Ankara’da yaşayan Hatice Ünal (23), 10 yıl önce yakalandığı lösemi hastalığını LÖSEV’in desteği ile 3 yıllık bir tedavi sürecinin ardından yendi.
Ünal, şimdi LÖSEV’de idari işler departmanında çalışarak, lösemili çocuklara yardım ediyor.
Hatice Ünal, 10 yıl önce lösemi hastalığına yakalandı. Ünal, LÖSEV’in desteği ile yaklaşık 3 yıl süren tedavinin ardından hastalığı yendi. Ünal, 2 yıl önce de vakfın idari işler departmanında çalışmaya başladı. Ünal, şimdi LÖSEV’in desteği ile tedavi gören diğer lösemili çocuklara yardım ederek, onlara hastalıkla mücadelelerinde destek oluyor.
Ünal, 13 yaşında yakalandığı hastalığı yendiğini söyledi. Lösemi hastalığının maddi ve manevi anlamda kendisini çok yıprattığını anlatan Ünal, “Lösemi, durumu iyi olmayan insanlar için güçlükle atlatılabilen bir hastalık. İlaçlarından, gıda takviyesine kadar her şey pahalı. Kırmızı et almanız gerekiyor; çünkü protein tüketmeniz şart.
Bize maddi anlamda yardımda bulundular. Gelen yardımlarla ilaçlarıma devam edebildim; çünkü ne kadar maddiyatınız olursa olsun belli bir yere kadar devam edebiliyorsunuz. O dönem LÖSEV’den aynı zamanda etüt yardımı da aldım. Benim için çok büyük bir avantaj oldu. Ücretsiz bir şekilde burada etüt desteği aldım” dedi.
Ünal, yıllar sonra iyileşmesine yardımcı olan LÖSEV’de çalışmaya başladığını anlatarak, “Üniversiteden sonra bir iş arayışındaydım. ‘LÖSEV’de çalışmak ister misin?’ diye sordular ve ben de ‘neden olmasın’ dedim.
Çünkü onlar bana yardım ederken hissettikleri şeyi ben de başkasına hissettirdiğimde nasıl bir duygu olacağını çok merak ediyordum. Daha sonra buraya başladım ve bana yapılan yardımları ben de başkasına yaptım ve tarif edilemez şeyler hissettim. Burada herhangi bir personelden ziyade bu hastalığı atlatmış biri olarak hasta çocukların neye ihtiyaçları olduğunu bildiğim için onlara daha şefkatle yaklaşıyorum.
Onlarla birlikte olmak bana çok mutluluk veriyor. Buraya gelen hastaları görüyor olmak, yardım edebilmek ve onlarla iletişimde olmak çok daha farklı. Onların iyileşmelerindeki en büyük kaynak, moral. Asla morallerini düşürmesinler hep mutlu olsunlar. Asla bu hastalığa yenileceklerini düşünmesinler. Çünkü mutlu oldukça bu hastalığı atlatacaklar” ifadelerini kullandı.