CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Basın özgürlüğü, ülkeyi sağlıklı yöneten bir idarenin vazgeçilmez koşuludur. Özgür medyanın olmadığı yerde demokrasi olmaz, düşünce özgürlüğü olmaz.” dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, hiçbir ayrım yapmadan bütün Türkiye’yi, bütün vatandaşları kucakladıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Biz güzel bir ülkede, huzur içinde, beraberce yaşamak istiyoruz. Ayrımcılık olmasın, her evde huzur olsun, herkesin işi gücü olsun istiyoruz. Gazeteciler özgürce yazsınlar, eleştirsinler istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsun, kadın erkek eşitliği olsun istiyoruz. Çatısı altında olduğumuz parlamento toplumun sorunlarına çözüm üretsin istiyoruz. Bunları söylüyorum ama büyük sorunlarımız var bunun farkındayım zaten.
Yargıya bakıyorsunuz; adaleti dağıtmaktan uzak. Yönetime bakıyorsunuz; ne yaptığı belli değil. İniyorsunuz alana halka gidiyorsunuz; dünya kadar şikayet dinliyorsunuz. Yönetimle halk arasında büyük bir uçurum var şu anda. Türkiye’nin bu bataktan çıkışının tek bir çaresi var o da Cumhuriyet Halk Partisi. Söz veriyorum halkıma; her kuruşun hesabını veren, kul hakkı yemeyen bir yönetim gelecek. Karanlıkları aydınlıklara çevirmek gibi temel bir görevimiz var. Bu görev yapacağız. Söz veriyorum; bu görevi ya yapacağız ya yapacağız.”
‘ÖZGÜR MEDYANIN OLMADIĞI YERDE DEMOKRASİ OLMAZ’
Basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin düzenlemeleri içeren ‘Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bir sansür teklifi getirmişler, altına atıyorlar imzaları. Ne olduğunu da bilmiyorlar. Nasıl bir felaket olduğunun da farkında değiller. İstiyorlar ki ‘Kimse sarayı, AK Parti’yi, MHP’yi eleştirmesin, herkesin ağzına bant çekelim, hiç kimse konuşmasın, dünyayı millete güllük gülistanlık gösterelim’. Sanıyorlar ki bu millet bunu yutacak. Yutmayız efendim yutmayız.
Her şey meydanda, her şey görünüyor. Basın özgürlüğü, ülkeyi sağlıklı yöneten bir idarenin vazgeçilmez koşuludur. Özgür medyanın olmadığı yerde demokrasi olmaz, düşünce özgürlüğü olmaz. Bunlara yasak getirmeye çalışıyorlar. Beyler rahatsız oluyor. İstediğiniz kadar rahatsız olun, biz inandığımız yolda yürüyeceğiz ve devam edeceğiz. Herkesin bunu bilmesini isterim.
Diyorlar ki ‘Bu teklif yasalaştığında basın özgürlüğü daha da güçlenecek’. Bunu söylüyorlarsa tam aksini yapıyorlar demektir. Daha önce sistem değişiyor dediklerinde de parlamento daha güçlü olacak demişlerdi. Buyrun bakın, parlamentonun ne gücü var?”
‘ANAYASA MAHKEMESİ’NE GÖTÜRECEĞİZ’
Bakanların parlamentoya gelmediğini, soru önergesine cevap verilmediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Burası sadece 600 kişinin aylık aldığı, saraydan gelen kanun tekliflerine ise el kaldırıp indiren 19 Mayıs hareketlerinin yapıldığı, muhalefetin de inadına muhalefet ettiği, yanlışı bir şekilde dile getirdiği bir kuruma dönüştü burası.
Bir başkan var, TBMM başkanı var ama o da vesayet altında. Bilmeleri gereken bir şey var, iyi niyetle ifade edeyim; en güçlü gazete fısıltı gazetesi. ‘Yazmayın’ dediğinizde fısıltı gazetesinden daha güçlüsü yoktur. Anayasada der ki ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ ama getirilen düzenleme sansür uygulaması. Bu teklif bu şekliyle yasalaşırsa parlamentoda da mücadele edeceğiz, parlamento dışına çıktığında da Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz.
İyi bir gerekçeyle bunun demokrasiye aykırı olduğunu, düşünceye, ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu, yürütme organının denetlenmesine engel olduğunu dolayısıyla yürütme organının yolsuzluklarının kamuoyu tarafından bilinmesi için basının özgür olması gerektiğini detaylarıyla ifade edeceğiz” dedi.
‘PINAR GÜLTEKİN’ TEPKİSİ
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Pınar Gültekin davasında verilen karara ilişkin de “Haksız tahrik indirimi sağlandı. Hangi vicdan, hangi ahlak kabul eder? Kadın erkek dayanışması içinde kadınlara yapılan tüm haksızlıkların karşısında birlikte olmak zorundayız. Bir devletin itibarı, saygınlığı vardır. Bunu koruyacak olan yönetimdir” diye konuştu.