Manavgat’taki büyük yangın 9’uncu gününde devam ederken yangın söndürme çalışmaları da gece gündüz devam ediyor
Antalya’nın Manavgat ilçesindeki orman yangınlarında 9’uncu güne girildi. Manavgat, Akseki, Gündoğmuş, İbradı ve Alanya sınırlarında 15 farklı noktada yangını söndürme çalışmaları, gece gündüz devam ediyor.
Manavgat’ta 28 Temmuz günü saat 12.05’te 4 farklı noktada başlayan orman yangınları, 9’uncu gününe girdi. Manavgat’a sınır ilçeler Akseki, Gündoğmuş, İbradı ve Alanya’nın bazı mahallelerine de sıçrayan yangında, 7 kişi yaşamını yitirdi. İlk yangınlardan birini ilçe merkezinde başlatan C.Y. (16) Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında ‘kasten orman yakmak’ suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu.
YANGIN 5 İLÇEDE SÜRÜYOR
Yangınlar, Antalya’nın Manavgat, Akseki, Gündoğmuş, İbradı ve Alanya sınırlarında 15 farklı noktada devam ediyor. Manavgat yangını ilçenin batısında Demirciler, Kızıldağ, Sırtköy, Beşkonak mahallelerini içine alacak şekilde sürüyor. Kızıldağ’da da söndürme çalışmaları gece saatlerinde de sürdü. Havanın kararmasıyla müdahale zorlaşan yangın yolu aşıp karşıdaki ormana atlamasın diye ormancılar ve itfaiye ekipleri alevlerle mücadele etti. Rüzgarın yavaşlamasıyla birlikte ormana giren ekipler alevlere müdahale ederek hızlı ilerleyişini durdurdu. Yangını söndürme çalışmalarına katılmak için bölgeye gelen gönüllüler de sabahın ilk ışıklarına kadar ekiplerin mücadelesine destek oldu. Alevlerin, turistik Köprülü Kanyon ve Tazı Kanyonu’na ulaşmasından endişe ediliyor.
EYNİF OVASI’NA ULAŞTI
Akseki’deki yangın Gülendağı mevkiinde etkili oluyor. Gündoğmuş‘taki yangın ise iki farklı noktada sürüyor. Çayırözü Mahallesi’ndeki yangını kontrol altına alma çalışmaları sürerken, ekipler ilçenin güneybatısında, Alara Çayı’nın Alanya tarafından kuzey batıya ilerleyen yangının da önünü kesmeye çalışıyor. Alanya’nın Gündoğmuş tarafındaki mahallesi Güzelbağ’da da alevlerle mücadele sürüyor. Manavgat’ın Beydiğin Mahallesi yakınlarında başlayan orman yangını ise İbradı ilçesi sınırlarında devam ediyor. Katrancı, Belbaşı ve Gölcük mevkilerinde yer alan ormanlık alanda ilerlen yangın, yılkı atlarının bulunduğu Eynif Ovası’nı çevreleyen dağlara ulaştı.
6500 PERSONELLE MÜDAHALE
Bölgede 6 uçak, 2 İHA, 19 helikopter, 1 insansız helikopter, 1858 araç ve 6 bin 500 personelle söndürme çalışmaları sürüyor. Yangından etkilenen 722 kişi ve görevlinin 715’i tedavi edildi, 7 kişinin tedavisi devam ediyor.
ÇADIR VE KONTEYNERLER KURULUYOR
Afetten etkilenen 45 mahallede 2 bin 400 afetzedeye psikososyal destek verildi. 93 aileye konteyner kuruldu. 20 mahallede tuvalet- duş sistemi hayata geçirildi. Hem hayvanların barınması hem de insanlar için de 133 çadır kuruldu. Bölgeye 47.5 milyon liralık nakdi yardım geldi. Hasar tespit çalışmalarında 1118’i konut 2006 bina ağır hasarlı tespit edildi.
CANBUL TEDAVİYE GELDİ
Diğer yandan Antalya Büyükşehir Belediyesi koordinatörlüğünde Konya Büyükşehir Belediyesi’nden gelen ‘Canbul’ ekibi, yanan bölgelerden kurtarılan hayvanların sağlık kontrollerini yapıyor. Veteriner hekimler, bölgedeki tüm hayvanlar için yanık kremi ve göz damlası dağıtırken, yaralı hayvanların tedavileri de gerçekleştiriyor.
BÖLGEDE 3 BAKAN BULUNUYOR
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da bölgedeki söndürme çalışmalarını koordine ediyor. Bakan Çavuşoğlu, koordinasyon merkezinde bulunurken, diğer bakanlar Kurum ve Karaismailoğlu, yangından etkilenen köylerde vatandaşları ziyaret ediyor, taleplerini dinliyor. Manavgat yangınını söndürme çalışmaları sürerken, alevlerin köyleri yaktığı ilk günlerde çok sayıda mahallede yaşanan dramlar da ortaya çıkmaya başladı.
