Maltepe’de İstanbul mitinginde konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Benim saray merakım yok, 6 liderin de öyle bir saray merakı yok. Ben sizler gibi yaşıyorum, sizler gibi mütevazi bir hayatım var” dedi.
Millet İttifakı, Maltepe Orhangazi Şehir Parkı’nda İstanbul mitingi düzenledi. Mitinge, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ittifakın milletvekili adayları, il başkanları yer aldı. Alanda vatandaşlar Türk bayrakları ve ‘Sana söz baharlar gelecek’ yazılı bayraklarıyla yer aldı.
KILIÇDAROĞLU: TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ BİR KİŞİYE TESLİM ETMEYECEĞİZ
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sahneye eşi Selvi Kılıçdaroğlu’yla geldi. Kılıçdaroğlu, “Size söz veriyorum. Bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir yoksul ailenin suyu kesilmeyecek, doğal gazı kesilmeyecek. Bu ülkeyi cennet gibi yapacağız ve birlikte huzur içinde yaşayacağız. 85 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım.
Hiçbir ayrım yapmadan, hiç kimsenin kimliğini, inancını yaşam tarzını sorgulamadan 85 milyon insanın Cumhurbaşkanı olacağım. 85 milyon insana hakkıyla, hukukuyla, adalet içinde hizmet etmeye söz veriyorum. Ülkeyi huzura kavuşturmamız lazım. Komşumuzun kimliğini sorgular hale getirdiler. Türkiye’yi buradan çekip çıkaracağız. Bunun için en büyük güç sizsiniz. Yaklaşık 800 bini aşkın genç İstanbul’da ilk kez sandıkta oy kullanacak.
Sizler otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştireceksiniz. Dünya siyasi tarihine de önemli bir armağan bırakacaksınız. Birlikte mücadele ettiğimiz zaman Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur. Ortak akılla yola çıktık. Türkiye Cumhuriyeti Devletini bir kişiye teslim etmeyeceğiz. Bir kişinin iki dudağından çıkan bir sözü hiç kimse kabul etmeyecek” dedi.
KILIÇDAROĞLU: 6 LİDERİN SARAY MERAKI YOK
Kılıçdaroğlu, “Beraber ve birlikte yürüteceğiz. Bu ülkeye sözüm söz, baharı getireceğim, baharı. Huzuru getireceğim. Herkesi kucaklayacağız. Hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Adalet yürüyüşünü yapmıştım. Adalet devletin temelidir. Adaleti her yerde ve her ortamda savunmak zorundayız. Hepimiz adalete susadık, hepimiz adalet istiyoruz. Adalet sadece mahkeme salonlarında gerçekleşmez. Eğer bir çocuk yatağa aç giriyorsa 85 milyonumuz aç demektir. Bir çocuk soğukta kaldıysa 85 milyonumuz soğukta kalmış demektir.
Biz beraber ve birlikte Türkiye’yi yeniden aydınlığa çıkaracağız. En büyük gücümüz sizsiniz ve kendinize güvenin. Türkiye’nin bütün sorunları çözülebilir. Benim saray merakım yok, 6 liderin de öyle bir saray merakı yok. Ben sizler gibi yaşıyorum, sizler gibi mütevazi bir hayatım var. Sizler gibi yaşamaktan da onur duyuyorum. Saraya gitmeyeceğiz, Allah nasip eder sizlerin oyuyla Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğumda yerimiz Çankaya olacak. Mustafa Kemal’in mütevazi mekanı olacak” ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU: SURİYELİ, AFGANLI KARDEŞLERİMİZİ ÜLKELERİNE UĞURLAYACAĞIM
Kılıçdaroğlu, “En geç 2 yıl içerisinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi, Afganlı kardeşlerimizi ülkelerine uğurlayacağım. Staj ve çıraklık meraklanmayın, çözeceğim. Borçlanma imkanı getireceğim. Her hakkı teslim edeceğim. Her hukuku uygulayacağız. Asla ve asla birilerinden yana tavır almayacağız. Benim Cumhurbaşkanı olmamı istemeyen iki kesim var. Birincisi beşli çeteler.
Beşli çeteler istemiyorlar. Yuh çekmeyin, sandığa gidin oy kullanın. Zor olanı sandığa gitmek. Özellikle AK Parti’ye MHP’ye veya Cumhur İttifakı’ndan birisine geçen seçimlerde oy veren bir kişiyi ikna edeceksiniz. Beraber sandığa götüreceksiniz ve oy kullanacak. O zaman gerçek anlamda her birey görevini yapmış olacak. Bunun sözünü istiyorum. Yüzbinlerin sözünü dinledik.
