Bursa infaz ve koruma memurlarının üniforma dikimi yapan mahkumlar tekstil atölyesinde çalışarak, son 1 yılda yapılan üretimler karşılığında 11 milyon 400 bin lira kazanç elde sağladı.
Bursa E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu İşyurdu Müdürlüğü bünyesinde 19 ayrı iş kolu bulunuyor. 2 bin 600 hükümlü ve tutuklunun barındırıldığı cezaevinde, en kapsamlı ve yoğun çalışmanın yapıldığı iş kolu ise tekstil. Bursa ile özdeşleşen tekstil, cezaevinin de en faal çalıştığı alanlardan biri. 1000 metrekare kapalı alan üzerine kurulu tekstil atölyesinde 200 hükümlü ve tutuklu istihdam ediliyor.
‘ONLAR BİZİM ÇALIŞANIMIZ’
Hem metrekare olarak hem de istihdam edilen hükümlü ve tutuklu sayısı olarak Türkiye’deki en büyük konfeksiyon atölyelerinden biri olduklarını vurgulayan Tekstil Mühendisi Ökkeş Bilge Alıcı, “İşyurtları Kurumu misyon olarak, hükümlü ve tutuklular açısından önemli bir kurum. Hükümlü ve tutuklularımızın tahliye olduktan sonra, hayata yeniden tutunabilmeleri adına, önemli bir nokta burası. Burada 1000 metrekare kapalı alanda çalışıyoruz. Yaklaşık 200 hükümlü ve tutukluyu istihdam ediyoruz. Biz bunlara aslında hükümlü, tutuklu değil, ‘çalışanımız’ diyoruz. Böyle yaklaşıyoruz. Bu anlamda da Türkiye’deki sayılı konfeksiyon atölyelerinden biriyiz. Bunlar arasında kalfa, usta olarak belgelendirdiklerimiz de var. 10 kalfamız, 4 ustamız var” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ TÜM ÜNİFORMALAR BURADA DİKİLİYOR
12 yıl önce kurulan atölyede Türkiye’deki tüm cezaevlerinde görev yapan infaz koruma memurlarının üniformalarının dikildiğini söyleyen ve kendisi de eski bir infaz koruma memuru olan Ökkeş Bilge Alıcı, şöyle devam etti:
“Tekstil atölyemizin ilk kuruluşu 12 yılı buluyor. 12 yıldır üretime devam etmekteyiz. Bizim çalışanlarımızın belli bir oranda, yasal bir çerçevede ücretlendirmesi var. Aynı zamanda sigortalı bir şekilde çalışıyorlar. Hükümlü ve tutuklular buradan gelecek ücretten ziyade meslek edinmek gözüyle yaklaşıyorlar. Biz de onlara en büyük kazanımlarının bir meslek olacağını söylediğimiz için hükümlü ve tutuklular buradan aldıkları ücrete de çok fazla değer biçmiyorlar. Önemli olan nokta, meslek edinmek. Var olan mesleklerini geliştirmek ya da meslek edinmek. Tekstil atölyesi olarak en büyüklerden biriyiz. İnfaz koruma memurlarımızın yazlık tişörtlerinin ve montlarının hepsini biz üretiyoruz. Bu sene de yağmurluklarını üretmeye başladık.”
Ünlü modacı Hakan Akkaya’nın da kısa süre önce hazırladığı özel koleksiyon için kendileriyle çalıştığını söyleyen Alıcı, “Hakan Akkaya ünlü modacı, buraya kadar geldiler, teşrif ettiler. Hem biz onlardan faydalandık hem de hükümlü ve tutukluların İşyurtları bünyesinde neler yapabildiğini de göstermiş olduk. Üretim yaptık. Ankara’da da fuar tarzında bir yerde satışını gerçekleştirdik” diye konuştu.