TEK BAŞINA 4 SAAT MÜCADELE
Manavgat yangınına gece yarısı Güzelyalı Mahallesi’ndeki evinde yakalanan Hasan Manas, eşi, annesi ve kız kardeşini Manavgat’tan gelen kızının otomobiline bindirip yolladı. Ailesini güvenli bölgeye gönderen Manas, evde tek başına yangınla mücadele ederek, ahırdaki hayvanları kurtarmaya çalıştı. 4 saatlik mücadelenin ardından 51 koyunu tamamen yanan Manas, evini ise kurtardı. Yangına 28 Temmuz günü saat 01.00 sıralarında yakalandıklarını anlatan Hasan Manas, kızının telefonuyla uyandığını söyledi. Manas, “Kızım, ‘Baba yangın var, ayağınızı denk alın. Almaya geliyorum’ dedi. Sonra buraya geldi, annem, eşim ve kız kardeşimi arabaya bindirip yolladım. Yarım saat sonra bu memleketi ateş bitirdi” dedi.
Evde hayvanları da olduğu için kadınları gönderdikten sonra tek başına hem hayvanları hem de evi kurtarmak için yangınla 4 saat mücadele ettiğini anlatan Hasan Manas, “Evi yakmasın diye tüpü attım, motoru kaçırdım. Evin yanındaki ahırda kuzularım vardı, yan tarafta arılarım vardı ama hepsi yandı. 6- 7 ton samanım gitti. Daha da gözlerim şişik o günden beri. 51 koyunum yandı” diye konuştu.
KAÇAMAYAN GEBE KOYUN DOĞURDU
Sarılar Mahallesi’nde hayvancılık yapan Sinan Oğuz da yangının çiftliğine doğru geldiğini görünce önce ne yapacağını bilemedi ardından hayvanları ölmesin, diye bedava vermek istediği kişileri aradı ancak olumsuz cevap aldı. Yangının iyice yaklaşmasıyla 150 koyun ve keçisini çıkartıp kaçırmaya başladı. Bu sırada gebe olan koyunlardan biri geride kalıp otların içine yattı. Koyunun doğum yaptığını gören Oğuz, geride bırakmayıp el arabasıyla taşımaya başladı. Hayvanlarını yola çıkaran Oğuz, buradan arkadaşının arazisine götürdü. Bu sırada gebe koyun ise doğum yaptı ancak geç kalınan doğum nedeniyle kuzu öldü. Koyunun alevlerin önünde doğum yapmak için çimlerin üzerine yatması ise cep telefonu kamerası ile görüntülendi.
Yangının çiftliğine geleceğini beklediğini söyleyen Sinan Oğuz, “Gece uyumadık, hazırlıklıydık aslında. Saat 11 gibi bir anda dumanlar hızlandı. Hayvanları çıkardık işte ileride boş arazi var oraya doğru. Bir anda zaten hiç müdahale edemedik zaten evin oradan geldi yangın. Yaktı, yıktı, çıktı, gitti yani. Yemler, depo, malzemeler hepsi yandı. Hayvanları kurtardık çok şükür. Yola çıkarıp yürütüp bir arkadaşın yanına götürdük. Buralar hala yanıyordu. Soğutma çalışması yapıldıktan sonra getirdik” dedi.
Yangını çektiği sırada koyunun doğum yapmaya çalıştığını söyleyen Oğuz, “Hayvanlardan biri o sırada doğuma başladı. Onu el arabasıyla taşıdık. Doğurmak üzereydi diye strese girdi hayvan. Koyun doğururken başında bekledik ama yavru kuzuyu kaybettik çünkü annesi zamanında doğum yapamadı ve strese girdi. Yangın günü başka bir koyunumuz doğurdu, tesellimiz o oldu. 6 kuzumuz dumana maruz kaldığı için nefes darlığından öldü. Tavuklarımızın bir bölümü öldü” diye konuştu.
Yangının ardından toparlanmaya çalıştıklarını söyleyen Oğuz, “Yangın günü 3-4 kişiyi aradım. Paraya bakmadan hayvanları birisi götürsün beslesin de ölmesin, diye. Benim gibi düşünen çok insan vardı. Şu an toparlamaya çalışıyoruz. Geri getirdik hayvanlarımızı orada aç kaldılar 2 gün. Kaygılıyız çünkü tüm meralar yandı, otlaklarımız yok. Yardımlar geliyor fakat ilerisi için nasıl olur bilmiyorum. Hazır yem alarak bunu yapamayız. Yem fiyatları çok yüksek. Yaylada olan hayvancılar var onlar da gelecek” dedi.
OTOMOBİLİN ANAHTARINI ALAMADI, AİLEYİ KOMŞULAR KURTARDI
Manavgat’ın Değirmenli Mahallesi’nde saat 01.00’de mahalleliyi uykularında yakalayan yangında Hasan Gardaş, anne ve babasıyla evden çıkıp kaçmak istedi ancak otomobilinin anahtarı içeride kalan ve alevler nedeniyle alamayan aileyi komşuları kurtardı.
