MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, “Kimi zaman cinayetler bahane edilerek, kimi zaman mafya türü yöntemlere başvuran bazı çevrelerin eylemleri gerekçe gösterilerek, kimi zaman da siyasi hadiseler bahane edilerek Ülkü Ocakları hedefe konmaktadır” dedi.
MHP’li Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, son yıllarda Türk milliyetçiliğinin halk ve aydınlar nezdinde revaç gördüğünü, rağbet bulduğunu ve bu konudaki en büyük katkının Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e, dolayısıyla onun kültürel ve sosyal platformdaki gençlik kuruluşu olan Ülkü Ocakları’na ait olduğunu belirtti.
Ülkü Ocakları’nın, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in insan kaynağı, okulu, eğitim müessesesi konumunda olduğunu vurgulayan Yalçın, “Ülkü Ocağından diplomalı olmak; hareketimizin mücadelelerle, çile imtihanlarıyla geçen 55 yılında daima bir imtiyaz, bir gurur vesilesi addedilmiştir. Bir zamanlar bazı çevrelerce uzak durulan, bazen şüpheyle karşılanan, bazen ürkülen Türkçülük; Ülkü Ocakları’nın destansı mücadelesi sayesinde yükselen değer konumuna erişmiştir.
Türk milliyetçiliği ülküsünün kısaca ifadesi olan Türkçülük; kitlelerce öylesine benimsenmiştir ki sol partilerde ve entelektüellerde bile milliyetçilik konusunda taviz vermeyen, milliyetçi olduğunu söylemekten çekinmeyen, Türkçü tutum içine giren kimseler bulunmaktadır. Ülkü Ocakları; toplumun sancılı dönemlerinde birliği, bütünlüğü sağlamak, dış dünyaya, emperyalizme karşı duruşu sağlamlaştırmak için örgütlü bir varlık refleksi oluşturmuş, zararlı ve zehirli akımlara karşı antikor üretmiştir. Böylece toplumun bağışıklık sistemi güçlenmiştir” dedi.
‘TÜRK SOLU, ÜLKÜCÜLERİN DESTANSI MÜCADELESİNİ NE ZAMAN İTİRAF EDECEK’
Ülkü Ocakları mensuplarının, milletini ve vatanını karşılıksız sevdiğini işaret eden Yalçın, “Kimi zaman cinayetler bahane edilerek, kimi zaman mafya türü yöntemlere başvuran bazı çevrelerin eylemleri gerekçe gösterilerek, kimi zaman da siyasi hadiseler bahane edilerek Ülkü Ocakları hedefe konmaktadır. Alınları pak gençlerin vazife ifa ettiği Ülkü Ocakları; lekelenmeye, güzide teşkilatlarının üzerine kir bulaştırılmaya çalışılmaktadır. Ülkü Ocakları’na saldıranlar, geride kalan 55 yıl zarfında verilen şehitleri, Ülkü Ocakları’nın uğradığı hain saldırıları, Ülkücü gençlerin uğradığı haksızlık ve mağduriyetleri ise dile getirmekten ısrarla kaçınmaktadır. O şehitlerin anneleri anne, babaları baba değil midir?
Darağaçlarına yollanan körpe Ülkücü vücutlar, fidan değil de nedir? Ülkücülerin mahpus damlarına yiten, tükenen hayallerinin hesabını kim verecektir? Zindanlarda sağlıklarını ve geleceklerin kaybeden masumların hakkı neden savunulmazken, neden askerimize, polisimize kurşun sıkan, banka soyan, bebekleri bile öldüren teröristlere methiyeler dizilmektedir? Komünist militanların eylemlerini göklere çıkaran Türk solu, Ülkücülerin destansı mücadelesini ne zaman itiraf edecek, onların hakkını ne zaman teslim edecektir? Ülkü Ocakları Türk toplumunun gözbebeğidir. Ülkü Ocakları; Türk milletinin binlerce yıl öncesinden süzülüp gelen büyük birikiminin, eşi benzeri bulunmayan teşkilatçılığının göstergesidir. Ülkü Ocakları, Türklük için çarpan kalplere dikilmiş bir bengü taştır” ifadelerini kullandı.