Osmanlı’da kahve kültürü! Geçmişten bugüne uzunca bir tarihi olan kahveye naçizane bir kapı aralamak istedik.
Günümüzde birçoğumuzun vazgeçemediği içecektir kahve. Her duygu durum halinde tüketiriz; mutluyken, yorgunken, sinirliyken, yeni uyanmışken…
Geçmişten bugüne uzunca bir tarihi olan kahveye naçizane bir kapı aralamak istedik. Bu kapının ardında kültürel etkileşimin çok yüksek olduğunu görmekteyiz. Medeniyetlerden günümüze kadar gelen kahvenin ilk yetiştirildiği yeri incelemediğimizde kaynaklar bizi Habeşistan’a götürür. 15. yy. ‘da Mekke’ye giden Hacıların uzun yolculuğunda, bu yolculuk sırasındaki yoğunluğa dayanabilmeleri için kahve tanelerini demleyerek suyunu içtiklerini okumaktayız.
Peki Nasıl Osmanlı’ Devleti’ne geldi?
1543 Yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul’a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek ‘Türk Kahvesi’ adını aldı. Kanuni Sultan Dönemi’nde sosyal hayatın bir parçası haline geldi. İlk kahvehane 1554 yılında açıldı. Yavaş yavaş toplumun her kesimi kahve içiyor ve bu durum hızla yayılıyordu. Ulema sınıfı toplumun bu yeni alışkanlığının aşırıya kaçmasından endişe ediyorlardı. Osmanlı tarihi incelediğinde yer yer kahveye çeşitli yasaklar getirildiği kaynaklarda mevcuttur.
Sağlık Açısından Kahvenin Önemi Nedir?
Kahvenin içinde ‘kafein’ denen madde bulunmaktadır. Bu madde beyne uyarıcı şekilde etki etmektedir. Uzmanların ön gördüğü miktar tüketildiği taktirde kahve; yorgunluk giderici, vücuda kuvvet veren bir içeceğe dönüşür. Çok tüketildiğinde ise uykusuzluk, çarpıntı, sinirlilik, yapmaktadır.
Toplumsal olarak önemli bir yere sahip olan kahveye 40 yıl hatır vererek ne de büyük sorumluluk vermişiz değil mi?
Edebiyata, Sanata Ve İnsana Dair Tekrar Görüşmek Üzere…