Önyargı empati ve anlamak! Kelimenin anlamına bakacak olursak çoğu kişiye olumsuz bir anlam çağrıştırır. Karşımızdaki insanı anlamak için onu tanımamız yetmez.
En basit şekilde örnek verecek olursak; yeni tanıştığımız birisinin kişiliği hakkında ve o kişinin davranışları hakkında olumsuz düşünceler içeren eleştirilerde bulunuruz. Halbuki önyargı sadece bundan ibaret değildir. Bizler, hayatımızda yeni yer alan kişiler için olumlu düşüncelere de sahip olabiliriz. Sonuçta her iki türlü de o kişiyi tanımadan vermiş olduğumuz yargılara denir.
Her ne kadar önyargını güzel bir davranış biçimi olmadığını bilsek de bu durumdan kaçamayız. Bir olay, bir durum ve bir insan hakkında bulunduğumuz yargıları bazen dile getirmeyebiliriz. Ama kendi içimizde bile önyargı yapmış oluruz. İnsanoğlu olarak bilmediğimiz olay, durum veya tanımadığımız insanlar hakkında yorum yapmaya her zaman hakkımız olduğunu düşünürüz. Düşüncelerimizin sonunun nereye gideceğini bilmeden, kime zarar vereceğini bilmeden peşin yükümler veririz.
Karşımızdaki insanı anlamak için onu tanımamız yetmez. Onun duygularını da tanımak gereklidir. Bizler hayatımızdaki insanları, kendilerini sözcüklere sığdırdıkları kadar bilebiliriz. Ama duygular asla bizleri yanıltmazlar. Bununla ilgili çok beğendiğim bir söz vardır: “Benim hissettiğimi hissetmeden beni anlayamazsınız.” Peki karşımızdakini nasıl anlayacağız?
Bu durumda herkesin ezbere bildiği ama çoğu kişinin uyguladığını sanıp uygulayamadığı empati yeteneğimiz devreye girmiş oluyor. Yetenek diyorum çünkü duyguları anlamak hayatı anlamanın en önemli noktası olduğunu düşünüyorum. Empatinin klasik tanımı: “Kendinizi başkasının yerine koymaktır.” Kaçımız, kendimizi başkasının yerine koyarken hissettiğini hissetmeye çalışıyoruz. Ya da kaç kişi “seni anlıyorum” dediğinde “senin üzüntünü hissedebiliyorum” diye içinden geçiriyor. Bence bu sorunun cevabı, uygulamaya çalıştığımız empatinin temel cevabı olacaktır.
Olum ya da olumsuz olsun; olay, durum veya karşımızdaki insan hakkında empati kurmadan kesin yargılarda bulunmamalıyız. Ve empatiyi, duyguları hissetmeden ve anlamadan kurmamalıyız. Bu dediğimi yapabilirsek hayatımızı her bakımdan kolaylaştıracak çözüm yollarından birini elde etmiş oluruz.