Antalya’da Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde alanında uzman hekimler dünyada ve ülkemizde onkolojide yaşanan gelişmeleri tek tek aktardı
8’inci Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, Belek’te, Kaya Palazzo Kongre Merkezi’nde düzenlendi. 3-7 Kasım 2021 tarihinde gerçekleştirilen Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde Türk ve yabancı bilim insanları tarafından katılımcılarla kanser hastalığı tedavisinin hasta odaklı olarak gerçekleştirilmesi için bilgiler paylaşılıyor. Türk onkoloji topluluğu olarak dünyada ve ülkemizde onkoloji konusunda yaşanan gelişmeler, bu gelişmelerin uygulama alanındaki etkileri 900’ü aşkın katılımcıyla 5 paralel salonda düzenlenen oturumlar büyük ilgiyle izleniyor.
YENİ İLAÇ VE YÖNTEMLER GELİŞİYOR
8’inci Türk Tıbbı Onkoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Serdar Turhal, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’nin 8’inci Ulusal kongresini Covid pandemisi nedeniyle yaklaşık 18 aylık bir gecikmeyle yapabildiklerini aktardı. Onkoloji camiası olarak uzun bir aradan sonra yapılan ilk yüz yüze kongreyi gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. Turhal, Covid-19’a rağmen yüksek katılımla karşılaştıklarını anlattı. Prof. Dr. Serdar Turhal, “Son ulusal kongremizden bu yana olan değişiklikler çoğunlukla yönelik tedaviler yönünde oldu. Sürekli tümörlerin çoğalması ile ilgili yeni yolaklar, bu yolakları durdurmak için yeni ilaçlar ve yöntemler keşfediliyor” dedi.
İLAÇ ÇEŞİDİ ARTIYOR
Prof. Dr. Serdar Turhal, son dönemde onkoloji hastalarına yönelik geliştirilen tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Akıllı ilaçların geliştirildiği ve hedefe yönelik tedavilerin geliştiğini belirten Turhal, bu ilaçların sayılarında çarpıcı artış olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Serdar Turhal, “Kanser hücrelerinin derinine baktıkça onların çoğalmasıyla ilgili yeni yeni yollar buluyoruz ve o yolları bloke edecek yeni ilaçlar keşfediyoruz. 1 yıl önce 15 hastalığa yönelik örneğin 120 ilacımız varken 1 yıl sonra 33 hastalığa yönelik 277 ilacımız var. Bunu 1 yıl sonra konuştuğumuzda belki 75 kanser çeşidine karşı 1756 ilacımız olacak. Buradaki hızlı artış kemateropi, aşı gibi bütün diğer tedavi seçeneklerinin önüne geçmiş durumda” dedi.
TÜRKİYE’DE EN ÇOK AKCİĞER SONRA MEME KANSERİ GÖRÜLÜYOR
Türkiye’de en sık görülen kanser türünün akciğer kanseri olduğunu aktaran Prof. Dr. Serdar Turhal, “Geçmişte sigara içimi daha da fazla olduğu ülkeyiz. Bu bir numaralı sebep. Onun dışında genel olarak meme kanseri artış gösteren kanser türüdür. Türkiye’de de benzer bir trend görüyoruz. Buradaki sebeplerden biri tarama tetkikleri sayesinde meme kanserinin erken saptanıyor olmasıdır. Kanserli hasta sayısı artıyor gibi düşünülüyor ama bir yandan da kanser olmuş ve iyileşmiş pek çok hasta sayısı da bu kanserli hasta sayısı grubunun içinde oluyor.
Genel olarak aktif kanser tedavisi alan hasta sayısında Türkiye, dünya ortalamasının altındadır. Gelecekteki ümidim bireyselleştirilmiş tedavinin arttırılması yani moleküler genetik analizlerle ilgili bilgiler arttıkça bunu daha kolay daha hızlı ve ucuza yapabiliyor. Eğer tomografi çeker gibi hastalara moleküler genetik özelliklerine bakıp uygun ilaçlar elimizin altında olacağı için verebileceğiz. Uygun hastalarda çok çok iyi sonuçlar alabileceğiz. Kanser hakikaten bu hasta grubunda kronik hastalık haline gelebilecek bence” diye konuştu.
