30-40 bin kişi üzerinde yapılan gönüllü aşı çalışmalarında koruyuculuk oranları yüzde 90-95 üzerindeyken, mutasyonla aşının koruyuculuğu yüzde 60’a düşebilir
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, koronavirüsün mutasyona uğramasıyla ilgili, “30-40 bin kişi üzerinde yapılan gönüllü aşı çalışmalarında koruyuculuk oranları yüzde 90-95 üzerindeyken, bu mutasyonlarla ve kişinin bağışıklık sistemiyle koruyuculuk oranları yüzde 60’lara 40’lara da düşebilir” dedi.
Doç. Dr. Ümit Savaşçı, virüsün dışarıda 6 saat canlılığını devam ettirebildiğini, bir canlı organizmanın içinde yaşamak zorunda olduğunu söyledi. Doç. Dr. Savaşçı, “Şimdiye kadar İngiltere’de 140 binin üzerinde genom çalışıldı. Dünya genelinde de 4 binin üzerinde mutasyon tespit edilmişti. Bunların hepsi çok küçük mutasyonlardı. Bu sefer biraz tespit edilen ve dünyayı, Dünya Sağlık Örgütü’nü (DSÖ), Avrupa’yı endişeye sevk eden olay aslında bu dikensi çıkıntılardaki büyük değişimdi.
Bu, şu anda anahtar kilit modeli dediğimiz virüs üzerindeki anahtarlarla hücrelerdeki kilitleri açıp, içine girmeye çalışıyor. Buradaki anahtarlarda bir değişim söz konusu olursa, bizi endişeye düşüren durum şu anda virüsü geçirenlerin tekrar virüsle enfekte olma ihtimali ve virüsün hızlı yayılma ihtimalinin artması ile özellikle aşılarında bu konuda bizi koruyacak olan antikorlar dediğimiz hücrelerin akıllı füzeler (savunma hücrelerimizin) etkisiz hale gelebileceği ihtimalinin olmasıdır” diye konuştu.
‘KORUYUCULUĞU YÜZDE 60-40’A DÜŞEBİLİR’
Doç. Dr. Savaşçı, mutasyonun aşı çalışmalarına etkisini değerlendirerek, “Her yıl değişik bir grip virüs yapısıyla biz enfekte oluyoruz. Onun için aslında biz her yıl farklı bir aşı oluyoruz. Virüste böyle bir değişim olursa, o zaman aşıların özellikle inaktif aşıların etkisiz olabileceği ihtimali doğuyor. Çünkü aşılar, vücudumuzun kendi hücrelerine devamlı antikor üretme yeteneği kazandırıyor. Bu aşılar daha etkili olabilir. Aşılanmaya başlandıktan sonra virüs yaşamaya da çalışacağı için yine mutasyonlar ortaya çıkabilir. Bu durumda küçük gruplarda 30-40 bin kişi üzerinde yapılan gönüllü aşı çalışmalarında koruyuculuk oranları yüzde 90-95 üzerindeyken, bu mutasyonlarla ve kişinin bağışıklık sistemiyle koruyuculuk oranları yüzde 60’lara 40’lara da düşebilir. Bu da toplumun bağışıklık kazanmasını biraz öteleyebilir. Özellikle inaktif aşılarda virüsün mutasyon geçirmesi durumunda yetersiz bir yanıt vermiş olabilir” ifadelerini kullandı.
‘ÜMİTSİZ OLMAYACAĞIZ’
Grip virüsünde 1 kişinin 1 kişiye bulaştırdığını, koronavirüste ise, 1 kişinin 3 kişiye hatta bazı durumlarda 30 kişiye kadar bulaştırdığını anımsatan Doç. Dr. Savaşçı, “Bizim aslında çok önemsediğimiz ama halkımızın daha basit gördüğü mesafe, maske, hijyen kurallarına dikkat etmemiz gerekiyor. Aşı uygulanması yapıldıktan sonra bile en erken yanıtlarımız bizim Nisan ayında olacaktır. Dolayısıyla biz kuralları asla değiştirmeyeceğiz. Bütün sınırları da kapatamayız. Kendi içimizde de mutasyon çıkabilir. Başka komşu ülkelerde de çıkabilir. Dolasıyla çok ümitsiz de olmayacağız. Olumlu mutasyonlar da olabilir veya aşılardan çok güzel yanıtlar alabiliriz” ifadelerini kullandı.
‘ÜLKE İÇİNDE GENETİK ANALİZLER ARTIRILMALI’
Doç. Dr. Savaşçı, ülke içinde genetik analizlerin artırılmasını gerektiğini vurgulayarak, “Sınırları kapatmamız mutlaka önemli. Özellikle aşı olayını çok hızlı bir şekilde topluma yansıtmamız gerekiyor. Aşılama sürecinde de antikor oluşana kadar mümkünse daha fazla sıkı önemler ve kısmi kapanmalara da gidebiliriz. Bu da bizim için salgınla mücadelede en önemli nokta olacaktır” dedi.