Değirmenli Mahallesi Delioğlanlı mevkisinde yangında evlerini kaybeden Kamil Gardaş (81), eşi ve oğlu AFAD tarafından kurulan çadırda yaşıyor. Belediyeler ve yardım kuruluşlarından gelen destekle içinde yiyecek, içecek ve yataklar bulunan çadırda birkaç gündür yaşayan ailenin hem evleri hem de ahır ve arabaları yandı.
Alevler ilerlerken oğlu tarafından dışarı çıkarılan Kamil Gardaş, “Gece kalktık dağdan almış gelmiş yangın, oğlan vardı ‘Kaçalım’ dedik. Arabasını çalıştıramadı, aşağıda bir komşu vardı onun arabasına bindik gittik. Hepsi yandı ev, ahır ama hayvanım yoktu. Ayakkabılarımla gittik. Çadırda yaşıyoruz artık cereyan da yok” diye konuştu.
Yatarken annesinin uyandırmasıyla yangını gördüğünü belirten Hasan Gardaş, “Annem uyandırdı, ‘Oğlum kalk içeriyi duman bastı’ diye. Ben de Yeniköy- Dikmen tarafındaki dumandır, diye düşünüp tekrardan yatayım derken, içeriden alev vurdu. Arabanın anahtarı her şeyi yukarı kattaydı. Orada pencere de açık olunca alev vurdu ve içeriyi sardı. İleride komşu vardı, onu aradım; o geldi, annem ve babamı zorla bindirdim zaten 2 dakika içinde alev her yeri sardı” dedi.
MİLLETVEKİLİ SEFERBERBER OLDU
Öte yandan Manavgat yangınının başladığı ilk günlerden bu yana bölgede bulunan AK Parti Antalya Milletvekili Mustafa Köse, söndürme çalışmalarına bizzat katılıp destek veriyor. Köse’nin dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımdaki fotoğrafı ise çok sayıda beğeni aldı. ‘Kızıldağ’ın güney sırtlarında sabah saatlerinde yükselen alevleri köylülerimizin ve ormancılarımızın gayretleriyle kontrol altına aldık, soğutma çalışmalarını yaptık. Ama maalesef köyün doğusundan dağdan gelen yangının kontrolü mümkün değil. Evleri kurtarmak için seferberiz’ notuyla paylaşılan fotoğrafta; su hortumunu tutarak söndürme ekiplerine destek veren, elbiselerinin çamurla kaplandığı görülen Köse hakkında çok sayıda olumlu yorum yazıldı.
1 HAFTADA 4 BİN KİLOMETRE YOL
AK Parti’li Köse, yangının ilk anlarından itibaren geldiği bölgede Manavgat, Akseki, Gündoğmuş, İbradı ve Alanya arasında mekik dokudu. Köse, dün de alevlerin yükseldiği Manavgat’ın Kızıldağ ve Demirciler mahalleleri arasındaki alanda yangın söndürme çalışmalarına bizzat katıldı. Orman işçilerine yardım eden ve hortumla alevlere su sıkan Köse, tampon bölge oluşturmaya çalışan köylülerin tırmıklı müdahalesine de katıldı. Köse, yangının başladığı 28 Temmuz’dan bu yana bölgedeki ilçeler ve köyler arasında 8 günde yaklaşık 4 bin 500 kilometre yol katetti.
SU SEPETLİ ASKERİ HELİKOPTERLE MÜDAHALE
Manavgat’ın Kızıldağ Mahallesi yakınlarında 4 gündür yoğunlaşan orman yangınına, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte havadan müdahale başlatıldı. Yangın söndürme helikopterlerine askeri helikopterle de eşlik edildi. Altına suyu taşıması için su sepeti (bambi) monte edilen askeri helikopterin yangında görev aldığı görüldü. Halk da su atışı yapan pilotları alkışlayarak selamladı. Bölgede söndürülen fakat soğutma çalışmalarının devam ettiği noktalarda ise Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait TOMA’lar kullanıldı. Bölgede ormancılar tarafından farklı noktalara sirayet etmemesi için tampon bölge açma çalışmaları yapılıyor. Hızar motorlarıyla kesilen ağaçlar, alevlerin olduğu yöne doğru devrilerek, ateşin önü kesilmeye çalışılıyor.
ORMAN EKİPLERİNE SIRTINDA ERZAK TAŞIDI
Akseki ilçesinin farklı noktalarında devam eden orman yangınında ise yöre halkı, alevlerin söndürülmesi için seferber olurken, kadınlar da ekiplere sırtlarında erzak taşıyor. Murtiçi’nde bir kadın da alevlerle mücadele eden ekiplere sırtındaki çantayla su ve ekmek taşıdı. Kadının ilerleyen yaşına rağmen dik yamaçta yorgunluğa dahi aldırış etmeden gidişi, bölgede görev alan köylü tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.
