Bakan Bekir Pakdemirli ” 2022 yılı bitmeden Efes Antik Kenti’ne teknelerin ulaşımı konusunda gayretimiz olacak” dedi
İzmir’deki Efes Antik Kenti’ni denizle buluşturacak ‘Antik Kent Kanal Projesi’ alanında inceleme yapan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “2022 yılı bitmeden Efes Antik Kenti’ne teknelerin ulaşımı konusunda gayretimiz olacak” dedi.
Selçuk ilçesindeki dünyaca ünlü Efes Antik Kenti’ni 2 bin 500 yıl öncesinde olduğu gibi denizle buluşturacak olan ‘Antik Kent Kanal Projesi’ndeki çalışmalar kapsamında, fore kazık çakma işlemlerinin yüzde 60’ı tamamlandı. Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ile birlikte projenin ilk etap şantiyesinde incelemelerde bulundu.
İnceleme sonrası açıklama yapan Bakan Pakdemirli, “Bu projenin en önemli tarafı, antik kenti içeriyor olması. Bölgenin Hristiyanlık dini için de çok önemli bir özelliği var. Hristiyanlık dinine mensup vatandaşlar burada özellikle Meryem Ana Kilisesi ve diğer kiliseler ile alakadar oluyor. Turizm açısından potansiyel oldukça yüksek. 2011 yılında İzmir için hazırlanan 35 projeden olan antik kanalı içeren bir projeden söz ediyoruz. Aslında tarihe baktığımız zaman tarihte Efes bir deniz kentiydi. Gemilerin uğrak noktası ve ticaretin uğrak noktasıydı.
Bugün Efes kenti 8-9 kilometre içeride kalmış durumda. Zaman içinde derelerden alüvyonlarla Efes kenti bir liman kenti olmaktan çıkmış. Bunu tekrar 2 bin 500 yıl önceki görünümüne kavuşturmak ve bölgenin turizm potansiyelini artırmak için kurumlar birlikte çalıştı. Ulaştırma Bakanlığı, Turizm Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın birlikte çalıştığı bir proje. Bu işin kanal tarafı DSİ ve bakanlığımız tarafından yürütülüyor. Bugün ilk etabını ziyaret ettik. Bunun akabinde de kanalın içinden ikinci etabını da inşa ediyor olacağız. Kanalın ikinci bölümü de antik dokuya uygun olarak inşa edilmesini içeriyor. Önümüzdeki senenin bitiminde Efes Antik Kenti’ne kadar teknelerin su yoluyla ulaşması konusunda arkadaşlarımız gayret gösterecekler. 2022 yılı bitmeden Efes Antik Kenti’ne teknelerin ulaşımı konusunda bir gayretimiz olacak” diye konuştu.
‘EKONOMİK BÜYÜMENİN EN ÖNEMLİ GIDASI TARIM OLACAK’
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Dokuz Eylül Üniversitesi Efes Gıda Laboratuvarı’nın açılış törenine katıldı. Törende Pakdemirli’nin yanı sıra, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ve eğitimciler yer aldı. Törende konuşan Bakan Pakdemirli, “Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı ekonomik tedbirlerle bir oyun daha bozuldu. Kısa zamanda olumlu sonuçlarını göreceğimiz ekonomik programın, tarım sektöründe de büyük faydasını göreceğiz. İhracat odaklı büyümede tarım ve gıda sektörümüz, zincirin en önemli halkalarından biri olacak. Ekonomik büyümenin en önemli gıdası tarım olacaktır. Bunu birlikte başaracağız. Ne demiş Mevlana, ‘Kötü havalarda insan dosta aç olur, bir araya gelse dost dosta ilaç olur.’ Hamdolsun, tarımın ve gençlerin arkasında duran, ülkesi için çalışan herkesi destekleyen, ‘üretin, üretin, üretin’ diyen bir Cumhurbaşkanımız var” dedi.