Yüz binlerden söz aldım. Beşli çetelerin yurt dışına kaçırdıkları paraları biliyorum. Nerelere götürdüklerini biliyorum. Amerika’da gökdelenler yaptığını biliyorum. Londra’da paraları nerelere yatırdıklarını biliyorum. Tamamını son sentine kadar getireceğim ve bu millete vereceğim. 418 milyar doları götürdüler. Sadece bir işlemden 1 milyarın nasıl götürüldüğünü söyledi. Onların tamamını 418 milyar dolarını kuruşu kuruşuna getireceğim ve size vereceğim. Bu halka vereceğim” diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU: 85 MİLYONUN CUMHURBAŞKANI OLACAĞIM
Kılıçdaroğlu, “Bir daha ifade edeyim, kul hakkı yemem ve kul hakkı yedirmem. Onlar hiç diyorlar mı biz kul hakkı yemeyeceğiz diye. Demiyorlar, söyleyemiyorlar. Ben onların neler yediğini biliyorum. Kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getireceğim. Hiç kimse endişe etmesin. İki, beni istemeyen ikinci grup da uyuşturucu baronları. Söz veriyorum, uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım.
Uyuşturucu baronlarına da bir şey diyemiyorlar. Neredeyse kucaklaşacaklar ama bu ülkenin çıkarı için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu ülkeyi aydınlığa çıkaracağız. Beraber birlikte bunu sağlayacağız. Bundan emin olmanızı isterim. Her şey çok güzel olacak. Bütün sorunları çözmeye ahdettim. Bu ülkeye arkadaşlarımla birlikte baharı getireceğim, huzuru getireceğim. Kim olursa olsun, bu topraklarda yaşıyorsa herkesin sorunuyla ilgileneceğiz. Asla ayrımcılık yapmayacağız. 85 milyonu kucaklayacağız. Size sözüm 85 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım. Hiçbir ayrım yapmayacağım, herkesi kucaklayacağım” dedi.
AKŞENER:OYLARINIZLA BAŞBAKAN OLMAK İSTİYORUM
Sahneye torunuyla gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise, “14 Mayıs elbette burası gösteriyor ki, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kılıçdaroğlu’nun 13’üncü Cumhurbaşkanı olarak seçildiği ve alkışlar içinde inşallah Çankaya Köşkü’ne beraberce götürdüğümüz bir akşam olacak. Ben de başbakan Meral diyorsunuz, öyle abidik gubidiklerle olmak istemiyorum, oylarınızla başbakan olmak istiyorum. Dolayısıyla bizim Anadolu’da yaptığımız bütün mitinglerde İYİ Parti seçmeninden tek bir şey istiyorum. Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e…
Birleşe birleşe kazanıyoruz. Minicik isteğim var. Her Cumhuriyet Halk Partili aileden sadece tek bir oy istiyorum. Biz bütün İYİ Partililer çok çalışıp, bütün oylarımızı Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı için şak diye basacağız. Hayatımda bu kadar rezil bir seçime ilk defa gidiyoruz. Hakaretlerin, küfürlerin, iftiraların havada uçuştuğu, tehditlerin, hakaretlerin havada uçuştuğu bir seçim… Milletine ilk defa işgalci diyen bir dil, Türk milletine işgalci diyen, darbeci diyen bir dil. Allah’ım, bütün psikiyatrları bu abileri tedavi için davet ediyorum. Gerçekten cezai ehliyetleri kalmadı. En tepesinden ve bakanlık makamından oturanlara hepsi aynı. İkide bir kasetten bahsediliyor. Recep Bey, Recep Bey…
Var mıdır, yok mudur, ortada belli olmayan bir kasetten bahsediyorsun da dün sizin en yakın aile dostunuz, seninle beraber başına iş gelmesin diye hapse giren Yeşildağ ailesinin bir ferdi bir kaset yayınladı. O kasette çok enteresan nasıl hırsızlık yapıldığını anlatıyor. Bu iddia bizatihi Recep Bey tarafından 1 milyar dolar alındığını söylüyor. Mesele şu. Hazır kaset orada, video orada. Bu iddiaları soruşturman gerekiyor, sen Cumhurbaşkanısın. Bize küfür etmek, iftira atmak yerine bu videoyu bir sor bakalım. Bu 1 milyar dolar kimin cebine girmiş.
