Medeni durum/Başarı indeksi… İnsanların hayatı yaşama biçiminin kariyerlerine etkisi hep tartışılan bir konudur.
Evdeki huzurun ve huzursuzluğun, tek yaşamanın veya kalabalık bir aile de yaşamanın olumlu veya olumsuz etkileri elbette vardır. Kişiden kişiye değişmekle birlikte evli ve bekar olmanın da insanların hedeflerini büyüttüğü veya küçülttüğü de bir düşüncedir fakat bu konuyla ilgili de net bir çıkarım da bulunmakta neredeyse imkansızdır. İnsanların her biri ayrı bir karakterdir ve yaşayış biçiminin etkileri de kariyerine yansıtma ölçütü karakterinin sağlamlığına bağlıdır.
Yurtdışı kaynaklı bazı araştırmalara göre evli veya bekar olmak insanların başarısını etkileyen en önemli unsurlardan biri. Bu araştırmaların cinsiyetler üzerinden ayrı sonuçlar vermiş olması da ayrı bir tartışma konusunun kapılarını aralıyor.
Yapılan araştırmalara göre; kadınların evliyken kariyerlerinde daha başarısız olduğu tespit edilmiş. Çocuk sahibi olan kadınlarda bu oran daha yüksek. Bu sonucun ortaya çıkmasında kadınların anaç yapısının etkisi tabi ki büyük. Çünkü kadınlar, çocuk sahibi olduğunda tüm dünyası haline geliyor. Haliyle başka bir başarıya ihtiyaç duymuyor, başka bir hayal etme gereksinimi duymuyor, çocuğunu en iyi şekilde büyütmek hedefi oluyor veya varsa da hayalleri, bir gün yavrusunun gerçekleştireceğini düşünerek nadasa bırakıyor.
Erkeklere gelince de durum bambaşka. Yapılan araştırmalarda; kariyerinde başarılı olan erkeklerin genelinin evli olduğu, bekâr erkeklerin sorumluluk duygusunun zayıf olması nedeniyle kariyerlerindeki yükselişlerinin sınırlı olduğu tespit edilmiş. Bu tespitte de, aile kavramının, başlı başına büyük bir sorumluluk olduğunu bilen ve hisseden erkeğin kariyerinde de aynı şekilde işini ciddiye alıp doğal bir başarı elde ettiğini söylemek herhalde yanlış olmayacaktır.
Bu sonuçlara bakıldığında mantıklı bulmak mümkün. Aslında yine aynı yere gelecek olursak insanların karakteriyle ilgili bir durum. Bir insan kalabalık bir aileye sahip olup, inanılmaz başarılara sahip olabilir veya tam tersi başarısız bir insan da. Yalnız başına yaşayan bir insan olduğunda da bu mümkün.
Hayata nasıl baktığınla ilgili bir durum. Kadın ve erkekte yapı itibarıyla değişkenlik gösterse de aslında bütün mesele bundan ibaret. Rüzgârın nereye götürdüğüne göre mi yaşıyorsun, yoksa gitmek istediğin bir yol var da vaktini mi bekliyorsun? Evlilikte, çocuk sahibi olmakta, kariyerinde yükselmekte bunlara bağlı. Önce sağlam bir kariyere sahip olup kendine bir kronometre koymadan o günün geleceğini hissederek bir aile kurmanın mantıklı olduğunu düşünenlerdenim. Tam tersini düşünenlere de saygı duymak gerek.
Üniversiteyi bitirince evlenip, başarı yolunu birlikte yürümek isteyen insanlar da olabilir. Tamamen odağın nereye doğru olduğuna bağlı diyebiliriz. Evlilik; ciddiyetle, ayakların yere sağlam bastığından emin olduktan sonra kurulması gereken bir kurum kutsal bir kurum. İkisini birden hayatının aynı döneminde başarmayı hedeflemek, büyük ve cesaretli bir karar doğrusu.