UYARILARA DİKKAT EDİP AŞI OLUN
Türk Tıbbı Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Dinçer, Covid-19’un onkoloji hastalarına olan etkileri hakkında bilgi verdi. Covid-19’un hayatımıza girmesiyle birlikte yavaş yavaş hastalığı tanıyarak tedavide yapılması gerekenleri öğrenildiği ve aşılama çalışmalarının devreye girmesiyle birlikte çözülme sürecine girildiğini aktaran Prof. Dr. Murat Dinçer, “Onkoloji hastaların özelinde ilk 15 gün 1 ay içerisinde hastaneye gelmekten ciddi korku endişe vardı. Bilinmeyene karşı verilecek en doğal tepkiydi. Maske, mesafe ve gerekli hijyeni sağlayarak hastanelerde bulaş olmadan da yaşanabileceğini öğrenmiş olduk.
Türk onkoloji pratiğinde ciddi bir aksama olmadı. Hastaların hekime başvurmasında ciddi sıkıntılar yaşamadık. Aşıların günlük hayatımıza girmesiyle normalleştik. Bu süreci aşılamayla atlatacağız. Onkoloji hastalarının ister tedavi alsın ister almasın mutlaka aşılama programına dahil olmaları gerekiyor. Sağlık Bakanlığı kronik hastalıklarla ilgili 3’üncü dozu da açtı. Bu uyarılara son derece titizlikle kulak verip aşılarını olması, takip eden onkologlarıyla iletişim hakinde bulunmalarını öneriyoruz” dedi.
‘GÜVENLE AŞI YAPILABİLİR’
Prof. Dr. Murat Dinçer, devletin sunduğu tüm aşıların canlı olmayan aşılar olduğuna dikkat çekerek, “Tüm kanser hastaları güvende kullanabilir. MRNA aşılarında canlı virüs yoktur sadece virüsün genetik yapısındaki küçük bir kısmı kopyalanarak elde edilen aşılardır. Yeni teknolojidir. Etkin bir şekilde bağışıklık sağladığını biliyoruz. Bir çekinceye gerek yok güvenle aşı yapılabilir” diye konuştu.
KANSER HASTASIYSANIZ COVİD DAHA AĞIR SEYREDİYOR
Onkoloji hastaları eğer tedavileri tamamlanıp normal takiplerinde olan bir hasta grubuysa sağlık sorunu olmayan bireyler gibi Covide yakalandığında farklılık göstermediğini aktaran Prof. Dr. Dinçer, “Aktif olarak kemoterapi alan ya da lenfoma tedavisi alan bir takım özel ilaç kullananların Covid’e yakalandığında daha ağır seyrettiğini biliyoruz ama eğer aşısızsa.
Zaten aşısız sağlıklı bireylerde son derece ağır geçirip ciddi anlamda yoğun bakım ihtiyaçları veya kaybedilme riskleri var. Dolayısıyla kronik hastalığı olsun olmasın aşısız her birey hastalığı ağır geçirme riskiyle karşı karşıyadır. Eğer kanser hastasıysa biraz daha riski artıyor. Mutlaka aşılanması gerekmektedir” dedi.
TÜTÜN ÜRÜNLERİ AKCİĞERLERE ZARAR VERİYOR
Türk Tıbbı Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Özlem Sönmez ise Akciğer kanseri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Akciğer kanserinin en önemli nedenlerinin tütün ve tütün ürünlerinin kullanılması ve çevre kirliliği olduğunu anlatan Doç. Dr. Sönmez, tütün kullanımının küçük yaşlara kadar düşmesi büyük bir sorun oluşturduğunu söyledi.
Sağlık Bakanlığı‘nın ve sivil toplum kuruluşları destekleriyle yapılan dumansız hava sahası uygulamaları onkologları bir hayli rahatlattığını aktaran Doç. Dr. Özlem Sönmez, “Akciğer kanserlerinin hızlı yükselişi bir anda durakladı gibi. Covid akciğerleri çok fazla tutan bir hastalık. Bir de üzerine tütün ürünleriyle akciğerinize zarar verdiyseniz burada iyileşmek daha da zorlaşıyor. Tütün ve tütün ürünlerinin kullanılması kesinlikle engellenmesini istiyoruz. Tütün ürünleri kullanıyorsunuz fakat çevreye de zarar veriyorsunuz” dedi.
ERKEN EVRE TEDAVİ İÇİN TOMOGRAFİ ÇEKİLME ÖNERİSİ
Akciğer kanserinin tarama programları arasında yer almadığını belirten Doç. Dr. Sönmez, “30 yıldan fazla sigara içen 55 yaş üzeri kişilerde düşük dozlu akciğer tomografisi çekilmesini öneriyoruz ki daha erken evrelerde oluşabilecek kanser hastalığını yakalamak ve daha erken evrede tedavi etmek için” diye konuştu.