Ali Yeşildağ’ın iddiasına göre senin cebine girmiş. Bir de köprüler, tüp geçitler var, havaalanları var. Bugünler daha iyi günlerin bayan diyecek. Mustafa Kemal’in askerleriyiz dediniz, gıcık oldu bilesiniz. Çünkü Atatürk’ü hiç sevmiyorlar, Cumhuriyetten nefret ediyorlar. 14 Mayıs günü cebinizden giden paraların, çocukların geleceğinden giden paraların devam etmesini istiyorsanız, ki istemiyorsunuz, hakkında bu tarz dedikodu çıkmamış, dürüstlüğüne, harama el uzatmamasına hepimizin kefil olduğu 13’üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçeceksiniz” dedi.
DAVUTOĞLU: 14 MAYIS SİYASETİN HIDIRELLEZ’İ OLACAK
Sahneye eşi Sare Davutoğlu ile gelen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “İstanbullular siz ona 2 kere ders verdiniz. Girdiği her seçimi kaybeden, başbakanlık makamını da gasbeden bir adam çıkmış bizi yabancı işgalcilerle bir arada tutuyor. Haddini bil, haddini. Toprağı rant olarak gören bu zihniyet gidecek, toprağı bereketlendiren çiftçilerimiz toprağa geri dönecek.
Bunlar Kanal İstanbul yapma peşindeler çünkü Kanal İstanbul’da rant var. Hiç hak etmedikleri büyük servet birikimleri var. Tüketiciyle, üreticiyi birbirine düşman etti. Biz ise şunu diyoruz. Hem SİHA, hem İHA, hem Togg, hem soğan. Hiçbir zaman savunma sanayini soğanın karşısına koymadık, bunlar koyarlar. Millet İttifakı’nın iktidarında gıda enflasyonu altında bir zümre olmayacak” ifadelerini kullandı.
UYSAL: SEÇİMLERİ İPTAL Mİ EDECEKSİNİZ?
Sahneye eşi Hatice Uysal ile birlikte gelen Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Bir dönemi kapatmaya, yeni bir dönemi açmaya var mıyız? 14 Mayıs’ı çağın ritmini yakalayacağımız bir gün haline getirmek durumundayız. Demokrasiyi bu ülkenin yegane değeri haline getireceğiz. Türkiye’de açlık sınırı 10 bin 135 lira. TÜRK İŞ açlık sınırını açıklıyor da biz bu ülkenin kaynaklarını kendisi için beytülmal zannedenlerin tokluk sınırını açıklayamıyoruz. Tokluk sınırını bilmiyoruz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını bile anlamlandıramıyoruz, niye? Cumhuriyet ve demokrasiye ruhen inanmıyorlar.
Demokrasi ve hukuk onların lehine işliyorsa kabulleri, lehlerine işlemiyorsa kabulleri değil. Birileri çıkmış diyor ki 14 Mayıs bir darbe girişimidir. Bir İçişleri Bakanımız var, böyle diyor. Darbeyse sizin vazifeniz darbeyi önlemek, seçimleri iptal mi edeceksiniz? Bunların düşünceleri, zihin dünyaları ortaya döküldü. Demokrasiye, hukuka dair, milletin kalkınmasına dair hiçbir hayalleri yok” dedi.
BABACAN: 124 DOLARI KİM ÇALDI
Sahneye eşi Zeynep Babacan’la gelen Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, 200 liralık banknotun da hikayesini anlattı. Babacan, “200 lira 134 dolar ediyordu, bugün 10 dolar bile etmiyor. Döviz bürosuna bakın kur 20 buçuk oldu mu? Herkesin cebindeki 200 liradan 134 dolar eder iken, 9 dolara düşüren tam 124 doları kim çaldı. Bu enflasyon tam baş belasıdır. Ekonomiyi kötü yönetirseniz ülkeyi yüksek enflasyona mahkum edersiniz. Şu an Türkiye’de kurum murum kalmadı. Patates soğan diyoruz biz. Gerisini siz tamamlıyorsunuz.