‘TÜRKİYE DÜNYADA HİÇBİR ÜLKE İLE BENZERLİK GÖSTERMEZ’
“Son 3 yılda, toplam 60 milyar dolar tarım ve gıda ürünleri ihracatı yaptık. 5,4 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik. Geçen yıl ihracatımız 20,7 milyar dolar, dış ticaret fazlamız ise 5,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir” diyen Bakan Pakdemirli sözlerini şöyle sürdürdü:
“206 ülkeye 2 bin 90 çeşit tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. Bu veriler, ülkemizin tarım ve gıda ürünlerinde kendi kendine yeterli olduğunu göstermektedir. Son 3 yılda tarımsal destek bütçemizi yüzde 100 arttırarak 2022 yılında 26 milyar liraya çıkardık. Böylece çiftçimize daha çok destek olarak tarımsal üretim miktarımızın artmasına katkı sağlayacağız. Cumhurbaşkanımızın açıkladığı yeni ekonomik tedbirlerle döviz kurunun aşağı yönlü hareketini hepimiz gördük. Bu süreç tarımın girdi maliyetlerine de yansımaya başladı. Türkiye, yüzyılların birikimini bugünlere taşıyan tarih bilinci ve birlik olma ruhu ile dünyada hiçbir ülke ile benzerlik göstermez. Biz, zorlukları aşan mücadele gücü yüksek bir milletiz. Bu zor günleri hep birlikte aşacağız.”
‘TARIM SINIRLAR ÖTESİNDE’
Açılışı yapılan Efes Gıda Laboratuvarı’nın, İzmir’e ve Türkiye’ye hayırlı olmasını dileyen Bakan Pakdemirli, “Üniversiteler, birer bilim üssüdür. Ancak ne mutlu ki bizim üniversitelerimiz, sadece bilim üreten merkezler değil. Bizim üniversitelerimiz, aynı zamanda yöresel, bölgesel ve küresel gelişmeyi tetikleyen, yönlendiren ve yöneten, toplumsal gelişmenin merkezidirler. Dokuz Eylül Üniversitemiz de köklü geçmişiyle, hem bilgi ve tecrübesini topluma yayan hem de yeni üniversitelere öncülük eden, örnek olan değerli bir kurum. İnsanoğlu eskiden kendi ürettiği ile yetinirken günümüzde artık başkalarının ürettiklerini tüketiyor. Bugün tarım, gıda üretimi ve ticareti sınırlar ötesinde hatta kıtalar arasında yapılıyor. Gıdanın hem güvenliğinde hem de güvenilirliğinde, tarladan başlayıp sofraya kadar giden zincirde Ar-Ge, inovasyon ve teknoloji en önemli girdi ve en önemli garanti haline geldi” ifadelerini kullandı.
‘130 YILI BULAN TECRÜBE İLE ÇÖZÜM ÜRETMEYE DEVAM EDİYORUZ’
Son 60 yılda dünya nüfusunun 3 kat artışla 8 milyara yükseldiğini ifade eden Pakdemirli, “Bu dönemde dünyadaki tarım alanı sadece yüzde 15 artarken, tarımsal hasıla ise 12 kat artışla 3,6 trilyon dolara ulaştı ve üretilen gıdalar artan nüfusun ihtiyacını karşıladı. 2050 yılında 10 milyar olması beklenen dünya nüfusunu doyurmak için bugünkünden yüzde 60 daha fazla gıdaya, bu gıdayı üretmek için de yüzde 15 daha fazla suya ihtiyaç duyacağız.
Bizler de Tarım ve Orman Bakanlığı olarak neredeyse 130 yılı bulan araştırma geçmişimiz ve tecrübemiz ile ülkemiz tarımı için teknoloji ve çözüm üretmeye devam ediyoruz. Tarımsal Ar-Ge alanında, 60 araştırma enstitüsü, 200 bin dekar arazi, 300 laboratuvar, 2 binden fazlası akademik seviyede olmak üzere toplam 7 bin personel ile ihtiyaç duyulan her alanda ülkemizin hizmetinde, milletimizin emrindeyiz” dedi.
‘DENETİMLERİN HEM SAYISI HEM ETKİNLİĞİ ARTTI’
Bakanlık tarafından Ar-Ge çalışmaları için yıllık yaklaşık 1 milyar TL kaynak ayrıldığını belirten Pakdemirli, “Ülkemizdeki tarımsal Know-How’ın, yani çözümlerin yüzde 70’inin bakanlığımız araştırma sistemine ait olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Gıda sektöründe tüketici eğilimlerine göre öncelik belirleyen bir üretim anlayışı hakim olmaya başladı. Fast food kültürü gelişti. Bu noktada gıda güvenilirliği kavramı doğdu.
Bu durum, gıda üretim ve satışında yasal çerçevenin tam olarak ortaya konulmasını detaylı analizleri ve sahada kontrolü daha da önemli hale getirdi. Bakanlık olarak son 19 yılda güvenilir gıda hedefiyle, her biri devrim niteliğinde sayısız düzenleme yaptık. Denetimlerimizin hem sayısını hem de etkinliğini arttırdık. Şu an, uzman 7 bin 329 personelden oluşan dev bir kontrol ve denetim ordumuz var. Türkiye genelinde gıda denetim sayısı 2002 yılında yaklaşık 40 bin iken, bu rakam 2021 Aralık ayı itibariyle 1,3 milyonu geçmiştir” diye konuştu.