1 YILDA 11 MİLYON TL KAZANÇ ELDE EDİLDİ
31 bin 883 infaz koruma memurunun yazlık tişörtleri, montları ve yağmurluklarının üretildiği atölyede, 1 Ocak-31 Aralık 2021 tarihleri arasında 11 milyon 400 bin lira kazanç elde edilirken, hükümlü ve tutuklular çalışmaları karşılığında aylık 720 TL maaş ve yıllık kar payı olarak 2 bin 800 TL’ye varan kar payı alıyor. Ayrıca çalışan hükümlü ve tutuklulardan günlük iaşe bedelleri de alınmıyor. Atölyede sigortalı çalışan hükümlü ve tutuklular, aldıkları eğitim sayesinde kendilerini hem topluma hazırlıyor hem meslek ediniyor hem de ülke ekonomisine katkıda bulunuyor.
‘ÇIKTIĞIMDA BU MESLEĞİ YAPMAK İSTİYORUM’
Tekstil atölyesinde çalışan ve bu işi cezaevinde öğrenen hükümlülerden biri olan Y.K. (35), “12 yıl önce Bursa E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na geldim. Cezam burada infaz edilmektedir. Son 10 yıldır İşyurdu Müdürlüğü Konfeksiyon Atölyesinde çalışmaktayım. Buraya geldiğimde stajyer olarak işe başladım. Burada dikim makineleri üstüne eğitim aldım. Daha sonra Halk Eğitim Merkezi’nin vermiş olduğu kurslarda kalfalık ve ustalık belgesi alarak çalışma hayatıma devam etmekteyim. Buradan çıktığımda bu mesleği yapmak istiyorum. Buraya gelmeden önce, dışarıdayken tekstille herhangi bir uğraşım olmadı. Başka bir meslek grubunda çalışmaktaydım. Buraya gelince bunu öğrendim. Keyifli de bir iş. Dışarı çıkınca yapmayı istiyorum” dedi.
EVDEN İŞE, İŞTEN EVE GİDER GİBİ ÇALIŞIYORLAR
İlkokul mezunu olarak girdiği cezaevinde ortaokul ve liseyi bitiren, şu anda da yükseköğrenimine devam eden Y.K., cezaevinde geçen bir gününü ise şu sözlerle anlattı:
“Sabah kalkıyoruz saat 08.10’da atölyeye geliyoruz. Günlük yapacak olduğumuz iş için makinelerimizin başına geçiyoruz. Günlük belirlenmiş işimizi yapıyoruz. Öğle arası yemek molası veriyoruz. 1 saat yemek molamız var. Yemek molasından sonra tekrar geliyoruz. İşimize devam edip akşam saat 16.30’da koğuşlarımıza geri dönüyoruz. Aslında burası bir cezaevi değil, biz buraya daha çok bir Yusuf Evi olarak bakmak istiyoruz. Ve öyle bakıyoruz.
Burada kendimizi geliştirebiliriz, kitap okuyabiliriz. Çeşitli kurslar var, kurslara katılabiliriz. Buraya hiçbir şey bilmeden girsek de birçok şey öğrenip çıkabiliriz. Kendimizi geliştirip topluma daha faydalı bireyler olabiliriz. Daha önce buraya girip hiç okuma yazma bilmeyip, okuma yazma öğrenen, burada ilkokulu ve liseyi bitirenler var. Hiç makine görmemiş, hayatı boyunca belki de hiç çalışmamış arkadaşlarımız burada iş hayatına alışıp, çalışmayı öğrenen arkadaşlarımız da var.”
‘BURADA MESLEK SAHİBİ OLDUM’
Hükümlü E.B. de (28) tekstil işini cezaevinde öğrenip, ustabaşı olarak çalışmaya devam edenlerden biri. 3,5 yıldır cezaevinde olduğunu söyleyen E.B., “Hiçbir işim, hiçbir mesleğim yoktu. Burada meslek sahibi oldum. Dışarıda çalışmıyordum. Arkadaş çevremden dolayı, kötü işler yaparak cezaevine düştüm. Meslek sahibi olduğum için, dışarı çıktığımda da bu mesleğimi yapmak istiyorum. 10 senenin üstünde cezam var daha. Buradaki çoğu arkadaşımız, şu an dışarı çıksa iş imkanı bulabilirler. Ben nasıl yaptıysam, inanıyorum ki onlar da bu işi yapabilirler. Burası velinimet. Cezaevine giren insan burada çok güzel kendini geliştirebilir. Öğrenme fırsatı var” dedi.
