Davut Ökütçü “Türkiye, ABD’nin Çin’den kaydırdığı tedarik zincirinde öne çıkmaya başladı” dedi
Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) Türkiye – ABD İş Konseyi’nin (TAİK) eski Yürütme Kurulu Üyesi Davut Ökütçü, ABD’nin Çin’den kaydırdığı tedarik zincirinde, Türkiye’nin de ‘alternatif bir tedarikçi olarak’ öne çıkmaya başladığını vurguladı.
Türkiye-ABD arasındaki ticaret ilişkilerine ilişkin soruları yanıtlayan Ökütçü, “ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları, diğer yandan Kovid-19 salgını sebebiyle küresel tedarik zincirinde yaşanan köklü değişimler ülkemiz için büyük fırsatları beraberinde getirdi” dedi.
ABD’nin, 20 trilyon dolarlık ekonomiye sahip olduğuna, resmi verilere göre ABD’nin 2.3 trilyon dolarlık ithalat yaptığına dikkat çeken Ökütçü, “Şüphesiz böyle büyük bir ekonomiden daha fazla yararlanmak, ikili ticaretimizi bugünkü seviyelerin oldukça üzerine taşımak Türk iş dünyasının ortak arzusu” diye ekledi.
“ABD İLE İKİLİ TİCARET HACMİMİZDE 30 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNE HIZLA YAKLAŞIYORUZ”
Almanya’nın yüzde 8.2 ile Türkiye’nin ihracatında en büyük paya sahip ülke olduğunu, bu ülkeyi yüzde 6.3 ile ABD’nin izlediğini vurgulayan Ökütçü, “Özellikle Covid-19 salgını sebebiyle 2020 yılında ivme kaybeden ABD ile ticaretimizin 2021 yılında hızlı bir büyüme kaydettiğini söylemek mümkün” dedi ve şöyle açıkladı:
“Bugün gelinen noktada ABD ile dış ticaretimizde ticaret fazlası vermeye başladık. Kısa süre önce yayınlanan resmi rakamlara baktığımızda 2021’in ilk 11 aylık döneminde ABD’den ithalatımız 11.7 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ABD’ye ihracatımız ise 13.2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. ABD ile ikili ticaret hacmimizde 30 milyar dolar seviyesine hızla yaklaşıyoruz. Kısa vadede şahsen ticaret hacmimizdeki bu yükselişin devam edeceğini ön görüyorum.”
“ORTA UZUN VADEDE İSE ARZUMUZ VE HEDEFİMİZ ABD İLE STA’NIN İMZALANMASIDIR”
Ökütçü, “Öte yandan, orta uzun vadede ise arzumuz ve hedefimiz ABD ile serbest ticaret anlaşmasının (STA) imzalanmasıdır. İnancım o ki, dost ve müttefik ABD ile imzalanacak serbest ticaret anlaşması ticaret hacmimizi kayda değer bir şekilde artıracaktır” dedi.
Sözlerini, “Potansiyelin yüksek olduğu yerlerde azla yetinmenin doğru olmadığı kanaatindeyim” diye sürdüren Ökütçü, ABD ile Çin arasında süregelen ticaret savaşının uluslararası tedarik zincirini yeni baştan şekillendirdiğini vurguladı ve ekledi:
“Sadece bir yıl içinde ABD’nin Çin’den ithalatı 90 milyar dolara yakın azaldı. Bu daralmanın 2023 yılına kadar yılda 200 milyar dolara ulaşması bekleniyor. ABD’nin tedarik zincirini Çin’den kaydırmasıyla Vietnam, Kamboçya, Tayvan, Meksika ve Kanada’nın yanı sıra Türkiye de alternatif bir tedarikçi olarak ön plana çıkmaya başladı. Bu noktadan hareketle, potansiyelleri de göz önünde bulundurarak ABD ile güncel ticaret rakamlarımızı ümit verici olarak değerlendiriyorum.”
“ELEKTRİK VE ELEKTRONİK, DİJİTAL EKOSİSTEM VE ÜÇÜNCÜ ÜLKELERDE OLASI İŞ BİRLİĞİ İMKÂNLARI”
Ticaret için ‘anlayış ve yaklaşım birliğinin’ oluşturulması gerektiğini vurgulayan Ökütçü, “Bu noktada, ticaretin güncel siyasi ve askeri anlaşmazlıkların gölgesinde bırakılmaması büyük önem arz ediyor. Sorunların çözümü için ticaretin bir araç olarak kullanılabileceği kanaatindeyim. Bugün baktığımızda her iki ülkenin de siyasi ve askeri anlaşmazlıklara rağmen ticarete ve ekonomik iş birliğine önem verdiğini görüyoruz” diye açıkladı.
Küresel ve bölgesel gelişmelerin doğurduğu fırsatların da değerlendirilmesinin önemine dikkat çeken Ökütçü, TAİK’in, Boston Consulting Group (BCG) ile birlikte hazırladığı 2019 ve 2020 tarihli raporlarda iki ülke arasındaki ticaretin ve ekonomik ilişkilerin geliştirilebilmesi için hangi adımların atılması gerektiğini ‘kapsamlı bir şekilde’ ortaya koyduğunu anımsattı ve ekledi:
“TAİK’in öngörülü davranarak hazırlamış olduğu bu raporlarda; tekstil, mobilya, inşaat ve yapı malzemeleri gibi uzmanlık ve tecrübelerimizin bulunduğu sektörlerin yanı sıra üç başlık daha ön plana çıktı: Elektrik ve elektronik, dijital ekosistem ve üçüncü ülkelerde olası işbirliği imkânları. Bu alanlarda atılacak cesur adımların Türkiye’nin ABD’ye ihracatını kuvvetli bir şekilde artıracağı kanaatindeyim.”
“TAİK, ÖZAL’IN ‘DAHA FAZLA YARDIM DEĞİL, DAHA FAZLA TİCARET İSTİYORUZ’ ÇAĞRISI İLE KURULDU”
TAİK’in, Türkiye’nin en eski ve büyük iş konseyi olması nedeniyle ‘ciddi bir sorumluluk’ üstlendiğinin altını çizen Ökütçü, “Merhum Özal’ın ‘daha fazla yardım değil daha fazla ticaret istiyoruz’ çağrısı ile kurulan TAİK, ilk günden beri ikili ticaretin ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi için çalışmalar yürütüyor” dedi ve bunlara örnek olarak her sene geleneksel olarak gerçekleştirilen New York’taki Türkiye Yatırım Konferansı’nı (TRICON) ve Washington DC’de gerçekleştirilen Amerikan Türk Konferansı’nı (ATC) gösterdi.
Her sene iki ülkenin önde gelen iş dünyası temsilcilerinin yanı sıra devlet başkanları ve üst düzey bürokratların ağırlandığı bu etkinliklerin, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkiler için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
TAİK’in New York, California, Texas, Florida, Massachusetts, Illinois ve Virginia’yı kapsayan 7 ayrı eyalet komitesinin bulunduğunu ve bu komiteler aracılığıyla ABD’de yatırımı olan Türk şirketlerinin çeşitli ihtiyaçlarının, eyaletleri merkeze alan bir yaklaşımla ele alındığını belirten Ökütçe, “Ayrıca, az önce ifade ettiğim üzere TAİK, hazırlamış olduğu sektörel raporlar aracılığıyla iki ülke arasındaki fırsatları tespit ediyor ve Türk iş dünyasını temsilen bu tespitleri hayata geçirmek için projeler üretiyor” diye ekledi.