Öte yandan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Antalya’da orman yangınlarıyla mücadelede kullanılmak üzere Adalya Vakfı aracılığıyla helikopter kiralama önerilerine karşı Orman Genel Müdürlüğü’nün izin gerekmediğini belirttiğini söyledi. Başkan Uysal, “Helikopterin, Orman Genel Müdürlüğü’nce kullanılıp kullanılmayacağını gerekli izinlerin sağlanıp sağlanmayacağını bilmek en doğal hakkımız. Aksi takdirde on binlerce euro ödenerek kiralanacak helikopter, tıpkı Türk Hava Kurumu’nun yangın söndürme uçakları gibi hangarda yatacaktır. Türkiye’miz afetlerle boğuşurken, lüzumsuz meselelerle gündemi meşgul etmekten hicap duyuyoruz fakat Tarım ve Orman Bakanlığı’mız sosyal medyadan bize cevap vermek yerine yapıcı olup anında süreci işletseydi belki helikopterimiz şu an yanan Toroslar’ımıza can veriyor olacaktı” diye konuştu.
MANAVGAT’A DUYGULANDIRAN MEKTUPLAR
Manavgat’ta bugün 9’uncu gününe giren yangınlar devam ederken, bölgeye Türkiye’nin birçok ilinden yiyecek içecekten, giyeceğe ve çocuk ve bebekler için de oyuncağından bezine her türlü yardım gönderiliyor. Manavgat Belediyesi’nin Atatürk Kültür Merkezi’nde oluşturduğu Yardım Toplama Merkezi’ne gelen yardım kolilerinin içinden de onlarca mektup ve not çıkıyor.
KÖYLÜ ÇOCUKLAR KUMBARASINI GÖNDERDİ
Konya’nın Çomaklar köyünün çocukları da biriktirdiği bozuk paralarını kumbarasıyla birlikte Manavgatlı çocuklara gönderdi.
Günde yaklaşık 300 gönüllünün başvuru yaparak görev aldığı 4 ayrı merkezde koliler ayrıştırılıyor. Serik Yukarı Kocayatak Mahallesi’nden Müzeyyen Elif Vural, “Allah yardımcınız olsun. Bizim de başımıza geldi ama ne olursa olsun pes etmeyin ayakta durun. Savaşın sonuna kadar destekçinizim. Yardıma ihtiyacınız olursa haber verin” diye yazdı. 5 yaşındaki Neva Gül, “Merhaba ben Neva Gül, 5 yaşındayım sizin için dua ediyorum” diye yazarak yaptığı bir resmi gönderdi.
22 MAHALLE YOK OLDU
Yardım kolileri içinden çıkan Türkiye’nin bir tarafından çocukların gönderdiği mektuplar ve harçlıklarıyla ilgili DHA’ya konuşan Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, “Çok büyük bir acı, tarihin Türkiye’de oluşan yangınların yerleşim alanlarına sirayet etmesi itibari ile en büyük yangını olduğu söyleniyor. 37 mahallemize sirayet etti. Kırsal alan hariç neredeyse 22’si yok oldu gitti, kül oldu. Hayvanları, evleri, depoları, ağaçları, insanların hayalleri ve umutlarıyla birlikte yok oldu gitti” dedi.
TEK YÜREK OLMA ZAMANI
Şu anda mücadele, tek yürek olma, ortak olarak bu acıyı dindirme ve yeniden geleceğe umutla bakabilme zamanı olduğunu belirten Sözen, “Dünyanın en duygusal, en yürekli ülkesinde yaşıyoruz, yürekli insanların olduğu Türkiye’de yaşıyoruz. Bu ülkenin parçası olmak, bu yürekli insanlarla Türkiye’de olmak bizim için anlatılmaz bir şans. Ülkenin her insanı ayrı değerli ve hiçbir görüş ayrımı gözetmeksizin böylesine zor zamanlarda bir arada olabiliyor. Acısını sarmak için herkese örnek olacak şekilde bütünleşebiliyor. Bunu gördük. Bu ülke insanı kendi kendine bırakıldığı zaman yapamayacağı şey yok. Saramayacağı yara yok” diye konuştu.
BAŞKAN SÖZEN MEKTUPLARI OKUDU
Gönderilen mektupları okuyan Başkan Sözen, “Bunlar sadece birkaç tanesi. ‘Merhaba ben Neva Gül, 5 yaşındayım, sizin için dua ediyorum’. Kumbarasını göndermiş, kumbarasındaki paralarını göndermiş. Öbürü küçücük çocuk yazılarından belli, 7-8 yaşında, 5-6 yaşında çocuklarımız harçlıklarını göndermiş. ‘Sizin yanınızdayız, bunları mağdur olan insanlara ulaştırın, onların çocuklarına ulaştırın diye 10 lira, 5 lirasını göndermiş. Bu ulusun o terbiyesinin eseridir bu. Böylesine çocuklarımız geliyor” dedi.
GÜNDE 300 GÖNÜLLÜ GENÇ GELİYOR
Merkeze her gün 15, 18, 20 yaş gruplarında 300 civarı gönüllünün geldiğini ve sabaha kadar çalıştıklarını kaydeden Şükrü Sözen, “Bu ülkenin yüreğini, inancını gösteriyor. Bunlar bu ülkenin gerçek yüzü işte. Onun için umutlarımızı kaybetmiyoruz. Mutlaka bir yerden başlayacağız, bu insanların yanında olacağız. Kaybettiklerini ulus, devlet, yerel, sivil toplum örgütleri olarak yerine koymak zorundayız. Bir yerden de başladık acılarımızı sararken de noksanlıkları, eksikleri yeniden değerlendireceğiz. Bunları da konuşmanın zamanı gelecek. Bu tarz süreçlere asla ve asla siyasetin sokulmaması gerektiğini bir kez daha gördük” şeklinde konuştu.
