Prof. Dr. Gündüz, Kronik ağrı sorunlarında yaş ortalamasının düştüğüne işaret ederek, “Uzaktan çalışma, online eğitim boynumuzu büktü” dedi.
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Fizik Tedavi ve Ağrı Uzmanı Prof. Dr. Hakan Gündüz, 2 yıllık pandemi sürecinde uzun süre evde kalma ve uzaktan çalışma, online eğitim gibi nedenlerle “ekrana bağımlı” bir yaşam sürülmesinin, kronik bel ve boyun ağrısı şikayetiyle gelen hastalarda yaş ortalamasını gençler, hatta çocuklara kadar düşürdüğünü söyledi.
İstanbul’un en büyük pandemi hastanelerinden biri olarak 2 yıldır Kovid konusunda binlerce hastaya şifa veren Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Gündüz, pandemi hayatının kronik ağrı ve tedavisinde ezberleri değiştirdiğini söyledi.
Aynı zamanda Fizik Tedavi Rehabilitasyon ve Algoloji (Ağrı) Uzmanı da olan Prof. Dr. Gündüz, özellikle kronikleşen ağrıların son yıllarda toplumda oldukça büyük bir yük oluşturduğunu anlatarak “Bunların başında da genel olarak omurga sorunları geliyor. Özellikle bel veya boyun fıtığı sonrasında yaşanan ağrılar, bacak-kol ağrıları, bunların başında yer alıyor. Pandemide geçen 2 yıl ise hayatımızda çok ciddi değişikliklere sebep oldu ve bu, ağrı açısından da önemli oldu” dedi.
Pandemi yüzünden ertelenen sağlık ihtiyaçları nedeniyle de bir grup kronik hastada fizik tedavi veya girişimsel yöntemler için geç kalınması yüzünden, cerrahinin zorunlu hale geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Gündüz, son yıllarda kronik ağrı tedavisinde girişimsel yöntemlerin çok iyi sonuçlar verdiğine de değindi.
“KİLO ALMA, TEDAVİDE GECİKME, BAZI HASTALARDA CERRAHİYİ ZORUNLU KILDI”
Prof. Dr. Gündüz, “Pandemi ile çok yaygınlaşan omurga ağrıları, kas ağrıları, kovid geçirenlerde daha sonradan görülen sırt ağrıları, çeşitli eklem ağrıları görüyoruz şu anda. İnsanlar daha hareketsiz kaldılar. Kilo aldılar. Daha sağlıksız beslendiler. Bu da hastalık paternlerinde (şekillerinde) değişikliğe yol açtığı gibi tedavi yöntemlerinde de farklılık oluşturdu. Örneğin girişimsel tedavi yapacaksanız hemen başında yapmanız, çabucak tedavi etmeniz gerekir. Bunlar yapılamadığı için kronik ağrılar arttı ve evde kapalı kalmaya, kilo almaya bağlı olarak da cerrahiye doğru gidişi ya da daha zor tedavi araçlarını mecbur hale getirdi bazı hasta gruplarında” diye konuştu.
“UZAKTAN EĞİTİM VE ÇALIŞMA, BOYNUMUZU BÜKTÜ”
Prof. Dr. Gündüz, kronik ağrı sorunlarında yaş ortalamasının da düştüğüne işaret ederek, uzaktan çalışma, online eğitim ya da çok fazla ekrana maruz kalma nedeniyle çocuk yaştaki hastalarda dahi bel ve boyun ağrıları görüldüğünü vurguladı. Prof. Dr. Gündüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Pandemi, ekrana maruziyeti artırdı. Online dersler, eğitimler, her türlü toplantının ekran karşısına yapılması, bunların bir kısmının cep telefonu ile, başın belli açılarda boynu eğerek yapılması, boyun fıtığı, boyun ağrısı, sırt ağrısı gibi sorunları arttırdı. Hatta bu problemlerin daha erken yaşta görülmesine sebep oldu. Daha çocuk yaşta denebilecek hastalarda bunu görüyoruz. Çocuklarda bile bu problemlerin görülmesi, (Kovid pandemisinin hayatımızı nasıl değiştirdiğine) önemli bir işaret aslında.”
“GİRİŞİMSEL YÖNTEMLERLE BİRKAÇ SAATTE AĞRIDAN KURTULMAK MÜMKÜN”
Modern insanın kronik ağrı tedavisinde çok daha hızlı sonuç almak istediğine de değinen Prof. Dr. Hakan Gündüz, algoloji bilimi sayesinde son 10 yıldır girişimsel yöntemlerle bunun mümkün olabildiğini söyledi. Prof. Dr. Gündüz, “Algoloji, modern insana cevap verebilecek bir yöntem sunuyor. Örneğin bel fıtığı hastalarının bir kısmı ilaç tedavisi ile egzersizle, kilo vermekle ve karın kasları güçlendirmekle tedavi edilebilir. Az bir kısmında da cerrahiye ihtiyaç duyulur.
Bir de bu iki grup arasında kalan yüzde 25-30’luk bir olgu, girişimsel ağrı tedavilerine adaydır. Girişimsel ağrı ağrı tedavilerinde ise biz, epidural steroid enjeksiyonu dediğimiz bir yöntemle; görüntüleme altında belden epidural bölgedeki sinir kılıflarının etrafındaki zararların arasına bir ilaç verip, o bölgedeki ağrının giderilmesini, enflamasyonun düzelmesini sağlayabiliyoruz. Bunun dışında o bel ağrısına yol açan başka eklemler varsa onların içine de iğne yaparak, eklem etrafındaki sinirlere blokaj yapıp veya o sinirleri yakıp ağrıyı yok edebiliyoruz” dedi.
“SEÇİLMİŞ VAKALARDA ALGOLOJİ UZMANLARINCA YAPILMALI”
Girişimsel ağrı tedavilerinin tecrübeli ellerde, algoloji eğitimi olan hekimlerce seçilmiş uygun vakalarda yapılması gerektiğinin de altını çizen Prof. Dr. Gündüz, sözlerini şöyle noktaladı:
“Girişimsel tedavilerde de belli bir risk olabilir. Ama karşılaştırdığınızda, ciddi bir risk yoksa, uygun vaka seçimiyle bu girişimsel yöntemleri tercih etmek mümkün olabilir. Uygun ellerde ve seçilmiş vakalarda gerçek endikasyonları konduğunda, bir tarafta uzun tedavi yöntemleri varken modern insan için çok çabuk ağrısından kurtulabileceği bu yöntemleri tercih etmek daha mümkün olabiliyor. Son zamanlarda omurga sorunları açısından birçok olguda ameliyatları azaltacak veya başka daha ciddi yöntemlerin uygulanmasına gerek bırakmayacak iyi bir seçenek girişimsel ağrı tedavileri. Bir de son zamanlarda çok ciddi ağrı yaşayan, gece uyuyamayan kanser hastalarına uyguladığımız basit bir girişimsel yöntemle onların tüm ağrısını gidermek ve yaşamını çok daha konforlu hale getirmek mümkün olabiliyor.”