Şu anda ülkede devlet kurumu neredeyse kalmadı. Şu anda bu ülkenin bir ekonomi politikası yok. Devlet kadroları tek bir kişinin oyuncağı oldu. Endişeye mahal yok. Türkiye’yi hızla düzlüğe kavuşturacağız. 2002’de ülke çok kötü durumdayken başarmıştık, şimdi çok daha iyisini yapacağız. İlk 1 ayda kurumları ayağa kaldıracağız. 6 ayda mevcut kriz iklimini sona erdireceğiz. En geç 2 yılda da enflasyonu tek haneye indireceğiz. Ne kadar adalet, o kadar ekonomi. Ne kadar hak ve özgürlük o kadar ekonomi. Her gün hukuku ayaklar altına alıp bu ülkenin ekonomisini büyütemezsiniz, onun için yapamıyorlar.
Enflasyonla mücadele temel önceliğimiz olacak. Merkez Bankası’nın bağımsız ve itibarlı bir kurum olmasını sağlayacağız. Tüm kadroları, bilgili, deneyimli, dürüst isimlerle donatacağız. Reel sektör ve bankacılık sektöründeki sorunların hepsini tek tek çözmeye başlayacağız. Gelin bu 14 Mayıs’ta, annelerimize baharı hediye edelim” ifadelerini kullandı.
KARAMOLLAOĞLU: BİZİM DERDİMİZ BELLİ BİR MEVKİYE GELMEK DEĞİL
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da, “İnşallah 15 Mayıs yeni bir dönemin başlangıcı, Sayın Kılıçdaroğlu’nun da Cumhurbaşkanlığının tescili olacak. Biz 6 siyasi parti olarak bir araya geldik sırf ülkemizin son 21 yıldır içine sürüklenmiş olduğu sıkıntılardan kurtulabilmek için. Sizin sıkıntılarınızı biliyoruz, onlara derman olacak projeleri, ilkeleri de son 1 buçuk yıldır hazırladık ve inşallah 15 Mayıs’tan sonra da bunları tatbikata başlayacağız. Bizim derdimiz belli bir makama belli bir mevkiye gelmek değil.
Derdimiz, sizin derdinizle dertlenebilmek, sizin içine sürüklenmiş olduğunuz problemlerden bir an önce kurtulmanızı sağlayabilmek. Hislerimiz değil, aklımız, vicdanımız, tecrübelerimiz, bu ülkenin içine sürüklenmiş olduğu problemlerden nasıl kurtulacağımızı bize gösterecek. Bizim her konuda kanun hükmünde kararname mağdurları, atanamayan öğretmenler, farklı sebeplerle mahkemelere gidip haklarını almalarına rağmen, haklarını mahkemede alıp devlet nezdinde alamayanların derdi de bizim derdimiz. Her mağdur insanın derdiyle dertlenmeyi kendimize ilke kabul ettik.
Söz gelimi esnaf bizim memleketimizin bel kemiğini oluşturur. 21 yıllık iktidarları esnasında esnafın problemini çözmediler, çözemediler, tam tersi artırdılar. Esnafın derdiyle dertlenmek, vergi problemlerini halletmek bizim en önemli görevimiz olacak. Biz sadece vaatte bulunmuyoruz. Mağdur olan kim olursa olsun, onun derdini biz kendi derdimiz bileceğiz. Herkesin dert babası olacağız. 11 ilimiz yerle bir oldu.
Sırf bugünkü başkanlık sisteminden dolayı müdahaleye bu iktidar 2 gün geç teşebbüs edebildi. Bir depreme bile bugünkü sistemden dolayı 2 gün geç müdahale eden bu iktidar, mutlaka değişmesi icap eden bir yapı haline geldi. Adalet başta olmak üzere her konuya el atacağız. Herkes iş bulma, karnını doyurma için İstanbul’a gelmek mecburiyetini hissetmeyecek” dedi. Karamollaoğlu 14 Mayıs için vatandaşlardan taahhüt istedi.
İMAMOĞLU: İKTİDARI MİLLETE TESLİM EDECEKLER
Sahneye eşi Dilek İmamoğlu’yla birlikte gelen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da, “İstanbul tarihi mitinglerle iz bırakmış bir şehirdir. İstanbul mitingleri Türkiye’nin tarihini değiştirmiştir, değiştirmeye devam edecek. Tarihi bir buluşma yaşıyoruz. Bu tablo gösteriyor ki Türkiye değişiyor dostlar. Aramızda kalsın, kazanıyoruz. Kazanıyoruz. Türkiye kazanıyor, milletimiz kazanıyor.