KOLİLERDEN ONLARCA MEKTUP ÇIKIYOR
Gönüllü olarak Atatürk Kültür Merkezi’nde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen yardım kolilerinin düzenlenmesi ve ihtiyacı olan köylere yönlendirilmesine yönelik çalışmalara katılan gönüllü Nazlı Öz ve Raziye Bulut, kolilerin içinden çok sayıda mektup ve çocukların gönderdiği harçlıklarından çıktığını anlattı. Nalı Öz, “İzmir Yenifoça’dan, çok geçmiş olsun dileklerimizle. Nurdan Balcı Dalgıç, Safinaz Balcı. Bu satırları yazarken ikimizde annemle ağlıyoruz, çok üzgünüz” yazılı mektubu okudu.
3 DAKİKADA 8 HELİKOPTER SU ALIYOR
Manavgat’ta 9 gündür süren yangına havadan ve karadan müdahale sürüyor. Yangının söndürülmesinde büyük rol oynayan yangın söndürme helikopterleri ise alevlerin yükseldiği Kızıldağ bölgesine müdahale ediyor. Boyutlarına göre tek seferde 3 ile 9 ton arasında su bırakabilen helikopterler, suları ise bölgeye yakın su havuzundan alıyor. Havuza 3 dakikada 8 helikopter su almak için gelirken, bir helikopterin su aldığı sırada diğer helikopterler ise havada sıra bekliyor. Diğer yandan havuz, Türkiye’nin farklı noktalarından getirilen su tankerlerinin taşıdığı sularla dolduruluyor. Suyu havuza dolduran tankerlerin çalışanları ise helikopterlerin su almak için alçaldığı sırada oluşan şiddetli rüzgarda zor anlar yaşıyor.
ORMANA KAÇAN KOYUN VE KEÇİLER AHIRLARINA AĞIR YARALI DÖNDÜ
Manavgat’ta Karadeniz’in engebeli coğrafyasını andıran ve Toros Dağları’nın tepelerinde kurulu birçok mahalle, orman yangınında yok oldu. Yangına gece saatlerinde Değirmenli Mahallesi’ndeki evinde yakalanan Halit Aslan, 250’ye yakın koyun ve keçisini kurtarmak için ahırdan saldı. Ancak hayvanlar karanlıkta orman içlerine doğru kaçtı. Yangından bir gün sonra, koyun ve keçilerden 20’si çoğunluğu ağır yaralı olarak ahırlarına geri döndü. Ağır yanıkları bulunan keçi ve koyunlarla yavrularından bazıları ahırda ölürken, bazıları da can çekişiyor.
Saat 01.00 sıralarında uyku halindeyken yangına yakalandıklarını anlatan Halit Aslan’ın kardeşi Hasan Aslan, “Manavgat’tan telefon gelince abim hemen toparlanmaya başlamış, biz de aşağıdaydık, çiftlik var ayrılamadık. Burada görevli arkadaşlar, ‘hayvanları dışarıya çıkarın zarar görmesinler’ demiş. Hayvanları saldık. 250 hayvandan 20’si bir gün sonra yaralı bir şekilde yuvasına döndü. Bazıları da çok ağır, bu saatten sonra ölürler. Can çekişiyorlar, birinci derecede hastalar” dedi.
ANNE VE CİVCİVLERİ PALETİN ALTINDA SAKLANDI
Bölgede bir kara tavuk ve civcivlerinin ise yangın sırasında altı boş bir paletin altına kaçarak, saklanıp kurtuldukları belirlendi. Antalya Büyükşehir Belediyesi veteriner hekimleri, anne ve yavrularını saklandığı palet altında buldu. Veterinerler, bölgede hem Halit Aslan’a ait ağır yaralı keçi ve koyunlar, hem de diğer yaralı hayvanların tedavilerini sürdürüyor.
