Hayatı boyunca emek vererek satı satır yazdıklarının ölümden sonra eserlerinin yakılmasını isteyen Kafka.
Otoriter bir baba ile büyümüş Dünya Edebiyatının en önemli isimlerinden biri Franz Kafka. Çek asıllı Avusturalyalı yazarın hayatı tam bir gizemdir ve sırlarla doludur.
1883-1924 yılları arasında yaşayan Kafka, ömrünün uzunca süresince babasından psikolojik şiddet görerek, bu baskıyla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Toplumda saygınlık, yer edinme gibi kavramlarının kişi tarafından sadece para ile elde edileceğini savunan babası yazarlık mesleğine hiç hoş bakmıyor ve yazı yazmasını istemiyordu.
Hastalanması Sonucu İşten Ayrılınca Hayatı Değişti
Kafka bir süre tıp ve edebiyat eğitimi aldı. Edebiyatı ve yazmayı çok seviyordu. Fakat iş yaşamının oldukça yoğun olması üretkenliğini etkiliyordu ve yalnızca geceleri yazabiliyordu. Hastalandı ve bu hastalık sonucu işten ayrılmak zorunda kaldı. Kendini tümüyle yazmaya verdi. Bilimsel konuları araştırmaya başladı. Psikanalizi derinden inceledi. Psikanalizi incelemesi sadece bir merak değildi; çünkü bu konu kendisini de ilgilendiriyordu. Psikanalizin amacı; insanla davranışlarında fark edilmeyen, yaşamlarını olumsuz etkileyen, özgürlüklerini kısıtlayan ilişkilerin nedenini fark etmelerini sağlayan bilimin adıydı. Geçmişini, özünü, yaşadıklarını analiz ederek kendini çözümlemeye çalıştı.
Yazılar Yazılar Yazılar…
Yazıları betimleme ağırlıklıdır. Kolay anlaşılabilen bir dili vardır. Öykülerinin çoğunda kişiler kendilerini beklenmedik ve içinden kolay kolay çıkılmayacak durumlarda bulurlar. Karakterlerine kendi duygu dünyasında hissettiği kaygı, yitiklik ve yabancılaşma gibi kavramların hissiyatını yükler. Aslında her kahraman biraz Kafka’dır.
ESERLERİMİ VEREMDEN ÖLDÜĞÜMDE YAKIN!
Vereme yakalanarak Prak’a döner. En yakın arkadaşı Max Brod’a ‘‘Ölümünden sonra eserlerimi yakın!’’ der. Güzel yürekli Max Brod, Kafka’nın bu vasiyetini yerine getirmeyerek eserlerini yayınlandı. 20. Yüzyılın edebiyatına derin bir katkısı oldu. Sonraki çalışmalarında Kafka’nın yaşam öyküsünü yazdı ve yazılarını yorumladı.
Ölümünden önce; 1912’de Yargı, 1914’de de Ceza Sömürgesi adlı kitapları yayınlandı. Ölümünden sonra ise; 1922’de Şato, 1924’de Dava, 1927’de de Amerika adlı eseri yayınlandı. Çok sayıda mektubu ve günceleri de yine ölümünden sonra okurla buluştu.
Bu koca dünyadan yüreği kaygılarla dolu bir FRANZ KAFKA geçti.
Edebiyata, sanata ve insana dair tekrar görüşmek üzere…