Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “23 Kasım’da öğretmenlere bir maaş ikramiye verilmesini istiyoruz. Başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim çalışanlarına 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde bir maaş ikramiye verilmesi yönünde kanun teklifi hazırlıyoruz. Teklifimizi de içeren mektubu bütün illerde, o ilin milletvekiline göndereceğiz” dedi.
Türk Eğitim-Sen Başkanlar Kurulu, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan başkanlığında Antalya’da gerçekleştirildi. Toplantıya Başkan Geylan ile İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı İsa Barış, İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı’nın (İLKSAN) bir önceki dönem Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz, Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı (TÜRKAV) Genel Başkanı Ebubekir Korkmaz, genel merkez yöneticileri, şube başkanları ve il temsilcileri katıldı. Toplantı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Geylan, geçen yıl 43 bin net üye kaydının olduğunu söyleyerek, “Bu sene sahada daha olumlu bir refleks var. Yeni eğitim-öğretim yılı başladığı andan itibaren yaklaşık 20 bin yeni üye kaydı yaptık. Bu seneki artış, teşkilatımız adına sahanın nabzının iyi tutulduğunu gösteriyor. Öte yandan bu sene 42 üniversitede yetkiliyiz. 2024 yılında ciddi bir üye sayısına ulaşacağımızı düşünüyorum” diye konuştu.
‘BÜTÇENİN KAMU ÇALIŞANLARININ BEKLENTİLERİ DOĞRULTUSUNDA REVİZE EDİLMESİ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ’
7. Dönem Toplu Sözleşme sürecine değinen Geylan, yetkili konfederasyonla 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde ‘ortak talep’ çağrısı yapmadıklarını, çünkü yetkili konfederasyonun 6. Dönem Toplu Sözleşmelerinde mutabakata sadık kalmadığını söyledi. Türkiye Kamu-Sen’in 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerine disiplinli şekilde hazırlandığını ve masada taleplerini ortaya koyduğunu belirten Geylan, şunları söyledi:
“Toplu sözleşme sürecinde dört toplantı yapıldı ama emin olun bırakın kazanım elde etmeyi, kamu çalışanlarının talepleri masada hakkıyla müzakere dahi edilmedi. Bir mizansen kurgulandı. Yetkili konfederasyona adeta ‘ücret artışlarına imza atmayın, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na gidin. 11 hizmet kolunda uzlaşmaya varın’ denildi. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu da ne yazık ki işverenin kurulu gibi davranarak Hükümetin masaya getirdiği teklifi noktasına, virgülüne dokunmadan kabul etti.
Öte yandan yetkili konfederasyon Millî Eğitim Bakanlığı çalışanları için 27 kazanım elde ettiğini ifade ederken, bu kazanımların 26’sının 6. Dönem Toplu Sözleşme metninde yer aldığı görülmektedir. Sözde yetkili sendika üniversite çalışanları için de 9 kazanım elde ettiğine dair propaganda yaparken, yine bu kazanımların 8’i 6. Dönem Toplu Sözleşme metninde yer almıştı. Yani manipülasyonla kamuoyu yanıltılmıştır. Dolayısıyla hem 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri hem de geçmiş 6 dönem toplu sözleşme görüşmeleri göstermiştir ki, Memur-Sen ile bu iş olmuyor. Tabi bunu kamu çalışanlarının görmesi lazım. Bu noktada Türkiye Kamu-Sen teşkilatına sorumluluk düşmektedir.”
‘BAŞKA HİÇBİR SENDİKA KANUNLA İLGİLİ GÜNDEM OLUŞTURMUYOR, İRADE ORTAYA KOYMUYOR’
Türk Eğitim Sen olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yeniden masaya getirilmesi noktasında gündem oluşturacaklarını söyleyen Geylan, Türk Eğitim-Sen’in bugüne kadar bu konuda üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiğini bildirdi. Geylan, şunları kaydetti:
“Türk Eğitim-Sen, Meslek Kanunu’nun çıkarılacağının kamuoyuna açıklandığı 23 Ekim 2018 tarihinden, kanunun kabul edildiği 3 Şubat 2022 tarihine kadar 4 yıllık süreçte bir sendikanın yapması gereken ne varsa eksiksiz yerine getirdi. Kanunla ilgili çalıştaylar düzenledik, basın açıklamaları, televizyon programları, sosyal medya çalışmaları yaptık. 8 Aralık 2021 tarihinde eş zamanlı olarak alanlara indik. 31 Aralık 2021 tarihinde kanun teklifinin TBMM’ye sunulmasının ardından, sürecin TBMM safhasında iki genel başkan yardımcımız sendikamızın görüşlerini ifade ettiler.
Kanunun uygulamasına dair hazırlanmış olan mevzuat düzenlemesini yargıya taşıdık. Vicdanımız rahat, gönlümüz müsterih. Peki Türk Eğitim-Sen, kanunla ilgili yapılması gereken her şeyi yaparken, diğer sendikalar ne yapıyordu? Onlar, sahada oluşan büyük öfkeyi gördükten sonra ancak dönüp baktılar. Ardından bu sendikalar ve birtakım siyasiler, özellikle sosyal medya üzerinden manipülatif, hedefli organizasyonlar ile süreci yürüttüler. Bugüne gelindiğinde yine sadece Türk Eğitim-Sen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu gündeme getiriyor. Şu anda Türk Eğitim-Sen’den başka hiçbir sendika kanunla ilgili gündem oluşturmuyor, irade ortaya koymuyor.
Öğretmenlerimiz müsterih olsun ki, sendikamız, öğretmenlerin muhatap olduğu tüm mevzuat ve süreçlerin kanunda yer alması için mücadele etmeye devam edecek. Kariyer sınavının kaldırılması, öğretmen istihdamı, ödül ve cezaların şeffaf olması, yönetici atamaları, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçmek amacıyla caydırıcı ve önleyici müeyyideler getirilmesi gibi birçok hususun kanunda yer alması için gayretlerimizi sürdürüyoruz.”
‘ÖNLÜK DEĞİL, BİR MAAŞ İKRAMİYE VERİLMESİNİ İSTİYORUZ’
Önlük tartışmalarına değinen Geylan, bunun suni gündem oluşturma gayretinin sonucu olduğunu kaydetti. İsteyen öğretmenlerin zaten önlük giydiğini ifade eden Geylan, önlük tartışmaları ile eğitimcilerin gerçek problemlerinin üstünün örtülmemesi gerektiğine vurgu yaptı.
Önlük polemiği yaratanların ekmeğine yağ sürmemek gerektiğini kaydeden Geylan, “İsteyen önlük giyer, isteyen giymez. Meslektaşlarımıza bir dayatma ya da mobbing yapılırsa, o noktada duruşumuz bellidir. Türk Eğitim-Sen’in serbest kıyafet eylem kararında önlük meselesini de kapsamaktadır. 23 Kasım’da öğretmenlere önlük hediye edilmesini değil, bir maaş ikramiye verilmesini istiyoruz. 23 Kasım’da öğretmenlere önlük hediye edilmesini değil, bir maaş ikramiye verilmesini istiyoruz. Başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim çalışanlarına 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde bir maaş ikramiye verilmesi yönünde kanun teklifi hazırlıyoruz. Teklifimizi de içeren mektubu bütün illerde, o ilin milletvekiline göndereceğiz” dedi.