GELİNİN TAKILARI KÜL OLDU
Değirmenli’de Fatma Gardaş’a ait ev, içinde gelinin düğün takıları, 80 kuzu, 200’e yakın tavuğu ile 4 ineği küle döndü. AFAD’ın kurduğu çadırda kalan Gardaş’ın geriye kalan 40’a yakın koyunu için de çadır ahır kuruldu. Saat 01.00’de yangının geldiğini belirten Fatma Gardaş, hayvanlarını kurtarmak için çok uğraştığını ama başaramadığını söyledi. Gardaş, şunları anlattı:
“Ya canımızı ya malımızı kurtaralım dedim. Koyunumuzu, kuzumu kurtaralım diye çok uğraştık ama kuzularımız yandı. İneğin birinin buzağılamasına 13 gün vardı, biri üç aylık buzağıydı. 4’ü de yandı. Koyunumuz, kuzumuz, evimiz her şeyimiz gitti. 80 küsur kuzu yandı, 200 tavuk. Adam bana ‘sen kaç’ dedi, yangın geldi. Ben, ‘kaçmam kuzularımı kurtaracağım’ dedim, kaçmadım, çünkü benim bacağım ameliyatlı kaçma şansım da hiç yok. Koyunları yola indirdi. Birazı orada yanmış, 40 kadar kalmış mı saymadım, aklım yerinde değil. Yola gidince gelinimin takıları aklıma geldi, almak istedim, ama alamadım. Eşim ‘eğer geri dönersen ateşte yanarsın’ dedi. Zaten yürüyemiyordum amcasının oğlu geldi, hem ‘binmem’ dedim hem ağladım. İçeriye çektiler, aldılar arabaya ve dumandan zehirlediğim için hastaneye götürdüler”
ANNESİ İLE BABASINI KURTARDI, VÜCUDUNUN SAĞ KISMI YANDI
Manavgat ilçe merkezinde oturan Ferhat Okudan (37), yangın sırasında kendisini telefonla arayan anne annesi Ümmühan ve babası Mustafa Kemal Okudan’ı motosikletle gittiği Kalemler Mahallesi’nde alevlerin arasından çıkarıp kurtardı. Ferhat Okudan, anne ve babasını ağabeyinin aracına bindirip alandan uzaklaştırırken, kendisi alevlerin ortasında kaldı. Kapının önündeki traktöre doğru giden Okudan, hem karşısından hem de arkasından gelen alevlerden kaçmaya çalışırken vücudunun sağ kısmında yanıklar oluştu. Okudan, alevlerin arasından kurtulurken, yaralarına rağmen mahallesine gelerek destek vermeye devam ediyor.
‘ATEŞİN İÇİNE GİRİP KAÇMAYA BAŞLADIM’
Yangın sırasında otelde çalıştığını ifade eden Ferhat Okudan, “Annemi aradım, bana köyün üst kısmında yangın olduğunu söylerken ‘Bizi kurtarın’ dedi. Hemen motosikletime binerek hızla mahalleye geldim. Alevler mahalleyi sarmaya başlamıştı. Bizim evin önünde de zeytin ağacı vardı, bir anda alevler ona da sıçradı. O yanarken üstünden alevler gelmeye devam ediyordu. Rüzgar da çok şiddetli esiyordu. Ben hemen eve girip annem ile babamı çıkartarak, ağabeyimin arabasına bindirdim. O esnada alevler evin önünde yükselmeye başladı. Kaçmaya çalışıyordum ama evin ön kısmında da alevler yükseliyordu. O esnada kapı önünde duran traktöre bindim ve 30 saniye kadar bekledim. Alevler sırtıma doğru vuruyordu. ‘Ya iki ateş arasında kalacağım ya da ateşin içerisine gireceğim’ dedim. Önümdeki ateş neredeyse 20 metreyi buluyordu, arkamdakini ise söyleyemiyorum. Biraz düşündükten sonra ateşin içine doğru girip kaçmaya başladım” diye konuştu.
‘ANNEMLE BABAMA BİR ŞEY OLSAYDI O İZLER SİLİNMEZDİ’
Yangından kaçarken vücudunun sol tarafını koruduğunu, sağ tarafında ise yanıklar oluştuğunu kaydeden Okudan, “Annem ile babamı korudum ama ben alevlerin içerisinde kaldım. Kaçmaya çalışırken ben yandım. Yüzümde, kolumda ve bacağımda yanıklar oluştu. O anlar anlatılmaz yaşanır. Belki benim vücudumda izler kalacak ama annemle babama bir şey olsaydı yüreğimdeki izler bitmezdi. Bu izler bir gün elbet bitecek. Şu an buruk bir sevinç yaşıyorum. Allah böyle bir şeyi kimseye göstermesin. Ben burada doğdum ve büyüdüm. Bütün anılarım kayboldu, moloz yığınından başka hiçbir şey kalmadı” ifadelerini kullandı.
RUS UÇAĞININ DENİZDEN SU ALIŞINI TURİSTLER İLGİYLE İZLEDİ
Manavgat’ta 9 gündür süren orman yangınında 6 yangın söndürme uçağı, hava kararıncaya kadar aralıksız sorti yapıyor. Yangın, Manavgat’ın dağlık alanlarında sürerken, sahil kısmında otellerde turistler de tatillerine devam ediyor. Manavgat sahiline gelen bir Rus yangın söndürme uçağı, tatilcilerin şaşkın bakışları arasında alçalıp, deposuna suyu doldurduktan sonra yine alevlerin olduğu bölgeye yöneldi. Tatilciler uçağın denizden su aldığı anları, cep telefonu ile görüntüledi.
