Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Marmara depreminde Gölcük’te binaların hasar görmeyeceğini söylemek inandırıcı değil” dedi.
17 Ağustos Marmara depreminin merkez üssü olan Kocaeli’nin Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, depremi yaşamış olan ancak yasal olarak sağlam kabul edilen binalar olduğunu söyleyerek, “Marmara depreminin meydana gelmesi halinde bu binaların da hasar görmeyeceğini söyleyebilmek çok inandırıcı değil. Dolayısıyla biz vatandaşlar olarak kendi imkanlarımız çerçevesinde binalarımızı mümkün mertebe yenilememizde fayda olabileceğini düşünüyorum” dedi.
17 Ağustos 1999 günü meydana gelen merkez üssü Gölcük olan 7.4 büyüklüğündeki Marmara depreminin üzerinden 22 yıl geçti. Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, 17 Ağustos depreminin hem Gölcük açısından hem de ülkemiz açısından bir milat olduğunu söyledi. 17 Ağustos’tan günümüze geldiğimizde aradan geçen süre zarfında Gölcük’ün depremin izlerini silebildiğini belirten Sezer, “Gölcük şu an depremin izlerini sildiği gibi geleceğe umutla bakan, yapılarıyla, sanayisiyle modern bir şehir olmuş vaziyette.
Biz 17 Ağustos 1999’dan sonra deprem gerçeğinin ne kadar önemli olduğunu sadece Gölcük olarak değil, ülke olarak farkına vardık. Her zaman oluşabilecek, meydana gelebilecek daha önceden öngörülmesi mümkün olmayan ancak belirli bir zaman aralığı içerisinde gerçekleşebilecek bir afet bu. Bununla ilgili ne yapılabilir, nasıl tedbirler alınabilir konusuna çok çalıştık. Öncelikle evvela yapılması gereken yasaya ve kurallara uyulmasıdır. Yasaya, kurallara, yönetmeliklere uygun olan binaların depremde hasar görmediğini müşahede ettik. Yakın zamanda beklenen Marmara depremi var. Burası ile alakalı düşündüğümüz zaman, geçen süre zarfında değişen yönetmeliklere uygun olarak yapılan binaların aslında uygun olduğunu söyleyebiliriz“ dedi.
‘GÖLCÜK DEPREMİNİ YAŞAYAN BİNALAR MARMARA DEPREMİNDE DE HASAR GÖRÜR’
Olası bir depreme Türkiye’nin herhangi bir şehri ne kadar hazırsa Gölcük’ün de o kadar hazır olduğunu ifade eden Sezer, “17 Ağustos depreminden sonra hemen Düzce’de bir deprem meydana gelmişti. Düzce depreminde Gölcük’te hasara ve yıkıma neden oldu. Gölcük depremini yaşamış olan ancak yasal olarak kabul edilen binalar var. Marmara depreminin meydana gelmesi halinde bu binaların da hasar görmeyeceğini söyleyebilmek inanın çok inandırıcı değil. Dolayısıyla biz vatandaşlar olarak kendi imkanlarımız çerçevesinde binalarımızı mümkün mertebe yenilememizde fayda olabileceğini düşünüyorum.
Ancak oransal anlamda Gölcük’teki yeni bina sayısı Türkiye’deki diğer şehirlerle kıyaslandığı zaman çok çok yüksektir. Depremde hasar gören binalar yerine yenisi yapıldı ve özellikle bizim bazı mahallelerimizde TOKİ’nin ve o zamanki bakanlığımızın konutları var. Ortalama olarak baktığımız zaman Gölcük gerçekten bina bina stoku anlamında büyük ölçüde yenilenmiştir diyebiliriz. Ağırlıklı olarak Gölcük merkezde 1999 depremini yaşayan binalar var onlarla ilgili olarak da önümüzdeki yıllarda kentsel dönüşümü başlatmayı planlıyoruz” diye konuştu.
2019 YILINDAN İTİBAREN 84 BİNA YIKILDI
Gölcük’te şu anda ağır hasarlı binaların bulunmadığını belirten Sezer, şöyle konuştu:
“20 senelik süre zarfında Gölcük’te çok şey değişti. İstatistiklere göre Gölcük’ün nüfusu 170 binin üzerinde. 2020 yılından bu yana Gölcük’ün nüfusu 5 binden fazla arttı. 1999 Depremini yaşayan bir Gölcük’ün ülkemizin diğer kentlerinden bir farkının kalmadığını ve çok dinamik yapısıyla geleceğe umutla baktığını özetle söyleyebiliriz. Gölcük’te şu an ağır hasarlı bulunmuyor. Orta hasarlı binalarımız vardı, bunların bir kısmı onarım ve güçlendirilmesi yapılmayan binalardı. Yönetmeliklere uygun olarak şu anda hala prosedürleri devam eden binalar var. Vatandaşlarımızın talep etmediği takdirde şu anda yıkılmaları mümkün değil. Biz 2019 yılından şu ana kadar 84 orta hasarlı olup güçlendirilmesi yapılmayan ya da metruk olan binayı yıktık. Şu anda hali hazırda yıkılması gereken ağır hasarlı bina yok.“
‘TEMENNİMİZ DEPREMİ YAŞAMIŞ BİNALARIN YENİLENMESİDİR’
Sezer temennilerinin depremi yaşamış binaların yenilenmesi olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
“Şunu düşünebiliyor vatandaşlar, 1999 depremini yaşamış binalar var, yorgun binalar var ve bunların yıkılması gerekir. Bu bir temennidir, insan olarak baktığımız zaman eğer hasarsızsa bina yıkılması gerekmez, orta hasarlı ve az hasarlı ise onarım ve güçlendirme yapıldıysa kamulaştırılmadığı takdirde o binanın yasal olarak yıkılması mümkün değil. Bu çerçeveden bakıldığında Gölcük’te şu anda yıkılması gereken bir bina yok. Yeni getirilen yönetmeliklerle bina standartlarına yönelik tedbirlerin artırıldığını görebiliyoruz. Temennimiz uzun yıllardan bu yana depremi yaşamış ve yorulmuş olan binaların tamamı yenilenmesidir. Özellikle yerinde dönüşümün sağlanabilmesi kentsel dönüşüm anlamında büyük avantaj sağlayacaktır. Tüm Türkiye’de kentsel dönüşümün devlet eliyle tamamının yapılabilmesi, kamuya çok büyük bir yük getirecektir. Özellikle yerinde dönüşümün teşvik edilmesinin ben yararlı olabileceğini düşünüyorum.“