Selek, “Obezite arttıkça, koronavirüse yakalanma riskimiz 6 kat artıyor” dedi.
Eskişehir’de diyetisyen Öznur Selek, koronavirüs sürecinde zayıflamak için gelenlerin yerini; vücut direncini artıran sağlıklı besinleri öğrenmek isteyenlere bıraktığını söyledi. Koronavirüsle mücadele kapsamında uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle insanların evde geçirdikleri sürenin obeziteye neden olduğunu söyleyen Selek, “Obezite arttıkça, koronavirüse yakalanma riskimiz 6 kat artıyor” dedi.
Diyetisyen Öznur Selek, koronavirüs sürecinde bağışıklık sistemini güçlü tutmak gerektiğini belirterek, bu dönemde kendilerine başvuranların isteklerinin de değiştiğini söyledi. Selek, daha önce zayıflamak ya da kilo almak veya hastalıklarının tedavisi sürecindeki beslenme kontrolü için başvuruların olduğunu hatırlattı.
Son bir yıldır ise bağışıklıklarını güçlendirerek kilolarını da korumak isteyenlere danışmanlık yaptıklarını ifade eden Selek, “Özel bir dönemdeyiz. Pandemi sürecinde bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak zorundayız. Artık sağlıklı ve dengeli beslenmeyi halkımız öğrenmek istiyor. Bu da bizi çok mutlu ediyor” dedi. Bu dönemde tüketilmesi gereken sağlıklı besin grupları hakkında bilgi veren Selek, “Öncelikle sağlıklı bir vücut için bazı besin gruplarından, belirli porsiyonlarda tüketmemiz gerekiyor. Bu besin gruplarını biz süt, et, sebze-meyve, yağ ve ekmek olarak ayırıyoruz. Bağışıklığımızı artırmak için bunlardan günlük olarak belirli porsiyonlarda tüketmek durumundayız” dedi.
‘ÖĞÜNLERİMİZE MUTLAKA SÜT GRUBUNU EKLEMELİYİZ’
Bağışıklık sistemini güçlendirmek adına gün içerisinde alınan öğünlerin arasına mutlaka süt, ayran, yoğurt ve kefir gibi besin gruplarının da eklenmesi gerektiğini kaydeden Selek, sebze ve meyvelerden günde 5 porsiyon tüketmek gerektiğini söyledi. Bağışıklığı desteklemek için prebiyotik takviyelerin alınmasını öneren Selek, “Yine yağlı tohumlardan da aynı şekilde tüketilmeli. Ekmek grubundan makarna olabilir; ama bunlar beyaz undan değil, tam buğday unundan yapılmış olmalı. Kuru baklagillerimizi, diyetlerimize dahil ediyoruz.
Bunların dışında süt grubunu da mutlaka öğünlerimize eklemeliyiz. Günlük 2- 3 porsiyon süt, yoğurt, ayran ya da kefiri öğünlerimize ekleyebiliriz. Bağışıklığı desteklemek için probiyotik takviyeli gıdalar öneriyorum. Yine bağışıklığı güçlendirmek adına D vitamini ekliyorum listelerime. D vitamini de yetişkinlerde günlük bin ünite alınması gerekiyor. Takviye olarak çinko ve C vitamini. Onun dışında selenyum ve B12 takviyesi de kişinin vücudundaki eksikliğe göre önerilebilir; ancak bunları bir doktor kontrolünde kullanmak en doğrusu” şeklinde konuştu.
‘HER DUYDUĞUNUZ DİYETİ YAPMAYIN’
Özellikle pandemi döneminde diyetisyen kontrolü olmadan kesinlikle diyet yapılmaması gerektiğine dikkat çeken Selen, “Özellikle sosyal medyada popüler pek çok yanlış diyet var. Bunların bilinçsizce uygulanmasını istemiyoruz. Bu tarz diyet listeleri hem metabolizmamızı hem de bağışıklığımızı bozuyor. Mutlaka bir diyetisyenden yardım alınması gerekiyor.
Çünkü beslenme bir bilimdir ve bunu en iyi şekilde bilen, öğretecek kişi yine diyetisyenlerdir. Bize çok fazla insan geliyor. Kendileri ketojenik diyetler uyguluyorlar. Şimdi aralıklı oruç popüler. Bunların hepsi kan tahliline bakılarak, sağlık durumu incelenerek karar verilmesi gereken diyetler. Her duyduğumuz diyeti yapmamamız gerekiyor. Özellikle pandemi döneminde zayıflamak uğruna bu tarz diyetleri kesinlikle uygulamamamız gerekiyor” dedi.
‘OBEZİTE KORONAVİRÜSE YAKALANMA RİSKİNİ ARTIRIYOR’
Koronavirüsle mücadele kapsamında uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle insanların evde geçirdikleri sürenin obeziteye neden olduğunu söyleyen Selek, “Çok uzun bir süre evde hareketsiz kalıyoruz. Hafta sonu iki gün evde kalan kişiler, genellikle bir kaçamak yapmaya yöneliyor. Mutfakta çok zaman geçiriyoruz. Kendimize poğaçalar, börekler yapıyoruz.
Dolayısı ile bunları kısıtlamakta fayda var. Hareketsizlik ve fazla beslenmenin obeziteye neden olduğunu biliyoruz. Yapılan çalışmalarla da kanıtlandı ki obezite arttıkça, koronavirüse yakalanma riskimiz 6 kat artıyor ve yine obezite derecemiz ne kadar yüksekse biz hastalığı o kadar ağır atlatıyoruz. Yoğun bakıma yatış ihtimalimiz daha fazla oluyor” dedi.