Kendine yakıştırdığı ve kitabına da ad yaptığı bir Lüzumsuz Adam’dan, Sait Faik Abasıyanık’tan söz ediyoruz. Lüzumsuz Adam 115 yaşında!
“Yazmasam çıldırırdım” mı demişti, yoksa “yaşamasam mı?” Bize kalırsa ikisini de. Yaşaması yazmasına ve yazması yaşamasına bağlı bir yazardan, daha doğrusu kendine yakıştırdığı ve kitabına da ad yaptığı bir Lüzumsuz Adam’dan, Sait Faik Abasıyanık’tan söz ediyoruz.
Herhangi bir kitabını açın bakın, öykü, roman, şiir, oradan yaşamın tüttüğünü görürsünüz, bazen küçücük ama sıcak bir sevinç halinde, bazen acısından gözleri yakan bir yoksulluk biçiminde. Onda “bir insanı sevmekle başlar her şey” ve “bir insanı sevmekle biter”.
Başkası olmayı, acıyı ve sevinci yazıyla paylaşmayı bu kadar bilen bir adam, zaman zaman da her şeyden herkesten uzaklaşır, adasına kaçar, balıkları, kuşları, martıları, kedileri, köpekleri, halkı, çocuklarıyla Burgazada’sı ona bir ‘barınak’olur.
Ama en çok da kitaplarıdır barınağı ve sığınağı. Sonunda ‘yazmak için yaşayan’ bir adamdır çünkü o. Lüzumlulardan geçilmediği, lüzumsuz adam ve kadınların özlemini çektiğimiz bu zamanlarda, ne güzel bir Lüzumsuz Adam’ın 115. Doğum gününü kutlamak ve onun tüm kitaplarını evde, yolda, vapurda, otobüste, adada, metroda, trende okumak, okumak, okumak…