Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer 6’ıncısı düzenlenen Türk Konseyi Eğitim Bakanları Toplantısı’nda konuştu
Türk Konseyi 6. Eğitim Bakanları Toplantısı ve Uluslararası Türk Akademisi Bilim Kurulu 4. Toplantısı, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleşti. Toplantıda konuşan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Yükseköğretim alanında iş birliği gerçekleştirmek adına 2013 yılında kurulan Türkiye Üniversiteler Birliğine üye olan ülkelerin sayısı 30’a yükselmiş bulunmaktadır. Birliğe üye üniversite sayısının artması üniversiteler arasında iş birliği olanaklarının artması, çeşitlendirilmesi ve iş birliklerinin kapsamının genişletilmesini temenni ediyorum.” dedi.
Türk Konseyi 6. Eğitim Bakanları Toplantısı ve Uluslararası Türk Akademisi Bilim Kurulu 4. Toplantısı Milli Eğitim Bakanlığının ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleşti. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in ev sahipliğinde yapılan toplantıya, Kazakistan Eğitim ve Bilim Bakanı Askhat Aimagambetov, Azerbaycan Eğitim Bakanı Emin Amrullayev, Kırgızistan Eğitim ve Bilim Bakanı Bolotbek Kupeshev, Özbekistan Halk Eğitimi Bakan Yardımcısı Temurjon Komilov, Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Darkhan Kydyrali ve Macaristan İstanbul Başkonsolosu Laszlo Keller katıldı.
“TÜRK ÜNİVERSİTELER BİRLİĞİNE ÜYE ÜLKE SAYISI 30’A YÜKSELDİ”
Toplantıda konuşan Bakan Özer, “Bizler ortak bir dili zengin bir kültürü şanlı bir geçmişi paylaşıyoruz. Sürdürülebilir kalkınmanın en başta gelen şartı kaliteli eğitime erişimdir ve beşeri sermayenin niteliğinin sürekli arttırılmasıdır. Kaliteli eğitim sadece istihdam üretim ve ekonomik kalkınma için değil aynı zamanda toplumsal huzur ver barış için de gereklidir. Bu doğrultuda gençlerimizi en iyi şekilde yetiştirmek gelişen teknoloji ve iş dünyasına katkı verecek şekilde donatmak, onlara ortak değerlerimizi ve kültürümüzü tam olarak kazandırmak için çalışmalıyız.
Bu doğrultuda Türk konseyinin diğer alanlarında da olduğu gibi eğitim alanında da ülkelerimiz arası iş birliğine büyük önem veriyoruz. Mart 2019 da düzenlenen 5. Eğitim Bakanları toplantısından bu yana konsey ülkelerinde çeşitli olumlu gelişmeler yaşandı. Bir önceki toplantıda Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan ve Türkiye üye ülke, Macaristan ise gözlemci ülke olarak katılmıştı. Ancak bu toplantıya Özbekistan da üye olarak iştirak etmektedir. Bu nedenle sayın Bakan Yardımcısı Temurjon Komilov nezdinde Özbekistan’ı tebrik ediyorum ve kendilerine Türk konseyine hoş geldiniz diyorum.” dedi.
Bakan Özer şöyle devam etti:
“Ortak çaba ortak vizyon ve ortak hayallerin eseri olan Türk konseyi aynı zamanda müşterek bir idealin de sembolüdür. Bugün bizleri bir araya getiren sadece dilimiz, tarihimiz, coğrafyamız, kültürümüz değil aynı zamanda müreffeh bir geleceği hep birlikte inşa etme arzusu ve irademizdir. Türk Konseyi bünyesinde gerçekleştirilen öğrenci değişim programı, kardeş okul programı, öğretmen uzman değişim programı ve yükseköğretime yönelik Orhun değişim programıyla öğrencilerimizle öğretim personelimiz arasında sadece bilgi ve deneyim paylaşılmayacak aynı zamanda halklarımız arasında kültürel bağlar da geliştirilecek ve güçlendirilecektir.
Türk akademisi ofisinde hazırlanan ortak Türk tarihi kitabı ve hazırlık çalışmaları devam eden ortak Türk edebiyatı ve Türk dünyası coğrafyası kitapları gençlerimizin tarihini daha iyi tanımalarına, anlamalarına ve kültürel bağlar oluşturmalarına fayda sağlayacaktır. Bu vesileyle üye ülkeler arasında bilim ve eğitim alanlarında koordinasyon iş birliği ve araştırma faaliyetlerini sürdüren bilimsel yayınlar yapan ve uluslararası ortaklıklarla konferanslar sayesinde Türk dünyasının bilimsel hazinesinin dünya çapında tanıtımına katkıda bulunan Türk akademisini tebrik ediyorum. Yükseköğretim alanında iş birliği gerçekleştirmek adına 2013 yılında kurulan Türkiye Üniversiteler Birliğine üye olan ülkelerin sayısı 30’a yükselmiş bulunmaktadır.
Birliğe üye üniversite sayısının artması üniversiteler arasında iş birliği olanaklarının artması, çeşitlendirilmesi ve işbirliklerinin kapsamının genişletilmesini temenni ediyorum. Sadece ortaöğretim ve yükseköğretim kademesinde değil ilköğretim ve okul öncesi eğitim döneminde de çocuklarımıza kültürümüzü ve değerlerimizi kazandırmalıyız. Umut ediyorum ki eğitim alanındaki iş birliğimiz gençlerimizi öz kimliğini bilen kültür değerlerinin farkında olan geleneklerine ve tarihlerine bağlı bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunacaktır”