Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati Adana Valiliği’ni ziyaret etti.
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, ziyaretlerde bulunmak için Adana’ya geldi. Vali Süleyman Elban ve kent protokolü tarafından valilik bahçesinde karşılanan Bakan Nebati, daha sonra şeref defterini imzaladı. Vali Elban ile basına kapalı görüşen Bakan Nebati, daha sonra ‘Halkbank Üreten Kadınlar Buluşması’na katılmak için valilikten ayrıldı.
‘KADINLARIN SOSYAL VE EKONOMİK HAYATA KATKILARINA ÖNEM VERİYORUZ’
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Adana Valiliği ziyaretinin ardından ‘Halkbank Üreten Kadınlar Buluşması’na katıldı. Burada konuşma yapan Bakan Nebati, 20 yıldır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde uygulanan dönüşüm hamleleriyle demokratik standartların geliştirilmesi, kalkınmanın hızlandırılması gibi konularda önemli mesafeler katedildiğini kaydetti. Bakan Nebati, “Bir yandan sanayi, ulaşım ve sağlık altyapımızı geliştirirken, diğer taraftan eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, ihracatın çeşitlendirilerek artırılması ve istihdam piyasasının iyileştirilmesi yönünde kayda değer gelişmeler sağladık. Ülkemizde her ne kadar nüfusun yaklaşık yarısını kadınlar oluştursa da ekonomik hayata katılım bakımından erkeklere kıyasla sınırlı kaldıklarını görüyoruz.
Oysa bizim kadim medeniyetimizde kadınlar da üretim ve ticarette önemli bir yere sahip olmuşlardır. Bunun en güzel örneği peygamber efendimizin eşi Hz. Hatice’nin ticaretle uğraşmasıdır. Bizler, kadınlarımızın sosyal ve ekonomik hayata katkı ve katılımlarına önem veriyor, bunu daha ileriye taşımak için yoğun bir gayret gösteriyoruz. Ancak elbette kadını, sosyal, kültürel, fıtri bütün bağlarından kopararak salt ekonomik bir özne olarak da kesinlikle görmüyoruz. Kadınlarımızın annelik yaparken gösterdiği muazzam özveri ve aile hayatı içindeki üretken konumu, asla küçümsenemez, asla değersizleştirilemez.
‘Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma’ hedefimizin gerçekleşmesi yolunda, kadınlarımızın ekonomimize giderek artan oranda katkılar sunmaya devam edeceklerine gönülden inanıyorum. Bu sebeple, çalışma hayatına katılmak isteyip de çeşitli sebeplerle katılım sağlayamayan kadınlarımızın önündeki engelleri kaldırmak bizim en önemli görevlerimizden biridir. İktidara geldiğimizde yüzde 27,9 seviyesinde olan kadınların iş gücüne katılım oranı bugün yüzde 34,9 seviyesine yükselmiş durumda. Ancak bu rakamları elbette yeterli bulmuyoruz” dedi.
KADIN İSTİHDAMINI ARTIRMAYA YÖNELİK ADIMLAR
İş gücü piyasasında daha aktif rol almalarını sağlamak amacıyla kadınlara pozitif ayrımcılık uyguladıklarını kaydeden Bakan Nebati, şöyle konuştu:
“Gerek kamu bankalarımızın kredi programları gerekse KOSGEB ve TÜBİTAK gibi kurumlarımızın destek programlarıyla kadınlarımızın her zaman yanındayız. Kadın istihdamının teşvik edilmesi amacıyla 18 yaş ve üzeri kadınları istihdam eden işverenlere 24 ile 54 ay süresince SGK desteği sağlıyoruz. KGF Yatırım Destek Paketi’nden de kadın girişimcilerimizi ve kadın yöneticisi bulunan işletmeleri yüzde 90 kefalet oranıyla faydalandırıyoruz. Kadın işletmelerine finansman ve danışmanlık desteğine yönelik uygulanan Program kapsamında kadın yöneticisi bulunan işletmelerimize, KGF kefaleti sağlarken, bu işletmelerin imalatçı ve ihracatçı olmaları halinde kefalet limitini daha da yükseltiyoruz.”
‘ŞİŞİRİLMİŞ RAKAMLAR GERÇEĞİ YANSITMIYOR’
Bakan Nebati, küresel fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak amacıyla kurgulanılan Türkiye Ekonomi Modeli’ni başarıyla uygulamaya devam ettiklerini kaydederken, sözlerini şöyle sürdürdü: “Modelimizin odağında ihracatı, üretimi, istihdamı ve yatırımları artırırken, cari dengeyi kalıcı olarak tesis etmek yer alıyor. Bu sayede makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirerek küresel değer zincirlerinde yükselmeyi hedefliyoruz. Uygulamaya aldığımız Kur Korumalı TL Mevduat ve Katılma Hesabı (KKM) ile YUVAM Hesabı gibi destekleyici alternatif enstrümanlarla finansal istikrarı sağlamlaştırdık.
2021 Aralık ayında devreye aldığımız Kur Korumalı Mevduat Uygulaması sayesinde Döviz Tevdiat Hesaplarının toplam mevduat içindeki payı 10 puanın üzerinde azalmış; mevduatın vadesi ise 2 katına çıkmıştır. KKM ayrıca döviz kuru istikrarına da katkı sağlanmıştır. Bununla beraber, kamuoyundaki bazı spekülatif tartışmaların aksine bütçeye oluşturduğu maliyet de sınırlı kalmıştır. Nitekim bütçeden Mart ayında 11,7 milyar lira, Nisan ayında 4,6 milyar lira ve Mayıs ayında 4,8 milyar lira olmak üzere toplam 21,1 milyar lira tutarında ödeme gerçekleşmiştir. Ayrıca, KKM uygulamasının bütçeye olası maliyeti Bakanlığımız tarafından farklı senaryolar dahilinde yakinen takip edilmektedir. Çeşitli mecralarda gündeme getirilen şişirilmiş bazı rakamlar gerçeği yansıtmıyor.”
ÜRETİMİN ARTIRILMASINA YÖNELİK ADIMLAR
Türkiye ekonomi modeliyle ayrıca üretimin arttırılmasına yönelik adımlar aldıklarını belirten Bakan Nebati, şöyle söyledi:
“Bu kapsamda; ihracatçı şirketlerimizle sanayi şirketlerimiz için kurumlar vergisini 1 puan indirerek uluslararası rekabetçilik düzeyini artırıyoruz. Kredilerdeki selektif yaklaşımımızla yatırımları desteklemeye yönelik kredileri önceliklendiriyoruz. Bu çerçevede 60 milyar lira tutarında Hazine destekli KGF paketlerini uygulamaya aldık. Benzer şekilde ihracatçılara ve turizm sektöründe faaliyet gösteren girişimcilere uzun vadeli finansman sağlamak üzere 150 milyar liralık bir imkanı da hayata geçirdik.
Bu adımlara ilave olarak, tüketici kredilerinde yüzde 5 olarak uygulanan BSMV oranını yüzde 10’a çıkartarak kredilerin üretime yönlendirilmesini sağlıyoruz. Bu adımın, aynı zamanda enflasyonla mücadele sürecine de katkı sunacağını düşünüyoruz. Diğer yandan, vatandaşlarımızın gelirlerine kıyasla aşırı borçlanmasının önüne geçmek ve kredi piyasasındaki ısınmanın makro dengeleri olumsuz etkilemesini önlemek amacıyla tüketici kredilerine yönelik makro ihtiyati politika çerçevesini sıkılaştırdık. Tüketici kredilerinde dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik pozitif ayrımcılık anlayışıyla hareket ediyoruz. Nitekim 50 bin liraya kadar olan kredilerde vade sürelerini azaltmadık.
Önümüzdeki dönemde de mali disiplinden vazgeçmeden makroekonomik ve finansal istikrarı gözeterek vatandaşlarımızı desteklemeye devam edeceğiz. Tasarruflarını milli paramız olan Türk lirasında değerlendirmek isteyen vatandaşlarımıza yeni bazı enstrümanlar da hazırladık. Bu kapsamda, tasarladığımız Gelire Endeksli Senetleri (GES) bireysel yatırımcılarımıza sunuyoruz. Buna yönelik talepleri 15 Haziran’dan itibaren almaya başladık ve önümüzdeki hafta 22 Haziran tarihine kadar talep toplama süreci devam edecek. GES’lerin getirisi yıllık minimum yüzde 23,04 olacak ve kupon getirileri vatandaşlarımıza 3 ayda bir ödenecek. Devlet Hava Meydanları İşletmeleri ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nden bütçeye aktarılan hasılat paylarına göre bu getiri miktarının artma potansiyeli de söz konusudur.
Bir yandan da ülkemizde sermaye piyasalarının gelişimi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. SPK geçen hafta aldığı kararla halka arzlarda yurt dışından fon teminini özendirmek, şirketlerin yurt dışında sermaye piyasası aracı ihracı yoluyla fon temin etmelerini teşvik etmek amacıyla ilgili ihraçlarda, tahsil edilen ücretlerde indirime gidildi. Ayrıca, Borsa İstanbul nezdinde Emtia Pazarı da kurulmuş olup altın sertifikası ihracına ilişkin çalışmalara ivedilikle başlandı.”
‘TÜRKİYE, HİÇBİR ZORLUK KARŞISINDA PES ETMEYENLERİN ÜLKESİ’
Türkiye’nin basiretli, ferasetli ve azimli, hiçbir zorluk karşısında asla pes etmeyen insanların ülkesi olduğunu ifade eden Bakan Nebati, şunları kaydetti:
“Bugün tüm dünyada yaşanan bir dönüşüm süreci söz konusu. Küreselleşme karşısında bölgeselleşme eğilimlerinin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Bununla beraber Cumhurbaşkanı’mızın güçlü liderliğiyle üretim ekonomisi olma yolunda kararlı adımlar atan; yeni dönemde oluşan tüm fırsatları değerlendirmek isteyen bir Türkiye’miz var. Elbette hiçbir değişim ve dönüşüm süreci kolay olmaz. Bunu en iyi anlayacak kişilerin kadınlarımız olduğunu düşünüyorum.
Bir anlamda ülkemizin doğum sancıları diyebileceğimiz bu değişim süreci, ülkemiz ve insanımız için daha müreffeh, daha güzel yarınlara gebedir. Türkiye, mevcut potansiyelini, kararlılıkla uyguladığımız politikalar sayesinde günbegün hayata geçirerek küresel sahnedeki etkinliğini artırma yolunda ilerlemeye devam ediyor. Bizler, tüm mücadelelerimizi evlatlarımıza daha müreffeh bir ülke bırakabilmek, Türkiye’mizi küresel arenada hak ettiği yere getirebilmek için veriyoruz. Elbette bu süreçte bize çelme takmak isteyen, önümüze duvar örmek isteyen, inancımızı sorgulatarak bizi bu yoldan çevirmek isteyenler olacaktır.
Ancak unutmayalım ki biz, geçen yüzyılın başında, Milli Mücadele sürecinde kadınıyla, erkeğiyle, genci, yaşlısıyla topyekün seferber olmayı bilmiş; vatanını hep birlikte savunarak zafere ulaşmış bir milletin torunlarıyız. Öyle, esen her rüzgarla savrulacak kuru bir yaprak kesinlikle değiliz. Şimdi, bu küresel dönüşüm sürecinde de benzer bir anlayışla kadınıyla, erkeğiyle, sanayicisi, çiftçisi, esnafı, ücretli çalışanıyla el ele verdiğimizde Türkiye’nin aşamayacağı hiçbir güçlük asla söz konusu değildir. Bunun teminatı, yakın dönemde beraberce elde ettiğimiz sayısız başarıdır.”
‘BUGÜN, YÜKSEK TEKNOLOJİLİ ÜRETİME YÖNELMİŞ ÖZ GÜVENLİ TÜRKİYE VAR’
Türkiye’nin, dünyanın her köşesine ihracatını attırdığını anlatan Bakan Nebati, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bugün birçok mega altyapı projesini tamamlamış, dünyanın hemen her köşesine yaptığı ihracatını sürekli artıran, insansız hava araçları, elektrikli otomobil ve hatta jet motorları dahil yüksek teknolojili üretime yönelmiş öz güvenli bir Türkiye’miz var.
Bunların tamamı 20 sene evvel sadece güzel birer hayalden ibaretti. Ancak bugün, tüm bunlar bizim somut kazanımlarımızdır. Bugün, yarına dair kurduğumuz tüm hayallerimiz de inancımız, azmimiz ve birlikte vereceğimiz mücadeleyle inşallah hep beraber göreceğiz ki yarın somut birer kazanıma dönüşecektir. Ülkemizin bu ekonomi seferberliğinde, kadınlarımız ve kadın girişimcilerimizin çok önemli bir rol ifa edeceklerine tüm kalbimle inanıyorum.
Bizler, ülkemizin yarınları için üreten, ihracat yapan, istihdamı artıran, ülkemiz için taş taş üstüne koyan her kim varsa onun yanında olmaya ve gereken tüm desteği vermeye devam edeceğiz. Kadınlarımızın her alanda, evinde, iş yerinde, sosyal hayatta daha fazla söz sahibi olmaları için önlerini açmayı da aralıksız sürdüreceğiz. İdeallerine ulaşan, mutlu bir toplum inşa etme yolunda kadınlarımızın ülkemize, ekonomimize ve insanımıza sunacağı daha birçok katkının olacağından hiçbir şüphe duymuyorum. Her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğunu bilerek yolumuzda azimle ilerlemeye devam edeceğiz.”
‘TÜRKİYE G20 ÜLKELERİ ARASINDA EN HIZLI BÜYÜYEN EKONOMİ’
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Halkbank Üreten Kadınlar Buluşması’nın ardından AK Parti Adana İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. İl Başkanı Mehmet Ay ile bir araya gelen Bakan Nebati, daha sonra kentteki bir otelde ‘Adana İş Dünyası Buluşması’ programına katıldı. Burada bir konuşma yapan Bakan Nebati, Türkiye’nin üretim, ihracat, yatırımlar ve istihdam bakımından son dönemde önemli başarılara imza attığını, 2021 yılında salgın koşullarına rağmen yüzde 11 oranında büyüyerek son 10 yılın en yüksek performansına ulaştığını ve G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomiye sahip olduğunu belirtti.
‘İHRACATIMIZ TARİHİ REKORLAR KIRMAYA DEVAM ETTİ’
“Ekonomimiz, 2022 yılının ilk çeyreğinde de yıllık bazda reel olarak yüzde 7,3 büyüyerek güçlü performansını devam ettirdi” diyen Bakan Nebati, şunları söyledi:
“Bu dönemde iç talebin büyümeye katkısı 3,9 puan, net dış talebin katkısıysa 3,5 puan şeklinde gerçekleşti. Böylece, 2021 yılı ilk çeyreğinden itibaren elde ettiğimiz dengeli büyüme kompozisyonunu, 2022 yılının ilk çeyreğinde de devam ettirdik. Türkiye, pandemi sonrası dönemde küresel tedarik zincirinde yaşanan kırılmaları en iyi şekilde değerlendirerek önemli ihracat fırsatları yakaladı. 2002 yılında Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı pay yüzde 0,55’ken, 2021 yılında yüzde 1 eşiğini aşmış durumda.
Bu rakamlar, son 20 yılda ülkemizin, dünya ortalamasının neredeyse 2 katı bir hızla yol aldığını da net bir şekilde gösteriyor. Nitekim ihracatımız 2021 yıl sonunda 225,3 milyar dolara, 2022 Mayıs ayında da 242,6 milyar dolara ulaşarak tarihi rekorlar kırmaya devam etti. Son 21 ayın 19’unda ihracat rekoru kırdık. İhracatçılarımızın devam eden gayretleriyle de 2022 yılında 250 milyar dolar ihracat hedefimize ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Cumhurbaşkanlığımızın liderliğiyle cumhuriyetin 100’üncü yılındaki hedefimiz de inşallah, 300 milyar dolarlık ihracat yapmak, yeni rekorlara doğru beraberce ilerlemek.”
‘KATEDİLEN MESAFE İŞ GÜCÜ PİYASASINA OLUMLU YANSIDI’
Ülke ekonomisinde katedilen mesafelerin iş gücü piyasasına da olumlu yansıyarak hem istihdamın hem de iş gücü verimliliğinin artmasını sağladığını anlatan Bakan Nebati, şöyle konuştu:
“Böylece toplam istihdamımız 2022 Nisan itibarıyla 30,4 milyon kişiye ulaşmış bulunuyor. Salgının derinden hissedildiği 2020 yılı nisan ayına göre oluşturduğumuz ilave istihdam da 5 milyonu aşmış durumda. Böylece salgın öncesi döneme göre OECD ülkeleri arasında istihdamını en çok artıran ülke Türkiye oldu.
Tüm veriler, Türkiye’nin üretimde, ihracatta ve en önemlisi istihdamda atılımlar yaptığını açıkça gösteriyor. Küresel ekonomideki zorlukların önemli ölçüde arttığı bu dönemde elde ettiğimiz başarılarda kuşkusuz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uyguladığımız makro politika seti etkili oldu. Ayrıca kamu maliyesi ve bankacılık sektörümüzdeki güçlü görünümle ülkemizin düşük borçluluk seviyeleri bu tabloyu daha da umut verici hale getiriyor. Ocak-mayıs 2022 döneminde bütçe 124,6 milyar lira fazla vermiş olup bu durum, mali disiplinin devam ettiğini teyit ediyor. Önümüzdeki süreçte de kamu maliyesindeki sağlam duruşumuzu kararlılıkla sürdüreceğiz.
Değerli Katılımcılar; küresel ölçekte yaşanan büyük çalkantılara rağmen, ekonomimizdeki tüm bu başarı ve kazanımlar ortadayken, bir kısım çevreler ne yazık ki ülkemiz özelinde karamsar senaryolar üretmekte ısrar ediyorlar. Satın alma gücü paritesine göre 18. sıradan 2021 yılı itibarıyla 11’inci sıraya yükselen Türkiye ekonomisinin başarısını, konjonktürel birkaç veriyi kullanarak gölgede bırakmaya çalışıyorlar. Hatta hatta, Türkiye ekonomisinin bir serbest piyasa ekonomisi olduğunu sorgulatmak için çeşitli mecralarda olmadık spekülasyonlara girişiyorlar. Altını çiziyorum: Türkiye, serbest piyasa koşulları altında istikrarlı ve dengeli bir şekilde büyümeye devam eden liberal bir ekonomidir.”
‘TÜM DÜNYADA YÜKSEK ENFLASYON SORUNU YAŞANIYOR’
Tüm dünyada Rusya-Ukrayna savaşı ve kuraklık nedeniyle artan gıda fiyatları, yükselen enerji fiyatları, arz-talep uyumsuzlukları, tedarik zincirlerindeki bozulmalar ve artan navlun maliyetleri sebebiyle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler de dahil olmak üzere yüksek enflasyon sorunu yaşandığını anlatan Bakan Nebati, “İçinde bulunduğumuz 2022 yılında brent petrolün ortalama varil fiyatı yüzde 50’nin üzerinde artışla 110 dolar seviyelerine kadar yükseldi.
Doğal gaz fiyatlarıysa 2020 yılından bu yana yaklaşık 10 kat artış gösterdi. Girdi maliyetlerimizdeki bu olağan dışı artışlar doğal olarak ülkemizdeki fiyatlamaları da etkiliyor; hayat pahalılığına sebep oluyor. Bununla birlikte, fiyatlardaki yükselişte arz yönlü ve maliyet artışı kaynaklı faktörlerin belirleyici olması fiyatlardaki bu bozulmanın geçici nitelikte olduğuna işaret ediyor. Büyük ölçüde dışsal faktörlerden ve beklentilerdeki kötüleşmeden kaynaklanan fiyat artışlarının, vatandaşlarımıza asgari düzeyde yansıması için azami gayret gösteriyor ve gerekli adımları hız kesmeden atmaya devam ediyoruz. Hane halkının tüketim sepetinde önemli yer tutan gıda, temizlik ve hijyen malzemeleri gibi belirli ürünlerde ve meskenlerde kullanılan elektrikte KDV indirimi yaptık.
Ayrıca kamunun önemli bir oyuncu olduğu sektörlerde yönetilen/yönlendirilen fiyatlar vasıtasıyla enflasyonist baskıları azaltıcı tedbirler aldık. Elektrik ve doğalgaz gibi stratejik alanlarda yüksek oranlı sübvansiyonlarla vatandaşlarımızı, KOBİ ve sanayicilerimizi destekledik. Yakın zamanda da kira artışlarını yüzde 25’le sınırladık. Böylece vatandaşlarımızı fahiş artışlardan koruma yönünde önemli bir adım attık. Ayrıca bazı stratejik ürünlere yönelik dış ticaret tedbirlerini devreye aldık” ifadelerini kullandı.
‘ENFLASYONLA MÜCADELEYE KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ’
Tüm atılan bu adımlarla enflasyonla mücadeleyi desteklemek üzere devlet olarak 2022 yılında 241,3 milyar lira vergi gelirinden vazgeçildiğini anlatan Bakan Nebati, şunları söyledi: “Önümüzdeki dönemde de Gıda Komitesi ve Fiyat İstikrarı Komitelerimizde aldığımız kararlarla arz güvenliğini ve istikrarını güçlendirmeye ve enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz. Diğer yandan, makroekonomik ve finansal istikrarı kuvvetlendirmeye yönelik ilave tedbirlerle enflasyonla mücadele sürecimizi destekliyoruz. Kredilerin tüketimden ziyade üretime kanalize edilmesini sağlamak üzere tüketici kredilerindeki makro ihtiyati tedbirleri sıkılaştırıyoruz.
Bu kapsamda, tüketici kredilerine ilişkin genel vade sınırını, 50-100 bin TL arasında olan krediler için 24 ay, 100 bin TL üzerindeki krediler için 12 ayla sınırlandırdık. Ayrıca, tüketici kredilerinden alınan BSMV oranını yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkardık. Bu adımları atarken dar gelirli vatandaşlarımızın kredi ihtiyaçlarını gözeterek, 50 bin liraya kadar olan tüketici kredilerinde bir vade sınırlaması getirmedik. Önümüzdeki dönemde de dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik pozitif ayrımcılık anlayışımızı mali disiplinden vazgeçmeden sürdürmeye devam edeceğiz.”
‘YENİ KREDİ PAKETLERİNİ UYGULAMAYA ALDIK’
İş dünyasının finansmana erişimini desteklemek, yatırım ve ihracat olanaklarını geliştirmek amacıyla son dönemde selektif kredi politikasıyla yeni kredi paketlerini uygulamaya aldıklarını belirten Bakan Nebati, şunları kaydetti:
“Bu kapsamda, Kredi Garanti Fonu (KGF) aracılığıyla 2022 yılı başında toplam 60 milyar lira kefalet limitiyle 3 farklı KGF paketini yürürlüğe koyduk. Yakın zamanda selektif kredi politikamıza yeni bir enstrüman daha ekleyerek ihracatçılara ve turizm sektöründe faaliyet gösteren girişimcilere uygun faizli ve uzun vadeli TL cinsinden kredi imkanı sunuyoruz. Bu kapsamda toplam büyüklüğü 150 milyar liraya ulaşan, 2 yıla kadar geri ödemesiz olmak üzere 3 ila 10 yıl arası vadelerde krediler veriyoruz. Kredinin maliyeti yıllık yüzde 9’lara kadar inebiliyor. Gelinen aşamada, bu kredi için başvurular Kalkınma ve Yatırım Bankası tarafından alınıyor. Ayrıca, Türk Eximbank, dış ticaret faaliyetlerine katkıda bulunacak yatırım projelerinin ve katma değeri yüksek firmaların ihracata yönelik finansman ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor.”
‘ASGARİ ÜCRETİ VERGİ DIŞI BIRAKTIK’
Vergi kanunlarında yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı teşvik edecek pek çok düzenleme yaptıklarını, ihracat yapan şirketlerin kurumlar vergisi oranını 1 puan indirdiklerini ve asgari ücreti vergi dışı bıraktıkları kaydeden Bakan Nebati, şöyle devam etti:
“Yeni nesil teknolojilerin gelişmesini teşvik etmek amacıyla Türkiye’de gerçekleştirilen AR-GE faaliyetleri kapsamında üretilen elektrikli motorlu taşıt araçlarının geliştirilmesi için alınan mühendislik hizmetlerine 2023 sonuna kadar KDV istisnası getirdik. KDV’de İsteğe Bağlı Tam Tevkifat uygulamasını hayata geçirdik. Ticarette, mal alım-satım işlerinde sahte belge nedeniyle KDV’den sorumlu tutulacağı kaygısı yaşayan tüm mükelleflerimize önemli bir kolaylık getirdik.
Tarafların anlaşmasına bağlı olarak satıcıya ödenecek KDV’nin tamamının devlete ödenmesi durumunda bu alışverişteki belgelerden hiçbir şekilde sorumlu olunmamasını sağladık. İmal ettikleri malları doğrudan ihraç eden imalatçıların, ihracat bedelinin yüzde 10’una kadar devreden KDV tutarıyla sınırlı olarak iade talep etme imkanı getirdik. Böylelikle bu kapsamdaki ihracatçılarımızın iadelerini çok daha kolay bir şekilde almalarının önünü açtık. Enflasyon düzeltmesini 2023 yılı sonuna erteledik. 2023 yıl sonunda yapılacak enflasyon düzeltmesi nedeniyle oluşan geçmiş yıl kârlarının da vergiye tabi tutulmamasını sağladık.”
‘SALGIN TÜM DÜNYAYI OLUMSUZ ETKİLEDİ’
Salgın döneminden bu yana yaşanmakta olan küresel olumsuzlukların, tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de etkilediğini kaydeden Bakan Nebati, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Biliyoruz ki ‘hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez’. Bu yollar çoğunlukla engebeli ve yorucudur. Ancak zafere ulaştığınızda yaşadığınız zorlukların tamamı unutulur. Biz, tarih bilincine sahip olmanın ötesinde tarihe yön vermiş, her zorlukla beraber bir de kolaylığın olduğunu bilen bir milletiz. Bizi biz yapan yegane unsurlardan biri, zorluklar karşısındaki dirayetli duruşumuzdur.
Salgın döneminden bu yana yaşanmakta olan küresel olumsuzluklar, tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkiledi. Ancak biz bu süreci güçlü sağlık sistemimiz, sağlam makroekonomik temellerimiz, dinamik ve donanımlı beşeri sermayemizle hamd olsun aşmayı başardık. Şekillenmekte olan yeni küresel dengeler elbette yalnızca olumsuzluklar ve zorluklar değil, aynı zamanda yeni fırsatları da getiriyor. Birçok rekabetçi avantajımız, üretim gücümüz ve keskin girişimci zekasına sahip iş insanlarımızla bu süreçten en karlı çıkan ülkelerden biri olmamız çok mümkündür.
Bu doğrultuda, Adana’nın azimli, mücadeleci ve girişimci ruha sahip iş insanları olarak sizlere çok iş düşüyor. Bu yeni dönemde oluşan bölgesel ve küresel fırsatları en iyi şekilde değerlendireceğinize ve yepyeni başarılara imza atacağınıza eminim. Geçen yıl sonunda Hakk’ın rahmetine kavuşan değerli düşünce insanı ve edebiyatçımız Sezai Karakoç’un çok sevdiğim bir ifadesi var: “Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır” diyor üstad. Bizler, geceye yenilmeden, hatta bu süreyi gündüze yönelik tüm hazırlıklarımızı eksiksiz yaparak yolumuza devam edeceğiz.
Kulaklarınıza sürekli karamsarlık fısıldayan, çeşitli mecralarda bittik-battık senaryoları yazmaktan usanmayanlara sakın kulak vermeyin. Onlar önceki krizlerde de benzer nakaratları yine söylüyorlardı. Nasıl ki 2008 Küresel Finans Krizi’nden, 2011 Avrupa Borç Krizi’nden büyüyerek çıktıysak; nasıl ki Gezi kışkırtmasını, hain darbe girişimini ve önümüze çıkartılan nice engelleri birer birer aşıp yolumuza güçlenerek devam ettiysek, bu dönemi de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde aynı ruhla aşmasını biliriz. Biz sabrı da sebatı da gayreti de iyi biliriz; kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın.”