Dünyayı harekete geçiren güzelliği yaratma peşinde olduklarını söyleyen L’Oreal Türkiye Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, “Güzellik evrensel, sosyal bir ihtiyaç, umudun sembolü, değişimleri yansıtan bir araç. 100 yılı aşkın süredir güzellik şirketiyiz en iyi bildiğimiz iş güzellik. Şimdi de tekno-güzellik şirketi olmak istiyoruz.” dedi.
L’Oreal Türkiye Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, 100 yılı aşkın güzellik sektöründe olan markanın tekno-güzellik vizyonunu anlatmak için Bomontiada’da bir etkinlik düzenledi.
Markanın gelişim hikayesi, ödülleri ve teknolojiye yaklaşımının anlatıldığı toplantının ardından hazırlanan deneyim alanında katılımcıların ten analizleri yapılarak uygun fondöten, koku önerileri verildi.
Bir başka uygulamada saç derisi analiz edilerek incelmeler, dökülmeler erkenden tespit edilerek ona uygun ürün önerildi. Yaşlanma, akne belirtilerinin yapay zeka ile erken tespitine yönelik uygulamalar da yapıldı.
2025’TE TÜRKİYE’DEKİ GÜZELLİK PAZARI İKİ KATINA ÇIKACAK
Toplantıda konuşan Gökçen, “Türkiye inanılmaz bir güzellik pazarı, genç nüfusu, hızlı dijitalleşmesi var. Güzelliğe olan ilgi artıyor. En büyük amacımız Türkiye’nin güzellik konusunda potansiyelini ortaya çıkarabilmek. Bunu da teknoloji ve inovasyona yaptığımız yatırımla hayata geçirmeyi düşünüyoruz. 2025’te Türkiye’deki güzellik pazarının iki katına çıkacağını öngörüyoruz. Avrupa pazarındaki büyümenin ise yüzde 16’sını Türkiye getirecek” ifadelerini kullandı.
Globalde bilim ve teknoloji alanları için ayrı ayrı 1 milyar Euro’luk yatırım yaptıklarını aktaran Gökçen, bilim alanında 4 bin araştırmacı teknoloji kısmında ise 5 bin 900 uzmanın görev aldığını dile getirdi. 561 patent aldıklarını belirten Gökçen, teknoloji yüzde 75’inin bulutta yer aldığını söyledi.
22 BİN 500 ÇEŞİT FONDÖTEN 4 BİN RUJ RENGİ ÖNERİYORUZ
Tüketicilere sonsuz çeşitlilik sunduklarını aktaran Gökçen, “100 yılı aşkın süredir güzellik şirketiyiz en iyi bildiğimiz iş güzellik. Şimdi de tekno-güzellik şirketi olmak istiyoruz. Tek işi güzellik olan bir şirketten tek işi güzellik olan teknoloji şirketine evrilmeye çalışıyoruz. Günümüzde en büyük ihtiyaç tüketicilerimizin sonsuz çeşitlilikteki güzellik beklentilerine cevap verebilmek. Bunu sosyal medya da görüyoruz kendini çok farklı şekilde ifade etmek şekilleri var. Herkes kendini çok özgün olarak ifade ediyor.
Biz de teknolojiyi bunun için kullanıyoruz. Tüketicilerimize sonsuz çeşitlilik sunabiliyoruz. Mesela 22 bin 500 fondöten rengi arasından kendilerine en uygun olanları seçebiliyorlar. Ya da 4 bin ruj rengi önerebiliyoruz. Onların hayatlarını kolaylaştırıyoruz. Nasıl bir ruh halindeler, ne kullanmaları gerekir gibi çok farklı yönlendirmeler yapıyoruz. Sağlıklı güzellik günümüzde çok iç içe müşterilerimize teknolojilerimiz sağlıklı yaşam koçluğu konusunda da destek veriyor” diye konuştu.
TEKNO-GÜZELLİK ATAĞINDA ENGELLİ BİREYLER DE UNUTULMADI
Güzelliği kapsayıcı hale getirmenin ikinci hedefleri olduğunu söyleyen Gökçen, “Mesela el kabiliyeti olmayan engelli bir birey için yaptığımız güzellik cihazıyla ruj sürebilme imkanı sağlıyoruz. Kendi rujunu sürebilmek kadınlar için büyük bir özgüven. Sürdürülebilir bir gelecek yaratmak hedefiyle iyilik için teknolojiyi kullanıyoruz. Bu anlamda bir startup ile iş birliği yaparak akıllı duş başlığı geliştirdik.
Şampuanlarımızı durularken kullandığımız suyu yüzde 70 oranında azaltabiliyoruz. Ya da parfüm çeşmesi geliştirerek her parfüm aldığınızda cam şişe almanıza gerek duymayacak dünyayı vadediyoruz. Diğer taraftan da sonsuz kez geri dönüştürülebilen plastiği üretebiliyoruz. Dolayısıyla biz güzelliği daha iyi bir dünya, kendini ifade etme şekli ve geleceğin güzelliğini yaratma için kullanıyoruz” dedi.
HEDEF; GÜZELLİĞİ KAPSAYICI, SORUMLU VE SÜRDÜRÜLEBİLİR HALE GETİRMEK
Kendi bünyelerinde teknoloji şirketi olduğunu hatırlatan Gökçen, “Pandemiyle dijitalleşme hızlandı ama bizim daha eski. 2014 yılında güzellikle alakalı ilk dijital servisi geliştirdik. Bu fiziksel mağazaya gitmeden cilt üzerinden makyaj uygulaması yapıyordu. 2018’de ise dünyanın en büyük yapay zeka ve artırılmış gerçeklik startupını satın aldık. Kendi içimizde bir teknoloji şirketimiz var.
Artık teknoloji bütün sektörlerin içinde. Bizim için avantajları sonsuz çeşitlilik yaratabilmek, tüketicilerle çok derin, anlamlı bağlar kurmak ve rekabet avantajı oluşturmak. Çünkü teknolojiyle işimizi de dönüştürüyoruz. Gelecek hedefimiz, güzelliği kapsayıcı, sorumlu ve sürdürülebilir bir hale getirmektir” ifadelerini kullandı.