Multipl skleroz (MS), merkezi sinir sisteminde nörolojik olumsuzluklara yol açan ve herhangi bir nörolojik fonksiyonu etkileyebilen otoimmün hastalıktır.
Gelişmiş dünyada genç ve orta yaşlı hastalarda en sık görülen kronik nörolojik (travmatik olmayan) hastalığı temsil eder. Manyetik rezonans görüntüleme (MRI), MS’in tanı ve takibinde birinci basamak görüntüleme yöntemidir.
Son yıllarda bazı nörolojik hastalıklar ve özellikle MS için bağırsak ve bağırsak mikrobiyomunun önemi anlaşılmıştır. Beslenme alışkanlıkları mikrobiyomun bileşimi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Beslenmemiz son on yılda önemli ölçüde değiştiğinden, beslenme bileşenleri MS patogenezinde önemli bir rol oynayabilir.
Yüksek oranda doymuş hayvansal yağ tüketiminin artan MS insidansı ile ilişkili olduğuna dair epidemiyolojik çalışmalardan elde edilmiştir. Doymamış yağ asitleri, özellikle omega-3 yağ asitleri ile takviyenin MS seyrini olumlu yönde etkileyebileceğini göstermektedir. Kontrollü çalışmalar, çoklu doymamış yağ asitlerinden net faydalı etkiler göstermedi. D vitamini alımı, daha düşük MS insidansı ile ilişkilidir. Buna karşılık, D vitamini tedavisinin MS seyri üzerindeki etkileri tespit edilmemiştir.
Süt proteinleri, glüten, probiyotikler gibi diğer beslenme faktörleri MS hastalığının ilerlemesi üzerindeki etkileri açısından değerlendirilmiştir. Antioksidanlar (ürik asit, A, C ve E vitaminleri, lipoik asit), polifenoller, MS hastalarında nükslerin şiddetinde ve süresinde az miktarda olsa bir azalma olduğunu göstermektedir.
Genetik nedenlerin yanı sıra D vitamini eksikliği, virüs enfeksiyonları, aşılar, aşırı tuz tüketimi, sigara, stres gibi faktörler MS hastalığını tetikleyebilir.