ULAŞTIRMA BAKANI ALANYA’DA
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Antalya’nın Alanya ilçesinde yanan bölgelerde incelemelerde bulundu. Yangının büyük zarar verdiği Bayır Mahallesi’ni ziyaret eden Bakan Karaismailoğlu, vatandaşlarla bir araya geldi. Bölgede hasar tespitlerine başlandığını aktaran Karaismailoğlu, devletin tüm imkanlarıyla sahada olduğunu belirtti. Karaismailoğlu, vatandaşlara her konuda gereken desteğin sağlanacağını, yaraların sarılacağını söyledi.
ANTALYALI ECZACILARDAN ÜCRETSİZ İLAÇ YARDIMI
Antalya Eczacı Odası Başkanı Mehmet Ertekin, yaşanan felaketin etkilerini azaltabilmek ve yangından etkilenen tüm canlıların yaralarının sarılması için ihtiyaç duyulan her türlü malzemeyi ücretsiz sevk ettiklerini açıkladı. Antalya’nın yangından zarar gören ilçeleri ve diğer illerde yangın felaketinin yaşandığı günlerde çeşitli yayın kuruluşlarında ve sosyal ağlarda yüksek fiyatlı yanık kremleri satıldığı haberlerinin kendilerini üzdüğünü ifade eden Mehmet Ertekin, “Başta tüm ülke eczacıları, Türk Eczacıları Birliği, Antalya Eczacı Odası ve tüm eczacı odaları, ülkemiz sınırlarındaki, kamu ve sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere tüm insanlarımızın yaşadıkları olumsuz koşulları hafifletebilmek adına, durumdan etkilenen tüm canlıların tedavisi ve yaralarının sarılması için ihtiyaç duyulan her türlü malzemeyi ücretsiz ilgili birimlere sevk ediyoruz, bizzat giderek ihtiyaç duyulan her türlü ilaç ve ihtiyaç maddelerini yerinde teslim ediyoruz” dedi.
‘ELİMİZ TAŞIN ALTINDA’
Yangın felaketinde sorumluluk alıp elini taşın altına koymayı vatandaşlık görevi bilen, tedavi ürünlerini sağlayan eczacıların, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen ilaç fiyatlarında artış yapıp halka satış yapmasının, meslek etiği ve ahlakına hem de insanlık adına mümkün olmadığını aktaran Ertekin, şöyle konuştu:
“Halkın en temel hakkı olan haber alma hakkını, gerçekliği tespit edilmemiş, doğruluğu mümkün olmayan bilgilerle servis edilmemesi gerektiğine inanıyoruz. İlaçların fiyatlarının Sağlık Bakanlığı’nca belirlenmekte olduğunu ve bu çerçevede bakanlıkça herhangi bir fiyat artışının yapılmadığını ifade etmek isteriz. İkincisi, bu ürünlerin satış kanalları eczanelerdir. İnternette satılan ve gıda takviyesi gibi ürünler ise Tarım Bakanlığı’nca ruhsat almaktadır. Onlar da internette, bir artış söz konusu. Biz en başından beri bu ürünlerin hem fiyatının kontrol altında olması hem de denetiminin ve güvenirlilikleri açısından Sağlık Bakanlığı’nca ruhsatlandırılması gerektiğini ifade ettik, ediyoruz. Bu tarz ürünlerde fırsatçılar maalesef var.”
YANGIN ALARA VADİSİ’NİN YAMAÇLARINDA
Gündoğmuş ilçesinde devam eden yangın, Alara Çayı’nın bulunduğu Alara Vadisi’nde devam ediyor. Vadinin yamaçlarında süren yangına havadan helikopterlerle müdahale ediliyor.
Bu arada, vadinin üzerinde bulunan Karabul Mahallesi’ne yakın noktada çıkan yangının yerleşim yerlerine ulaşmaması için de havadan müdahale başladı. Bölgenin sarp kayalıklardan oluşması nedeniyle karadan müdahale yapılamıyor.
9 GÜNDE 400 BİN KALEM ÜRÜN YARDIMI
Manavgat’taki orman yangınının 9’uncu gününde de mücadele devam ederken, ilçe merkezine gelen yardımlar ise ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmaya çalışılıyor. Kıyafet ve gıda yardımları, Manavgat Gençlik Merkezi’nde kurulan AFAD Koordinasyon Merkezi’ndeki depoda tasnif ediliyor. Kuru gıdalar, ramazan ayında oluşturulan paketler gibi ailenin ihtiyacı olabilecek ürünleri barındırırken, kıyafetler de yine erkek, kadın ve çocuk olarak tasnif ediliyor. Depoya giren tüm ürünler, kalem kalem kayıt altına alınıp, çıkışı yapılırken de yine nereye gönderildiği kaydediliyor. İhtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere 9 günde depoya 400 bin kalem ürün gelirken, 135 bin kalem ürün ise ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırıldı.
BAŞKAN BÖCEK: YARALARI BİRLİKTE SARACAĞIZ
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, yangından büyük zarar gören Alanya’nın Güzelbağ ve Bayır mahallelerinde inceleme yaptı. Başkan Böcek’e, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ve Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz ile danışmanları, daire başkanları eşlik etti. Söndürme çalışmalarının 9 gündür devam ettiğini belirten Başkan Böcek, Büyükşehir Belediyesi’nin yaraları sarmak için gece gündüz demeden canla başla çalıştığını söyledi.
