Öğretim Üyesi Sadık Aslan göçmenlerden etkilenerek -17 derecede yaptığı eserini Ankara’da sergiledi
Daha iyi bir yaşam için yollara düşen göçmenlerin donarak hayatlarını kaybetmelerinden etkilenen Iğdır Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sadık Aslan, Van’ın Çaldıran ilçesinde eksi 17 derecede yaptığı ‘Beyaz gölgeler’ adlı çalışmasını Ankara’da sergiledi. Bin metrekarelik alanda karda yürüyerek 3 ayrı figür çizen Aslan, “Bu çalışmaya konu edilen sanat performansı, yaşanmakta olan bir trajediye farkındalık yaratma amacı taşımaktadır” dedi.
Iğdır Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sadık Aslan, yeni bir yaşam için Avrupa’ya göç etmek isterken dondurucu soğuklarda hayatlarını kaybeden göçmenlerin dramına dikkat çekmek için Van’ın Çaldıran ilçesinde sanatsal bir çalışmaya imza attı. Şubat ayında 4 kişilik bir ekiple Çaldıran’a giden Aslan, eksi 17 derece soğuk havada 3 ayrı devasa figür çizdi. Karda yürüyerek çizilen figürlerin görüntü ve fotoğrafları, ilk olarak Ankara‘da sergilenmeye başladı. Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde sergilenen çalışma davetlilerin büyük ilgisini görüyor.
Göçmenlerin yaşadığı trajediyi anlattığı görüntü ve fotoğrafları ilgili ulusal ve uluslararası kuruluşlara göndermeyi planladığını belirten Arslan, “Beyaz gölgeler adlı uygulama, Van’ın Çaldıran ilçesinde gerçekleştirilmiş bir sanat uygulamadır. Çaldıran, Türkiye’nin en soğuk bölgelerinden biridir. Özellikle kış aylarında eksi 49’ları bulan bir havaya sahiptir. İran’la 70 kilometrelik bir sınırı var. Düzensiz göçmenler, özellikle bu rotayı kullanmaktadır. Asya kıtasından gelen düzensiz göçmenler, uygun olmayan kıyafetlere sahip olmadığından Çaldıran’ı geçemeyip donarak yaşamlarını yitiriyorlar. Köylüler, kara gömülen cesetleri bahar aylarında karların erimesiyle fark ediyor ve jandarmayı bilgilendiriyor. Jandarma, gerekli işlemleri tamamladıktan sonra bunları kimsesiz mezarlığına gömülmek üzere Van’a gönderiyor.
Cesetlerin kime ait olduğuna dair herhangi bir bilgiye sahip olunmadığından mezar taşlarına sadece rakamlar yazılıyor. Bu trajik olayı duyduğumda çok etkilenmiştim. Karın trajedisiyle ilişkisine dair bir şeyler yapmak istedim. Çaldıran’a 4 kişilik bir ekiple gittim. 3 günlük bir kampla eksi 17 derecelik bir soğukta tamamen yürüme eylemi ve onların gölgelerini temsil eden 3 devasa figür çizdim. Yani trajedinin mekânına giderek (Çaldıran), trajediye neden olan malzemeyle (kar) ve trajedi eylemiyle (yürüme) bir sanatsal bir uygulama gerçekleştirdim. Bu uygulamanın türü, henüz Türkiye’de çok yeni olan Site-specific art (ortam odaklı sanat)’tır” diye konuştu.