Gebze Teknik Üniversitesi’nden Marmara Denizi’nde görülen müsilaj için çevresel koşul araştırma çalışması başlattı.
Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü, Marmara Denizi’nde görülen müsilaj (deniz salyası) sorununun nedenlerine ve çözümüne yönelik çalışma başlattı.
Pendik ile Büyük Ada hattından deniz salyası, sediment ve deniz suyu örnekleri alınırken, su sıcaklığı, çözünmüş oksijen, ph ve iletkenlik ölçümleri yapıldı. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Salim Öncel, ileri düzey analizler için alınan numunelerin laboratuvarda inceleneceğini, müsilaj oluşumuna neden olan fiziksel, kimyasal ve biyolojik çevresel koşulları araştırdıklarını söyledi.
GTÜ Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü, Marmara Denizi’nde görülen deniz salyasıyla ilgili çalışma başlattı. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Salim Öncel, öğretim üyesi Meltem Çelen, araştırma görevlisi Halil Oruç ve proje asistanı Sinem Vural’ın katılımıyla Pendik ile Büyük Ada hattında çeşitli noktalardan deniz suyu, sediment ve müsilaj örnekleri toplandı. Buralarda ayrıca su sıcaklığı, çözünmüş oksijen, ph, iletkenlik ve redoks ölçümleri yapıldı. İleri düzey analizler için alınan numunelerde plankton türleri, besi elementleri ve ağır metal tayinleri yapılarak, müsilaj oluşumuna neden olan fiziksel, kimyasal ve biyolojik çevresel koşulların anlaşılmasına katkı sağlanması amaçlanıyor.
‘MÜSİLAJIN KİMYASININ ÇÖZÜLMESİ İÇİN ANLAMLI ÇALIŞMA’
Prof. Dr. Öncel, müsilajın kimyasının öğrenilebilmesi için çalışmalar yürütüldüğünü belirterek, “İki aşamalı bir çalışma planladık. Öncelikle deniz yüzeyinden örnekler topladık. Burada hem müsilaj örneklerini aldık hem de deniz suyu örnekleri bizim için çok önemliydi. Özellikle 15 metre derinlikten sediment örnekleri topladık. Sediment örneklerinin müsilajın çökmesi ve yüzmesinin nedenlerinde çok anlamlı sonuçlar vereceğini düşünüyoruz. Çalışmanın ikinci aşaması ise İzmit Körfezi’nin derinliklerine doğru olacak. Özellikle proje ekibimiz müsilajın kimyasının çözülmesiyle alakalı çok anlamlı çalışmalar yapıyor” dedi.
‘ÖNCEDEN MÜSİLAJ TEHLİKESİNİ ÖĞRENMEYE ÇALIŞACAĞIZ’
Yaptıkları incelemelerle müsilaj tehlikesinin hangi durumlarda ortaya çıktığını belirleyip, denizi kaplamadan önce bazı önlemler alabilmek için çabaladıklarını belirten Prof. Dr. Öncel, “Azot ve fosfor çok önemli fakat biz burada parametre sayılarını biraz daha artırarak, fiziksel, kimyasal ve biyokimyasal parametreleri de işin içine katarak birtakım analizler ve yorumlar yapmaya çalışacağız. Bunun hemen akabinde ise bundan sonra müsilaj ne zaman olacak bu konuda bazı yorumlar getirmeye çalışacağız. Şu anki parametre şartlarını biliyoruz ve bu şartlar altında bir müsilaj patlaması oldu. Bu yaptığımız çalışmalarla bunları ortaya koyduğumuz zaman yakın gelecekte bir daha böyle bir risk yaşandığında önceden müsilaj tehlikesi var diyebileceğiz. Bu konuda ciddi çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu.
TARIM VE ENERJİ ALANINDA KULLANILABİLİR OLUP OLMADIĞI İNCELENECEK
Müsilajın organik madde açısından zengin olduğunu da dile getiren Prof. Dr. Öncel, enerji ve tarım alanında kullanılabilir olup olmadığını da denetleyeceklerini açıklayarak, şöyle konuştu: “Ekibimizin bir kısmı Marmara Denizi’ndeki müsilajın kapladığı alan ve buna bağlı olarak miktarı konusunda bir çalışma yapıyor. Bunları karaya çıkardığımız zaman çok daha çevre dostu nasıl bertaraf edebiliriz onu öğrenmeye çalışıyoruz. Müsilaj organik madde açısından çok zengin.
Akıllı takım uygulamaları merkezimizde bunların gübre olarak kullanılabilmesiyle ilgili bir çalışmamız var. Yine özellikle atıklardan enerji üretilmesiyle ilgili bir çalışma yapıyoruz. Acaba bunlardan enerji üretebilir miyiz, şeklinde çalışmalar ortaya koyacağız. Bunları da çok yakın zamanda kamuoyu ile paylaşacağız.”