İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, “Millet artık nefes alamıyor. Evine ekmek götüremeyen babalar var. Nefes almak evine ekmek götüremeyen bir baba için zor geliyor” dedi.
İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Hatay Kırıkhan’da askerî aracın kaza yapması sonucu 2 kahraman Mehmetçiğimiz şehit oldu. Zeytin Dalı Harekât bölgesinde de teröristlerce düzenlenen roketatarlı saldırıda 1 askerimiz şehit oldu, 1 askerimiz de yaralandı. Şehitlerimiz Uzman Çavuş Şahin Sarılmaz, Uzman Çavuş Necati Yatkak, Uzman Çavuş Halit Altun’a Yüce Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Yaralı askerimize de şifalar diliyorum. Şehitlerimizin ruhu şad, mekânları cennet olsun. Milletimizin başı sağ olsun.
TOTALİTER REJİM BUDUR
Bildiniz gibi özerk olması gereken ama günümüz iktidarında bu vasfını yitirmiş bir kurulumuz var. Öyle kararlar alıyor ki; takdire şayan. RTÜK, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İyi Parti Lideri Meral Akşener’e yönelik “Daha dur, bunlar iyi günler” sözlerinin kadına şiddet anlamına gelmediği gerekçesiyle Şirin Payzın’ın eleştirilerinden dolayı Halk TV’ye yüzde 2 idari para cezası verdi. Karar oy çokluğuyla alındı. Totaliter rejim budur. Tek Adam rejimi budur. Zulmedenin hükümdar olduğu rejim budur. Siz iflah olmazsınız. Zulmünüz sonunuzu getirecek, ilk seçimde tepetaklak gideceksiniz.
RTÜK normal ceza kesmiyor. RTÜK siyasi cezalandırma yapıyor. Muhalif kanalları cezalandırıyor, program yasağı koyuyor, reklamları kesiyor bununla yetinmiyor idari para cezası veriyor. Dedi ki, bu cezaları almayın ama hayır dediler. RTÜK cezalarına dair talebimiz kabul görmedi.
AK PARTİLİ BAŞKAN TÜRKİYE’NİN İFLASINI AÇIKLADI
Mersin’de AK Parti’li Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, ekonomik sorunlar nedeniyle intihar eden vatandaşlara ilişkin “Ekonomiyle alakalı intihar olmaz. O zaman ülkenin yarısı intihar etsin” diyerek, Türkiye’deki yoksulluğu kabul etti. Ne kadar güzel bir itiraf. Türkiye ortalamasının üzerinde kişisel gelire sahip bir ilçenin belediye başkanı. Ak Partili Belediye Başkanı aslında diyor ki; sefalet, fakirlik, yoksulluk dayanılmaz boyutlara ulaştı.
Millet artık nefes alamıyor. Evine ekmek götüremeyen babalar var. Nefes almak evine ekmek götüremeyen bir baba için zor geliyor. Askıda ekmekler dolduğu gibi boşalıyor. Hani bu ucube sisteme geçince kimse yatağa aç girmeyecekti? Millet açlıktan yatağa bile giremiyor uykusuzluktan sabahları ediyor. Hani dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girecektik? Hani 2023’te kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolara çıkacaktı? 2013 yılında kişi başı gelir 12 bin 600 dolar seviyesine çıktı. 2020 yılında dolar bazında kişi başı gelir 8 bin 600 dolara kadar indi.
Dolar daha da arttı. Uçarken fazla uçmuşlar. Türk Milleti daha da fakirleşti.
Hani “Biz sadece millete hesap veririz” deyip duruyorlar ya. Buyursunlar atıp tuttukları hedeflerin hesabını versinler. Gelin bu milletin önüne sandığı koyun, bu millet sizden hesap sormak istiyor. Seçim milletin istediği zamanda yapılır. Demokrasiden kaçmak başka bir şeydir. Seçim en meşru haktır biz de istemeye devam edeceğiz.
Bu ucube sistemde bırakın evi, arabayı; iyi bir akıllı telefon ya da basit bir dizüstü bilgisayar bile hayal oldu. TV şovlarındaki yardım kampanyalarında tablet dağıtılmadı mı? Bırakın tableti, velilerin internet paketi alacak parası yoktu. Bu tabloları fakirliğin geldiği noktayı özetlemesi için gösteriyorum.
