Altınbaş Üniversi ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle verimli bir öğrenci-öğretmen diyalogunun sağlanmasına katkıda bulunmak ve kişisel iletişimde algı süreçlerini güçlendirmek amacıyla “Çocuk Felsefesi” eğitimleri düzenlendi.
Altınbaş Üniversitesi, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle verimli bir öğrenci-öğretmen diyalogunun sağlanmasına katkıda bulunmak ve kişisel iletişimde algı süreçlerini güçlendirmek amacıyla “Çocuk Felsefesi” eğitimleri düzenledi. Eğitimde kalite ve verimin yükseltilmesine odaklanan Ortaöğretim ve liselere yönelik olarak düzenlenen eğitim programına Türkiye genelinden 13 bin sınıf, branş ve rehber öğretmeni katıldı.
Gerçekleştirilen program hakkında bilgi veren Profil Analisti, PsikoDilBilimci Mehmet Fatih Hanoğlu, eğitim dünyasında son zamanlarda adından sıkça söz edilen bu yöntemin, ezberci ve sınav odaklı anlayıştan eğitim sistemimizi çıkarmanın yollarından biri olduğunu dile getirdi. Eğitimin amacının küçük yaşlardan itibaren çocuklara sorgulayıcı, yaratıcı ve eleştirel düşünmeyi kazandırmak olduğunu vurgulayan Hanoğlu, “Bu, çocukların yeniden eleştirel düşünmeye yönelik gelişim gösterebilmeleri için soru sorma yoluyla gerçekleştirilen özel bir eğitim modeli.
Süreç temelde doğal sorgulayıcı olan çocuklarımızın gruplar halinde bir masal, hikaye, çizgi film ya da fotoğrafı değerlendirmeleri esasına dayanıyor. Öğretmenlerimizle gerçekleştirdiğimiz meslek için eğitimlerinde bu metodun detaylarını paylaşıyor, çocuklarla yaptıkları eğitsel çalışmalarda öğretmenlerimizin bu metodolojiden yararlanmalarını sağlıyoruz” açıklamalarında bulundu.
“ÇOCUK FELSEFESİ (P4C) EĞİTİM PROGRAMI, 4 TEMEL İLKEYE DAYANIR”
Hanoğlu, çocukların felsefi bir zemine dayanan bir eğitim almalarını teşvik eden “Çocuk Felsefesi” eğitim modelinin özenli düşünme, yaratıcı düşünme, dayanışmacı düşünme ve eleştirel düşünme olmak üzere dört temeli olduğuna değindi. Adının aksine felsefe ya da felsefecileri, öğreten değil, yalnızca olanlar üzerine düşünmeye teşvik eden bir eğitim metodu olduğuna işaret eden Hanoğlu, çocukların, eleştirel, yaratıcı, işbirlikçi, empatik ve özenli düşünme biçimlerini deneyimlediklerini belirtti.
“DİLİ KULLANMA BECERİLERİ DE ARTIYOR”
Bu eğitim metodunun çocuklardaki en önemli kazançlarından birinin de farklı düşünme yolları öğretirken dilin gelişimini de desteklediğini ileten Hanoğlu, “Çocukların, duyusal, imgesel ve kavramsal düşünme şekilleri gelişirken, bunları ifade etme çabasıyla da dili kullanma becerileri de artıyor. Eğitimcilerden aldıkları geri bildirimlerde çocukların, bilişsel yetenek, eleştirel düşünme becerileri ile sınıf içi diyalog süreçlerine olumlu katkılar gözlemledik. Böylece duygusal ve sosyal yönlerinin de gelişmeler kaydettiklerini gördük” diye konuştu.