‘VERİLEN EN FAZLA SÖZ REKORU KIRILDI’
‘Alo Gıda’ hattına da değinen Bakan Pakdemirli, “ALO 174 Gıda Hattı, bugüne kadar toplam 2,6 milyon defa arandı ve her çağrıya ilişkin işlemler de hızlıca yapıldı. Bize yapılan 823 bin başvurunun 820 binini sonuçlandırdık. Denetimler kapsamında 57 binden fazla cezai işlem uyguladık. Bugün 12 kamu, 45 özel olmak üzere, GDO tarama analizi yapabilen 57 laboratuvarımız var. Öte yandan dünyada her 9 insandan 1’i, yani 821 milyon insan açlıkla karşı karşıya ve buna karşın 670 milyondan fazla yetişkin ve 140 milyon genç, obezite sorunu yaşıyor. Üretilen gıdanın her yıl üçte biri, yani 1,3 milyar tonu israf ediliyor.
‘Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık’ projesiyle dünyaya örnek olacak büyük bir mücadeleyi hayata geçirdik. İsraf edilen gıdayı üretmek için gereken alan, Çin’in yüzölçümü kadar, yani 9,6 milyon kilometre kare. 790 bin kişi gıda israfı yapmayacağına dair söz verdi. Bu kampanya ile ‘Çevresel Sürdürülebilirlik Alanında Verilen En Fazla Söz’ Guinness rekorunu kırdık. Bu kampanya ile haneler daha az gıda israf ederek, yılda 664 milyon lira tasarruf etti. Yanlış porsiyon planlamasından kaynaklanan gıda israfı, yüzde 22’den yüzde 13’e düştü. Son tüketim tarihi ve tavsiye edilen tüketim tarihi arasındaki farkın bilinirliği yüzde 20 oranında arttı” ifadelerini kullandı.
‘BİZ BAKANLIK OLARAK DAİMA YANINIZDAYIZ, ARKANIZDAYIZ’
Yaklaşık 13 milyon lira bütçeli proje ile Efes Gıda Laboratuvarı’nın çalışmalarına başlandığını hatırlatan Pakdemirli, “Laboratuvarımız oluşturulan eşsiz alt yapısı ile inşallah dünya çapında birçok araştırmacıya ev sahipliği yapabilecek” dedi.
Öğrencileri bu laboratuvarın müdavimi olmaya davet eden Bakan Pakdemirli, “Bu yeni dünyada figüran değil, başrol olmak istiyorsak birincisi sağlık, ikincisi tarım ve gıda konularına çok kafa yormamız lazım. Çünkü insan telefonsuz, internetsiz durabilir ama aç duramaz, susuz kalamaz. Dolayısıyla buradan gençlerimizi bir kere daha tarımda, gıdada ‘kendi işinin patronu’ olmaya davet etmek istiyorum. Gençlerimizle ilgili pek çok faaliyetimiz var.
Bu desteklerden yararlanın. Doğduğunuz toprakları ekin, biçin. Doğduğunuz topraklar size hizmet etsin, siz de doğduğunuz toprakların insanlarına hizmet edin. İş olun, aş olun, istihdam sağlayın, üretin, markalaşın, kendi işinizin patronu olun. Yörenizin, bölgenizin, ülkenizin lezzetlerini dünyaya duyurun, dünyaları doyurun. Biz Bakanlık olarak daima yanınızdayız, arkanızdayız” dedi.
‘KIRSAL KALKINMAYA GÜÇ VERME İSTEĞİMİZİN SONUCU’
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ise, “Bilim dünyasının temsilcisi olarak biz de ülkemizin kazanımlarına katkı sağlamaya, yol göstermeye ve karar mekanizmalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Öğretim ve araştırma faaliyetlerinin niteliğini arttırmaya aziz milletimizin, üreticilerimizin, sektör temsilcilerinin ihtiyaçlarına çözüm sunmaya gayret ediyoruz. Bir tarafta bilimsel çalışmaları destekliyor, diğer tarafta Ar-Ge ve inovasyon içeren yatırımları ülkemize kazandırıyoruz. Örneğin Kiraz ilçesinde açtığımız İzmir’in ilk veteriner fakültesi ile burada açtığımız laboratuvarı da hayvancılık sektörünün geliştirilmesi, gıda güvenliğinin sağlanması, halk sağlığının korunması ve kırsal kalkınmaya güç verme isteğimizin sonucu olarak görüyoruz” diye konuştu.