VATANDAŞLARI DİNLEDİ
Mahallelerde yangından zarar gören vatandaşları ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini ileten Başkan Böcek, ekibi ile birlikte ihtiyaç ve talepleri dinledi. Başkan Böcek, vatandaşlarla kucaklaşarak, bölgede yapılması gereken ne varsa el birliği ile yapılacağını kaydederek, “Tüm mesai arkadaşlarımla yanınızdayız. Eviniz, canınız, malınız, ağaçlarınız, ormanınız, anılarınız yandı. Sizin için buradayız. İhtiyaçlarınızı tespit edip bir an önce yaralarınızı sarmak için çalışacağız. Yiyecek, içecek, giyecek, eşya yardımı ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.
‘ANTALYA’YI SEVEN HERKES BİZİMLE’
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin diğer illerden gelen ekiplerle birlikte 1010 araç ve 2 bin 468 personelle yangın bölgesinde gece gündüz çalıştıklarını belirten Başkan Böcek, “Her gün çalışma arkadaşlarımızın sayıları artıyor. Yardımseverlerin sayıları artıyor. Herkes bizimle. Antalya ile kalbi atan, sevgisi, sevdası Antalya olan, yeşili seven, çevreyi seven, ormanı, canlılarımızı seven herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ormandaki canlıları, insanları korumak için gece gündüz asker gibi buradayız. Elimizi taşın altına koyacağız” diye konuştu.
Zarar gören Güzelbağ Mezarlığı’nı da ziyaret eden Böcek, yangından etkilenmeyen şehit mezarının başında dua etti.
DEV ATEŞ KUŞLARI’NIN YOĞUN MESAİSİ
Antalya’nın doğu ilçelerinde 9’uncu gününde devam eden orman yangını söndürme çalışmalarına katılan 40 ton kapasiteli 3 adet İlyuşin IL-76 tipi uçak ile 3 adet AN-32 P tipi uçağın su doldurma işlemleri Devlet Hava Meydanları İşletmeleri (DHMİ) yangınla mücadele ekipleri tarafından Antalya Havalimanı’nda gerçekleştiriliyor. Alevlerle mücadeleye günün ilk saatlerinde başlayan söndürme uçakları Antalya Havalimanı’nda su ve yakıt ikmali yapıp, yangın koordinasyon merkezinden gelen koordinatlar doğrultusunda harekete geçiyor. Yangın bölgesine 15-20 dakikada ulaşan dev söndürme uçakları, bazen metrelerce yükseklikteki alevleri söndürmek bazı zaman da dik yamaçlarlardaki yangının kontrol altına alınması için su bırakıyor. Verilen koordinatlardaki alevlere su bıraktıktan sonra ikmal için Antalya Havalimanı’na dönen uçak ekibinin, mesaisi gün batımına kadar aralıksız devam ediyor.
NOKTA ATIŞI SU BIRAKIYOR
Antalya’da ikmal yaptıktan sonra Manavgat’a uçuş gerçekleştiren Ukrayna Acil Durum Devlet Servisi’ne ait AN-32 P tipi uçakla alevlerden zarar gören alanları ve söndürme uçaklarının uçuşa hazırlanış sürecindeki zorlu mesaiyi görüntülendi. Ukrayna’dan söndürme çalışmalarına katılan 8 ton kapasiteli, 4 su tankına sahip olan uçak, su boşaltma işlemini, tüm tanklardan eş zamanlı olarak ya da belirli aralıklarla sırayla da yapabiliyor. Söndürme uçakları alevlere nokta atışı su bırakmasıyla, yangınla mücadelede etkin rol oynadı.
KOMUTA MERKEZİ KOORDİNAT VERİYOR
Ukrayna’dan gelen söndürme uçakların koordinatör pilotu Fatih Düzgün, uçakta 2 kaptan, bir navigasyon subayı ve uçuş mühendisinin bulunduğunu söyledi. İş değişikliği nedeniyle boşta olduğu süreçte gönüllü olarak söndürme çalışmalarına katıldığını aktaran Düzgün, uçuşa çıkmadan önce koordinasyon merkezinden hangi noktaya su atacakları yönünde koordinatların kendilerine komuta merkezi tarafından bildirildiğini anlattı.
15 dakikalık yakıt ve su dolumunun ardından havalanıp hedef bölgesine başarılı atışlar için mücadele etiklerine değinen Düzgün, “Türk pilotları olarak doğru yere atışların yapılması için canla başla çalışıyoruz. Bölgenin elverdiği derecede yangına yakın su atışı yapıyoruz. Zaman zaman riskli duman içi atış oluyor. Önümüzü göremediğimiz zaman nadir de olsa yüksek atış yapılıyor. Engebeli arazide çalışmak çok zor. Elektrik direklerinin, tellerinin elverdiği şekilde alevlere yaklaşıyoruz. Görüş açıksa ağaçların üzerinden su bırakıp birden yükselmeye başlıyoruz. Çoğu zaman dumanları içerisinde uçuyoruz” dedi.