Kalıtsal genlerin tetiklediği meme kanserinde nüksetme riskini azaltan ilacın deneme sonuçları yayınlandı.
Yapılan uluslararası bir araştırmanın yayınlanan sonuçlarına göre, BRCA1 veya BRCA2 genleri tarafından tetiklenen kalıtsal meme kanseri olan kadınların yardımcı tedavisinde (adjuvan tedavi) Olaparib’in (Lynparza), kanserin nüksetme riskini yüzde 42 oranında azalttığı belirtildi.
Standart tedavi görmüş, meme kanserine sahip 1836 kadını inceleyen küresel bir faz 3 denemesi olan OlympiA çalışmasının sonuçları, 2021 Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) yıllık toplantısının genel oturumu sırasında sunuldu. The New England Tıp Dergisi’nde yayınlanan çalışmada, Olaparib’in nüksetmeyi önleyip önleyemeyeceğine dair yürütülen ve 10 yıl boyunca hastaları takip etmeyi amaçlayan uluslararası OlympiA denemesinin, 2 buçuk yılda yapılan ara analizde ilacın önemli bir tedavi etkisi göstermesi üzerine erken raporlandığı ancak denemenin devam edeceği ifade edildi.
MEME KANSERİ HASTALARININ YAKLAŞIK YÜZDE 5’İNDE BRCA1 VE BRCA2 MUTASYONLARI BULUNDU
Breast International Group (BIG) tarafından çalışmanın sonuçlarına dair yapılan yazılı açıklamada, 2020’de dünya çapında tahminin 2.3 milyon kişiye meme kanseri teşhisi konduğu ve meme kanseri hastalarının yaklaşık yüzde 5’inde BRCA1 ve BRCA2 mutasyonlarının bulunduğu belirtildi. Elde edilen sonuçlara göre Olaparib’in (Lynparza), BRCA mutasyonlu hastaların yardımcı tedavisinde plasebo grubuna kıyasla hastalıksız sağkalımda istatiksel olarak ve klinik olarak anlamlı bir iyileşme gösterdiğini ortaya çıkardığı ifade edildi.
Hasarlı DNA’nın onarılmasından sorumlu proteinleri üreten ve hücrelerin genetik stabilitesinin korunmasında önemli bir rol oynayan BRCA1 ve BRCA2 genlerinden birinin mutasyona uğraması halinde DNA hasarının düzgün bir şekilde onarılmayabileceği ve belirli hücrelerin genetik değişiklikleri biriktirip, stabil olmayan hale geldiği belirtildi. Sonuç olarak, hücrelerin kansere yol açabilecek ek genetik değişiklikler geliştirmesinin daha olası hale geldiği ifade edildi.
‘NÜKSETME, İKİNCİ KANSERLER VE ÖLÜM RİSKİNİ YÜZDE 42 ORANINDA AZALTTI’
Hastalardan oluşan genel deneme grubunda sonuçların, Olaparib’in (Lynparza) meme kanseri nüksetme, ikinci kanserler (daha önce kansere yakalanmış bir kişide meydana gelen farklı bir kanser) veya ölüm riskini yüzde 42 oranında azalttığını gösterdiği bildirildi. 3 yılda, plasebo grubunda yüzde 77.1’lik orana karşılık, hap şeklinde verilen Olaparib (Lynparza) ile tedavi edilen hastaların yüzde 85.9’unun hayatta kaldığı, invaziv meme kanseri ve ikinci kanserlere yakalanmadığı ifade edildi.
Çalışmada en yaygın yan etkilerin bulantı (yüzde 57), yorgunluk (yüzde 40), kansızlık (yüzde 24) ve kusma (yüzde 22) olduğuna yer verildi.
‘YAN ETKİLERİN SIKLIĞI NİSPETEN DÜŞÜK’
OlympiA araştırmasının Yönetim Kurulu Başkanı ve Institute of Cancer Research (ICR) ve King’s College London’da Profesör Andrew Tutt araştırmayla ilgili olarak şunları söyledi:
“Olaparib, genetik testlerle bu genlerde mutasyona sahip olduğu tespit edilen birçok hasta için yaşamı tehdit eden nüksetme ve kanser yayılma oranını azaltmak için tüm standart başlangıç meme kanseri tedavilerinin devamı olarak kullanılma potansiyeline sahiptir.”
Çalışmadaki önemli yan etkilerin sıklığının nispeten düşük olduğunu belirten Tutt, “BRCA1 ve BRCA2 mutasyonlarını kalıtsal olarak taşıyan erken evre meme kanserli kadınlara tipik olarak daha genç yaşta teşhis konur. Şimdiye kadar, cerrahi, hormon tedavisi, radyoterapi ve kemoterapi gibi ilk uygulanan tedavilerin dışında, nüksetme oranını azaltmak için bu kanserlerin benzersiz biyolojisini spesifik olarak hedefleyen bir tedavi olmamıştır” dedi.
“YENİ BİR TEDAVİ SEÇENEĞİ OLABİLECEĞİNİ UMUYORUM”
Tutt ayrıca, “BIG tarafından koordine edilen bu büyük uluslararası çalışma, kalıtsal BRCA mutasyonları olan hastalara ilk tedaviyi tamamladıktan sonra bir yıl boyunca Olaparib verilmesinin, onların invaziv veya metastatik meme kanserinden uzak kalma şanslarını artırdığını gösteriyor. Olaparib’in şimdi küresel ilaç düzenleyicileri tarafından değerlendirilmek üzere ileriye gideceğini tahmin ediyorum. Ve erken evre meme kanserinin yüksek riskli formlarını ve kalıtsal BRCA mutasyonları olan bazı kadınlar için yeni bir tedavi seçeneği olabileceğini umuyorum” ifadelerini kullandı.