifade edebilecek yetkinlikte olduğunu söyleyen Pala, böyle bir bütünleşmenin Türk devletlerine güç katacağı gibi topyekun dünya Türklüğünü tarihte hiç sahip olmadığı büyük bir güce de sahip kılacağını belirtti.
Pala: Türkçeye sahip çıkmalıyız
Dil birliğine gidilen yolda sık sık kurultay ve sempozyumların düzenlenmesinin önemine vurgu yapan Pala, “ Bunun için bize düşen; Türkçe ’ye sahip çıkmak, sosyal medya dilinin yozlaştırmalarının mümkün olduğunca önüne geçmektir. Dil kullanımında özensizlikten ve yanlış kullanımlardan kaçınmak, yabancı dil öğretimi ile yabancı dilde eğitimi birbirine karıştırmamak, Türkçe öğretimindeki yetersizlikler için önlemleri almak ve yetkin Türkçe öğretmenleri yetiştirmek dünya Türklüğü için Türkiye Türkçesi’ni ortak iletişim dili yapmak elzemdir, vaciptir.” diye konuştu.
Akademisyenler, edebiyatçılar, felsefeciler ve sözlükçülerin katılımı ile Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sümerbank binası toplantı salonunda 26-27 Kasım tarihlerinde gerçekleşen ve dilin meselelerine çözüm arayışlarına sahne olan şûra iki gün sürdü. Sabah 08.30 başlayan ve geç saatlere kadar süren programın kapanışında bir konuşma yapan sözlük yazarı, mütefekkir ve D. Mehmet Doğan, Türkçe üzerine, dilimiz üzerine düşünenlerin ve yazanların azaldığı bugünlerde “Yunus Emre Yılı’nın en önemli faaliyetini “Türkçe Şûrası” nı düzenlediklerini söyledi.
Doğan: Dildeki kuşatmayı yarmak zorundayız
Şûrada yapılan konuşma ve değerlendirmelerden, hukuk, eğitim, kültür, çeviri, felsefe, edebiyat başta olmak üzere bir çok alanda dilde problemlerin olduğunun anlaşıldığını belirten Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu problemin büyüdüğüne de dair işaretler var. Yani biz her ne kadar memnunmuş gibi görünsek de zaman içinde bu büyüyen meseleler bizi kuşatıyor. Bu kuşatmayı yarmak için böyle bir şûra başlangıcı yaptık diye düşünüyorum. Kiminle konuştuysam da şûranın hem katılımcıları itibariyle hem ortaya konulan metinler, tartışmalar, müzakereler itibariyle gerçekten benzersiz bir faaliyet olduğunu söylediler. İnşallah önümüzdeki zamanlarda belki ikincisini, üçüncüsünü yapmak düşünülebilir.”
Arıcan: Türkçe dünyada bilinip konuşulan bir dil haline gelmeli
TYB Genel Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan da yaptığı konuşmada, kamu yararına çalışan dernek statüsündeki TYB’nin kurulduğundan bu yana geçen 43 yılda dili, edebiyatı, kültürü ve sanatı her zaman gündemde tuttuklarını söyledi.
Genel Başkan Arıcan, “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” dolayısıyla; Türkçe’nin derdini kendine dert edinen değerli bilim adamları, edebiyatçılar ve felsefecilerle bir araya gelerek dildeki, meseleleri ve çözüm önerilerini konuştuk. Amacımız; yeryüzünün en eski ve en geniş coğrafya parçasında konuşulan Türkçe’nin dünyada herkes tarafından bilinip konuşulan bir dil haline gelmesidir. Bunun için de öncelikle, şûrada değerli katılımcıların ortaya koydukları dildeki meseleleri çözmememiz gerekir. Sonra da Türkçeyi geliştirip zenginleştirmeliyiz. ”diye konuştu.
Sonuç bildirgesi ilgili kurumlarla paylaşılacak
Türkçe’nin dünü, bugünü ve yarının konuşulduğu son yılların en kapsamlı şûrasının sonuç bildirgesinin başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere ilgili kurumlarla paylaşacaklarını ifade eden Genel Başkan Arıcan, programdaki konuşmaların, müzakere ve değerlendirmelerin kitap olarak da yayınlanacağını ifa de etti.