Birliğimizi kazanıyoruz, kardeşliğimizi, geleceğimizi, barışı, sevgiyi kazanıyoruz. Bugün başka bir zaman, başka bir an. Bugün Türkiye tarihinin unutulmaz 6 Mayıs’larından birini yaşıyoruz. Bundan 4 yıl önce 6 Mayıs 2019 günü bir yargı darbesiyle karşı karşıya kalmıştık. Ben genelde yuhalamayın derim ama bu kararı alanı yuhalayın kardeşim. Bu demokrasi tarihine kara lekeyi vuranları yuhalayalım ki bir daha buna kimse cesaret edemesin. İstanbulluların iradesini beğenmeyenler seçimi iptal ettirmişlerdi. Sandıktan biz çıkmazsak o seçim geçerli sayılmaz dediler.
Sonra millet onlara öyle bir demokrasi tokadı attı ki tam bir Osmanlı tokadı, yerle bir etti. Tek tek oyları saymayı öğrettik. 23 Haziran’da 806 bin oy farkını millet onlara tek tek saydırdı. Oy farkını onlara tek tek saydırmaya hazır mıyız? Milletin iradesine saygı duyulacak. İktidarı millete teslim edecekler, millete. Bu millet canını feda etmiştir egemenliğin millete ait olması için” dedi.
İMAMOĞLU: BU İŞ İLK TURDA BİTSİN
İmamoğlu, “Son yıllarda verilen en büyük mücadelelerden birisi hak, hukuk, adalet mücadelesidir. Hak, hukuk, adalet mücadelesinin simgesi 13. Cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin birleştirici gücü Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçmeye hazır mıyız? Milletin ittifakı bir devri kapatacak. Bir avuç insanın torpilli yaşamı bitecek, millet huzura erecek. Yöneticilerin vatandaşına iş bulma sorumluluğunu hissetmelidirler.
İstihdama dönük güçlü bir zemin hazırlamalıdırlar. Bu yönetimin uyguladığı model ne yazık ki istihdam yaratmıyor. İşsizlikle ilgili yapısal sorunları hep birlikte çözüme kavuşturacağız. Siz bize şu iktidarı verin, İstanbul’u da Ankara’yı da memleketin 81 ilini de uçuracağız. Bu iş ilk turda bitsin. Bu alavereci, dalavereciler var ya, ikinci tura gittiğinde ellerinden geleni yapacaklar. Her şeye rağmen biz karşılığını veririz ama ikinci tura bu işi bırakmayın.
Bu işi ilk turda bitirmek farzdır. Bu ülkede ben devri bitecek, biz dönemi başlayacak. Milletimiz dönemi başlayacak. Bu memlekete güneş bir başka doğacak. Size söz 15 Mayıs sabahı uyandığınızda içinize derin bir nefes aldığınızda diyeceksiniz ki mis gibi demokrasi kokuyor. Mis gibi Cumhuriyet kokuyor” diye konuştu.
YAVAŞ: SEÇİM Mİ YAPIYORUZ, SAVAŞA MI HAZIRLANIYORUZ BELLİ DEĞİL
Sahneye eşi Nursen Yavaş’la çıkan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da, “Seçime gidiyoruz fakat nasıl seçim anlamadık. 21 yıllık iktidar yeni vaatler ileri sürmesi gerekirken tankları, tüfekleri gösteriyor, gemileri gösteriyor. Seçim mi yapıyoruz, savaşa mı hazırlanıyoruz belli değil. Bu eserlerin hepsi bizim eserlerimiz, gurur kaynaklarımız ama 14’ünden sonra insanlar şununla karşı karşıya kalacak. Kiracı ev sahibi, kredi kartları, pahalılık, enflasyon, uyuşturucu, mülteci, bu sorunlarla karşı karşıya kalacak. Bunların konuşulmasını istemiyor.
Sorunlar görülmesin istiyorlar. Biz bunu Ankara’da yaşadık. Ekrem Bey’in ikinci seçiminde dediler ki, İstanbul düşerse Kudüs düşerse, İstanbul düşerse Mekke düşer… İstanbul düştü ama her şey çok güzel oldu. Gerçekleri yine bu seçimde konuşulmasını istemiyorlar, iftira atıyorlar. Neden korkuyorlar, hesap vermekten değil mi? Ankara’da da aynısı. 16 kat trilyonluk Ankapark dosyası halen bekliyor. Onların konuşulmasını engellemek için bu iftiraları attılar. Bunların konuşulmasını istemiyorlar” dedi.