Birkaç örnek göstereceğim, Romanya vardı Türkiye’nin 19 yılda nasıl fakirleştiğini görmek için Romanya’ya bakmak yeterli. İnsanların alım gücünü gösteren big mag teorisi diye bir şey var. Romanya ile Türkiye’yi karşılaştırarak göstermek istiyorum. Bundan 30 yıl önce hamburgerin ne olduğunu bilmiyordu Romanya. Şimdi bizden çok daha iyi biliyorlar. Türkiye’de bugün bir asgari ücretle 88 tane hamburger alabiliyorsunuz. Romanya’da tam 120 adet aynı menüden alabiliyorsunuz. Ne demek istediğimi Saraydakiler anlamıştır. Ekonomist bir Cumhurbaşkanı bundan anlar diye düşünüyorum.
Türkiye’de kitaba ulaşmak zor, dar gelirli kitabı nasıl alsın. Nüfusunun yüzde 25’i asgari ücretle çalışan İtalya’da bir asgari ücretle 110 tane roman alabiliyorsunuz. Nüfusunun yüzde 62’si asgari ücretle çalışan Türkiye’de bu rakam sadece 23 yani yüzde 20’si. Türkiye’de kitap okuma oranı neden düşük bir düşünün.
Hollanda’da bir asgari ücretle 28 spor ayakkabı alınabiliyor. Bugün Türkiye’de bir asgari ücretle sadece 4 tane spor ayakkabı alınabiliyor. Üç çocuğu olan babanın vay haline. İngiltere’de bir asgari ücretle 155 kilo kıyma alabiliyor Türkiye’de sadece 50 kilo. Bu rakamlarla ülkeyi nasıl kıymaya çevirdiğinizi göstermek için gösteriyorum.
ORTADA YARDIM FALAN YOK
Salgında insanları çaresiz bıraktılar. Ölüme sürüklediler. Hepsinin vebali Saray’ın boynunadır.
Her gün beddua alıyorsunuz. O beddualar yakanızı bırakmayacak. Göreceksiniz. İlk seçimde gideceksiniz. Kimsenin ahı kimsede kalmayacak. Hesap vereceksiniz. Salgında sadece bir yandaşınıza 9,5 Milyar Liralık vergi istisnası sağlarken, 84 milyona sadece 8 milyar lira doğrudan nakdi yardım yaptınız. Yandaşlarınızın havalimanlarının milyarlarca liralık kira ödemelerinden vazgeçtiniz. Vatandaş ise kirasını ödeyemediği için kapının önüne kondu. Verdikleri 315 milyar lira banka kredisini, 219 milyar lira borç öteleme ve 25 milyar lira vergi indirimini toplamda millete 661 milyar lira yardım yaptık diye yutturmaya çalışıyorlar. Ortada yardım falan yok. Milletin sırtında sadece 661 milyar lira borç yükü var. Şimdi o belediye başkanı tekrar düşünsün. Milletin yarısı intihara nasıl sürükleniyor iyi idrak etsin.
TURİZM SEZONUNU KURTARAMADILAR
Turizm sezonu geldi bunların bağırdıklarına çağırdıklarına bakmayın, son çare bir açılımda bulunacaklar. Normalleşme sürecine geçeklerdi. 1 Haziran itibariyle kademeli normalleşme başladı ama yine anormal uygulamalar karşımıza çıktı. Pazar günleri tüm gün sokağa çıkmak yasak. Diğer günler akşam 22’den sabah 5’e kadar yasaklar devam ediyor.
Türkiye’de turizm sadece deniz ve kum değildir. Bir başka ülkenin insanlarının yaşamını tanımakla başlar. Siz insanları evine tıkacaksınız, otellere tıkacaksınız insanlar bu ülkeye gelecek mümkün mü? Daha baştan turizmi bitirdiler. Beceriksizlikleri yüzünden Avrupa Şampiyonlar Ligi Finali ve Formula 1 İstanbul Grand Prix’i elimizden alındı. Niye? aşılama yapamadınız kandırdınız insanları, hiç.ir şey yapamadınız Avrupa’nın kırmızı listesine girdiniz. Kafe- restaurantlar saat 21’e kadar hizmet verebiliyor. Burada yapılan salgılınla mücadele değil sosyal hayatı kendi ideolojilerine uygun hale getirmek. Bunların demokrasi kültüründe sadece baskıyla kendilerine ait rejimi ikame etmek gelir. Dünyada demokrasi ile yönetilen ülkeler arasından çıkardılar totaliter rejimle yönetilen ülkeler arasına koydular.
Birkaç yıl önce Rusya ile ilişkiler gerildi. En son Polonya’ya SİHA satışıyla Rusya, Türkiye’ye uçuş yasaklarını uzattı. Rus turistler Türkiye’den ayağını kestiler. Ben damadın İha SİHA üretimini takdirle karşılıyorum, muhteşem bir şey ama sadece damadımız bu ihaları SİHAları başka ülkelere satacak diye Türkiye’nin dış ilişkilerine zarar verecek noktaya getirmemek lazım.