Mersin’in Anamur ilçesindeki Morca Mağarası’nda 1200 metre derinlikte rahatsızlanıp, getirildiği 1040 metredeki tedavisinin ardından 11’inci günde kurtarılan ABD’li Mark Dickey (40), araştırmalarını tamamlamak için mağaraya tekrar dönmek istediğini söyledi.
Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde normal servise alınan Mark Dickey, nişanlısı Jessica Van Ord, Başhekim Doç. Dr. Bahar Aydınlı ile birlikte basın mensupları ile bir araya geldi. Başhekimi Bahar Aydınlı, Türkiye’de değişik bir olayla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, “Morca Mağarası’ndan zorlukla yapılan bir kurtarma operasyonu sonucu helikopterle hastanemize getirilen Mark Dickey, acil serviste yapılan ilk kontrollerinin ardından yoğun bakıma yatışı yapıldı.
Tetkik ve tedavileri tamamlandıktan 2 gün sonra servise alındı. Çok şükür sağlıklı, yanımızda oturuyor. Biz Mersin Şehir Hastanesi ve Sağlık Bakanlığı olarak sağlık tedavisini sonuna kadar yaptıktan sonra taburcu olmasını sağlayacağız. O zamana kadar kendisi bizim misafirimiz. Çünkü seyahat edeceği mesafenin uzun olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle sağlığının tam iyi olduğundan emin olduktan sonra taburcu olmasına izin vereceğiz” dedi.
TÜRKÇE ‘MERHABA TÜRKİYE’
Mağaradan kurtulmasında emeği geçenlere teşekkür edip sözlerine Türkçe olarak ‘Merhaba Türkiye’ diyerek başlayan Mark Dickey, “Düne kadar yoğun bakımda tedavi görüyordum. Bugün hayatta olduğum için büyük bir şükran duyuyorum. 11 gün boyunca yer altında sıkışıp kalmışken bir milletin beni izlediğini, ümit ettiğini ve dualarla desteklediğini öğrendim. Aslında insanlar beni takip etmeye başlamadan çok önce Türk hükümetinin desteği başlamıştı. İlk günden itibaren hayatımı kurtaran, gerekli tıbbi malzemeyi bana ulaştırarak zorlu bir bin metrelik yolculuğu geri yapmak zorunda kalan, hızlı ve kararlı adımları için Türk hükümetine teşekkür etmek istiyorum.
Bu hayatımın ilk kurtuluşu değildi, üç kurtulmadan biriydi. Sadece Türkiye değil, tüm dünya da beni takip ediyordu. Uluslararası mağara kurtarma ekipleri, birçok Türk hükümeti destekleriyle gerçekleştirilen operasyon son kurtuluşum oldu. Son kurtuluşumda Türk hükümeti ve yetkililerine dünyadan bütün kurtarma ekiplerinin gelmesine izin verdikleri için ayrıca teşekkür ediyorum. Kendilerini riske atan kurtarıcılar ve sağlık ekiplerine de ayrıca teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Gazetecilerin Morca Mağarası’na inme nedenini sorması üzerine Dickey, “Türkiye mağaracılar organizasyonu tarafından yürütülen bir keşif aslında. Bu mağara keşfinin yapılmasının en önemli sebebi bilim. Çünkü mağaralar insanların girmediği, insanların ulaşmadığı yerlerdir. Dolayısıyla oradan alınan örnekler, orada yaşayan canlılar bilim için çok önemli bir keşif oluyor. Aldığımız örneklerin bilime faydası oluyor” ifadelerini kullandı.
‘KEŞFİ TAMAMLAMAK İSTİYORUM’
Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmadığını vurgulayan Mark Dickey, şöyle konuştu:
“Bulunduğun durumun gerçek anlamda farkına vardığın zaman ‘Büyük ihtimalle öleceğim’ diyebiliyorsunuz ama yine de ümitsizliğe kapılmadım. Mağara keşiflerine de bundan sonra devam edeceğim. Çünkü aslında bu başına gelen tıbbi durum çok olan bir şey değil. Bu bir şanssızlık. İnsanların başına hayatın her alanında bir şey gelebilir. Baktığınız zaman mağaracılık birçok spor içinde daha güvenli diyebiliriz. Dolayısıyla devam edeceğim. Morca Mağarası’na da yeniden girmeyi çok isterim. Amacım oraya geri girip yarıda bıraktığım keşfi tamamlamak istiyorum. Mağaranın en alt tarafında bir gölet var. Orayı geçmek istiyorum. Geçen sene 100 metre tırmandım. Amacım o gölün karşısına geçmek.”
Nişanlısı Jessica Van Ord de Mark Dickey’in hastalığında yanında olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
“Hemen dışarı tırmandım. Beni ne bekleyeceğini bilmiyordum. Gerçekten Türk hükümetinin yardımı karşısında çok etkilendim. Onlar hemen bana yardım etti, ki ben de hemen inip Mark’a yardım ettim. İlk aşamada ben ona yaşayabilmesi için gerekil sıvıları verdim. Operasyon başladığında da herkese güveniyordum ve çok rahattım. Çünkü herkes inanılmaz eğitimliydi ve işini çok iyi yapıyordu. Birçok ülkeden mağara kurtarıcılarını buraya getiren Türk hükümetine de ayrıca teşekkür ediyorum. Burada hastanede de bize çok iyi bakıyorlar. Bu konuda da kendimizi çok şanslı hissediyoruz.”