’20 YILDIR BU İŞİN İÇİNDEYİM, BURADA DEVAM EDİYORUM’
Cezasının bitmesine 25 sene olan hükümlü D.B. (42) ise kendi mesleğini cezaevinde de devam ettirdiğini söyleyerek, “Yaklaşık 3 senedir cezaevindeyim. Çocukluğumdan beri benim mesleğim bu. Çocukluktan başladım, sonra vergi mükellefi oldum. Yurt dışına ihracat yaptım. Hala devam ediyor. Yaklaşık 20 senedir bu işin içindeyim. Burada da devam ediyorum. Dışarıda mesleği olmayanlara meslek öğretiyoruz. Bu açıdan da kendimle gurur duyuyorum. Devletimiz bizlere bu imkanı verdiği için minnettarız. Burası cezaevi değil yani. Kendimizi dışarıda çalışıyor olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
BURSA’DAKİ TÜM CEZAEVLERİNİN EKMEĞİ BURADA ÜRETİLİYOR
Bursa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tekstilin yanı sıra ekmek ve kuru pasta üretimi de yapılıyor. Bursa’daki tüm cezaevleri ile İl Jandarma Komutanlığı’nın ekmek ihtiyacının karşılandığını söyleyen Fırın Atölyesi sorumlusu infaz koruma memuru Muhammed Aksu, “30 hükümlü çalışıyor. Günlük 4 bin 300 adet ekmek üretiyoruz. 1500’e yakın simit, poğaça, açma üretimimiz var. 400 gramlık da kurabiye üretimimiz oluyor. Bunların hepsini hükümlü ve tutukluların ihtiyaçları için üretip kantinlere veriyoruz. Gemlik Cezaevine, H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na ve İl Jandarma Komutanlığımıza da biz buradan ekmek üretip veriyoruz. Personelimiz de faydalanıyor. Hem hükümlü ve tutuklular iş öğreniyorlar hem de ücret karşılığı ihtiyaçlarını karşılıyorlar” dedi.
KENDİ SEBZELERİNİ ÜRETİYORLAR
Bursa E Tipi Açık Ceza İnfaz Kurumunda kalan hükümlüler ise cezaevi bahçesinde 18 dönüm üzerine kurulu alanın 13,5 dönümünde tarım yapıyor. 1 dönümü kapalı sera olan tarım alanında salatalık, domates, bamya, yeşil fasulye, patlıcan, biber, kabak ve çilek üretiliyor. 6 hükümlünün istihdam edildiğini söyleyen infaz koruma memuru Emin Topçu, “6 hükümlümüz çalışıyor ama işin yoğunluğuna göre 10-15 kişiye çıkabiliyor. Kışın daha az ürün olduğu için daha az sayıda mahkumla çalışıyoruz. Ama ortalama 10 mahkumla burada çalışmalarımız devam ediyor. Üretilen ürünleri personel olarak alıyoruz. Daha sonra içeride genel bütçeye verip, yemek olarak değerlendiriliyor” dedi.
2020 yılında cezaevine giren ve tahliyesine 2 ay kalan hükümlü B.Y. (38), “Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndayım. Serada çalışarak günümüzü doldurmaya devam ediyoruz. 2 aydır burada çalışıyorum. Daha önce de çiftçilikle uğraşıyordum. Araka, biber, dolmalık biber, patlıcan, fasulye ekiyordum. Vaktimiz çok güzel geçiyor. Memurlarımız da çok güzel iyi davranıyorlar. Herhangi bir sıkıntımız yok. Dışarıdaymış gibi, evden işe işten eve gider gibi” ifadelerini kullandı.