Meme kanserinden kaybedilen memelerin onarımı gibi birçok operasyon meme estetiği kapsamında yer alır.
Meme estetiği ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Ayşin Karasoy Yeşilada, “Emzirme açısından protezin kas altına veya üstüne yerleştirilmesinin etkisi bulunmamaktadır. Dünyada meme estetiğinde yeni jenerasyon protezler biçimini her pozisyonda koruyarak protez dış kılıfı zarar görse bile içindeki silikonun vücut dokuları içine dağılmadığı protezler olarak üretilmektedir.” dedi.
Çamlıca Medipol Üniversitesi Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümünden Prof. Dr. Ayşin Karasoy Yeşilada, Türkiye’de en sık yapılan estetik operasyonlardan meme estetiğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Yeşilada, meme estetiğinin tüm dünyada da sıkça yapıldığını belirterek “Küçük olan memelerin büyütülmesi, sarkık olan memelerin biçimlendirilmesi, büyük olan memelerin küçültülmesi ve meme kanseri nedeniyle kaybedilen memelerin onarımı gibi birçok operasyon meme estetiği kapsamında yer alır” dedi.
DURUŞ BOZUKLUĞU DA DÜZELİYOR
Göğüs büyüklüğünün kişinin boy, kilo, göğüs kafesi genişliği, beden biçimi ve kişisel beğeni tercihlerine göre belirlenerek planlandığına dikkati çeken Prof. Dr. Yeşilada, şöyle devam etti: “Göğüs kafesi dar, genel olarak ince yapılı bir hastada fazla büyük olmayan bir meme protezi ile meme büyütme yapılması daha doğal sonuçlar elde edilmesini sağlar.
Ancak gebelik yaşamış veya kilo kaybı sonrası göğüste gevşeme ve hacim kaybı oluşmuş bir hastada yeterli meme hacmi oluşturmak için daha büyük protezlerle meme büyütme ve biçimlendirme operasyonun eş zamanlı yapılması gerekir. Meme estetiği yapılırken vücudun bir bütün olarak değerlendirilmesi, doğal boyutların hedeflenmesi önemlidir. Vücudun genel biçimi ile uyumlu memeler hem estetik görünüm ve özgüven sağlar hem de beden duruş bozukluklarını düzeltir. Aşırı büyük memelere sahip olanlar sırt ağrıları, günlük yaşamda giysi seçimi zorlukları yaşayabilirler.”
FAZLA KİLO DEĞİŞİMİ VE SİGARA SONUCU ETKİLİYOR
Prof. Dr. Yeşilada, gebelik ve yaşlanmaya bağlı olarak dokuların zaman içinde gevşemesi ve değişime uğramasının kaçınılmaz olduğuna değinerek, şu bilgileri verdi: “Operasyonlar planlanırken işlemlerin geç dönemde yaratacağı etkiler düşünülerek planlama yapılması gerekir. Büyük hacimli protezler ile yapılan meme büyütme operasyonları zaman içinde memelerde hızlı sarkmaya ve şekil bozukluklarına neden olabilir.
Meme estetiği sonrası aşırı kilo alma veya aşırı kilo verme sonrası da biçimsel bozulmalar meydana gelebilir. İdeal kiloda yapılan meme ameliyatı sonrasında da vücutta kilo alıp verme durumlarının yaşanmaması, sonuçlarının uzun yıllar korunmasını sağlar. Obezite problemi bulunan ve sigara kullanımı olan hastalarda ameliyat sonrası olası riskler fazla olabilecek, yara iyileşmesi problemleri görülebilecektir. Fazla kilo problemi olan hastaların fazla kilolarını ameliyat öncesi dönemde verdikten sonra ameliyat olması ve ameliyat sonrası kilo değişimi yaşamamaları tavsiye edilir.”
YAĞ ENJEKSİYONU HERKESE UYGUN DEĞİL
Meme estetiğinde birçok yöntemin kullanılabileceğine işaret eden Prof. Dr. Yeşilada, şu ifadeleri kullandı: “Yağ enjeksiyonu ile meme büyütme vücudunda yeterli yağ dokusu bulunan hastalarda meme büyütme amaçlı olarak kullanılabilecek bir yöntemdir. Ancak çoğu hastada yeterli yağ dokusu bulunmamaktadır, ayrıca yağ dokusu enjeksiyonu ile aşamalı olarak meme büyütme yapılabileceği için birkaç kez operasyon uygulamasını gerektirecek bir tekniktir.
Meme implantları 50 yılı aşkın süredir uygulanmakta olan, yıllar içerisinde implantın teknik özelliklerinin gelişim gösterdiği bir alandır. İçi serumla dolu (salin implantlar) yıllar içinde sıvı kaçırma veya su tutma nedeniyle hacimsel değişiklik yaşayabilirler. İçi yumuşak kıvamlı silikonla dolu implantlar biçimini ve hacmini uzun yıllar koruduğu için meme büyütme operasyonlarında en sık kullanılan implant tipidirler.
Meme implantlarını uygulandıktan sonraki iyileşme süreci hastadan hastaya farklılıklar göstermekle birlikte günler içinde günlük yaşama dönmek mümkündür. Ağır fiziksel aktivitelerin 6 hafta kadar kısıtlanması tavsiye edilir. İmplantların yerleştirildiği yerlerde (meme altı katlantısı, meme başı altı veya koltuk altı) ameliyat izleri oluşacaktır ancak bu izler çoğu zaman iç çamaşırı içinde gizlenebilir kısa izler olduğu için hastaları fazla rahatsız etmez. Yara izlerinin belirginliği ameliyat sonrası iz azaltıcı kremlerle hafifletilebilir. Meme implantı uygulanmış göğüslerde meme yumuşaklığının azalması görülebilir, memede hafif sert bir doku hissi verebilir, protezlerin kenarları ince yapılı hastalarda belirgin olabilir, protez büyüklüğü doğal boyutlarda olan hastalarda protez kenarları belirgin olmaz.”
KILIFI ZARAR GÖRSE DE SİLİKON DAĞILMIYOR
Prof. Dr. Yeşilada, protezin kas altı veya kas üstüne yerleştirilebileceğini belirterek değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Hastanın meme dokusu çok az, deri altı yağ dokusu çok ince ise meme implantını kas altına yerleştirerek protez kenar belirginliğini azaltılmayı amaçlıyoruz. Ayrıca günümüzde protez kenarlarının belirginliğini azaltmak için yağ enjeksiyonu yaparak kompozit meme büyütme tekniği de kullanılmaktadır.
Emzirme açısından protezin yerleştirildiği alanın bir etkisi bulunmamaktadır. Emzirmede problem yaşanması beklenmez. Dünyada meme estetiğinde yeni jenerasyon protezler biçimini her pozisyonda koruyarak protez dış kılıfı zarar görse bile içindeki silikonun vücut dokuları içine dağılmadığı protezler olarak üretilmektedir. Ayrıca ağırlığı azaltılmış, kıvamı daha yumuşak olan, dış kapsülü vücutla uyumlu farklı protez modelleri de geliştirilmektedir.”