İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi tarafından “1.Sürdürülebilir Tabiat Dostu Çocuk Festivali” düzenlendi. Festivalde sürdürülebilirlik alanında öğrencilerin doğayla ilgili hayata geçirdiği projeler tanıtıldı.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi tarafından “Sürdürülebilir Tabiat Dostu Çocuk Festivali” düzenlendi. Teması ‘Sonbahar’ olan festivalde öğrencilerin doğa ve çevreyi koruma bilinci kazanması ve bu bilince katkı sağlaması amaçlanarak, sıfır atık çalışmalarıyla doğaya kazandırdıkları projeler sergilendi. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Güney Kampüsü’nde gerçekleşen festivale 31 okul katıldı. Programa İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülfettin Çelik, akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler ve öğrencilerin aileleri katıldı.
‘DOĞAYI SORUMSUZ KULLANMA YETKİMİZ VE HAKKIMIZ YOK’
İl Milli Eğitim Müdürü Yentür, “Bugün aslında çok anlamlı, çok farklı, çok güzel bir etkinliğin coşkusunu hep beraber yaşıyoruz. Biz İstanbul’da üniversite işbirliğini çok önemsiyoruz İstanbul’da resmi ve vakıf bütün üniversitelerde, bütün eğitim fakültesi ve diğer alanlarda yakın bir işbirliğimiz, yakın bir eylem planımız var. Bugün de bunun bir örneği olarak Medeniyet Üniversitesiyle beraber ‘Sürdürülebilir Tabiat Dostu Çocuk Festivali’ yapıyoruz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde yeni bir eğitim felsefesiyle bu eğitim öğretim yılında yola çıktık. Yeni maarif modelinin en farklı, en önemli özelliği beceriler örgüsü içerisinde çocuklarımıza hayat boyu lazım olacak, farkındalık oluşturacak bir yaşam kültürü kazandırmak.
Yani bildiklerinin duyduklarının öğrendiklerinin hayata tatbikatını sağlayarak yaşam boyu onlara bir yol haritası sunuyoruz. Bu sebeple çocuklarımıza küçük yaştan itibaren bir farkındalık oluşturmak istedik. Çünkü bu tabiatı bu doğayı biz geçmiş kuşaklardan emanet aldık miras aldık, sınırsız ve sorumsuz bir şekilde kullanmaya ne yetkimiz var, ne de hakkımız var” dedi.Yentür konuşmasında “İnsanoğlunun ihtiyaçları sınırsız ama tabiatın kaynakları sınırlı. Bu imkan içerisinde bilinçle, özellikle israf etmeden tüketmeyi ve ihtiyacımızın dışında olanı da kullanmamayı temel prensip ediniyoruz. Çocuklarımıza bu noktada bu yaşam kültürünü hem yaşayarak hem yaşatarak hem de büyüklerine derin ve anlamlı mesajlar vermek üzere bugün 31 okulumuzda etkinlik alanındayız.
Anaokulundan liseye kadar bütün okul türlerimizden okullarımız var burada. Onlarla beraber biz öğretmenlerinin öncülüğünde çocuklarımızın tabiata olan sevgisi, tabiat duyarlılığı, ekolojik dengede modern yaşamla küresel gelişmelerle birlikte ortaya çıkan tehlikelerin farkına varılması ve bunun için gerekli önlemler alınmasını sadece sınavlar için değil hayatta lazım olacak bilgilerle donanmış bir neslin faaliyetini bugün görüyoruz. İnşallah onlar bu dünyayı bizden daha yeşil kılacaklar, daha yaşanabilir kılacaklar ve onlar da onlardan sonra gelecek nesile daha güzel bir dünyayı emanet edecekler.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülfettin Çelik ise,” Biz İstanbul Medeniyet Üniversitesi olarak medeniyet adına da yakışır bir şekilde bu hassasiyet içinde olma çabasındayız. Bu çerçevede milli eğitim müdürlüğü ile çeşitli başlıklarda buluşuyoruz. Daha da yer alacağız inşallah. Gerek eğitim faaliyetlerinde gerek proje uygulamalarında gerekse karar alma süreçlerinin içinde olacak tarzda beraberliğimizi daha öteye taşıma iradesi ortaya koymaya çabalıyoruz. Bugün de beraberliğimizin bir örneği olarak 30’yakın okulumuzun iştirak etmiş olduğu üniversitemizin eğitim fakültemizin sahiplenmiş olduğumuz çerçevede küçük bir örneklemde beraberiz. İnşallah daha öteye gideceğimi, ümit etmiş olmamı, beraberliğimizi hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
YAĞMUR SUYUYLA SERADA NANE YETİŞTİRDİLER; NANELERDEN MUM VE SABUN ÜRETTİLER
Şehit Recep Büyük Özel Eğitim Uygulama Okulu Müdür Yardımcısı Gökhan Yılmaz, ‘Yağmuru düştüğü yerde yakala’ projesiyle ilgili bilgi verdi. Yılmaz, “Kartal Şehit Recep Büyük Özel Eğitim Uygulama Okulu olarak biz bir proje yaptık. Bu projemiz de ‘Yağmur suyunu yakala’ projesi. Çatılardan akan sular kanalizasyonlara ve derelere karışıyor. Biz bunun bir kısmını yakalayıp seramızda kullanmak için bir proje geliştirdik. Bunun için 250 litrelik bir varil aldık. Bir düzenek bu suyu biz bu varile hapsediyoruz. Daha sonra kurak günlerdeki zaten iklim değişikliğiyle çok büyük bir sorun oluştu, su sorunu. Onu biz oradaki tanka hapsederek daha sonra yağmurun yağmadığı suyun çok az olduğu zamanlarda seramızda ektiğimiz ürünleri sulamak için kullanıyoruz.
Bunu bizim okulumuz aynı zamanda down öğrencileri olan,otizm sendromu olan öğrencilerin geldiği bir okul. Bu okulda öğrenciler kışın kış sebzelerini ekerek, yazın yaz sebzelerini ekerek toprakla hem haşır neşir oluyorlar. Elde edilen ürünleri uygulama odasında, uygulama yerinde salata yapabiliyorlar yemek yapabiliyorlar. Buradan yola çıkarak bu şekilde bir projeye uyguladık ve yapmaya devam ettik. Nane yetiştirdik seramızda. O naneleri ürün haline getirerek ezerek mum ve sabun haline getirdik. Bunu da el sanatları öğretmenimizin aracılığıyla el sanatları atölyemizi gerçekleştirdik. Hem el işlerini, el emeklerini kullanmış oldu çocuklar. Bu şekilde hem toprakla hem el sanatlarının biraraya getirmiş olduk” dedi