Kelime kökü olarak “Liberty” yani özgürlük kelimesinden türeyen liberalizm asıl olarak yeni ortaya çıkan sanayi devrimiyle birlikte tarih sahnesine çıkmıştır.
John Locke 17. Yüzyılda yaşamış, insanların özgür haklara, özel mülkiyete ve sosyal haklara sahip olduğunu savunmuştur. Bundandır ki Locke’un özel mülkiyet ve özel hak anlayışı Liberalizmin fikir babası olduğu savını ortaya çıkarmıştır. İngiliz, Amerikan ve Fransız devrimleri de bu savın üzerine kurulmuştur. Ancak John Locke’tan iki asır önce 1500’lerde yaşamış olan Martin Luther, Liberalizm düşüncesinin kemik oluşumunu ortaya çıkarmış diyebiliriz.
Martin Luther Hristiyan dünyasına radikal bir şekilde damga vurmuş isimlerden birisidir. Sebebi ise ortaya koymuş olduğu farklı düşünceler ile katolik hristiyanları protesto ederek kendisi ve kendi gibi düşünenler için yeni bir mezhep ortaya çıkarmış ve hristiyan coğrafyasında hem dini, hem sosyal, hem de siyasi değişikliklere yol açmıştır ki biz buna bilim kitaplarında reform demekteyiz.
Luther, ortaya attığı insanların dinini devlet için değil kendi için yaşaması fikri ile özgür birey düşüncesinin önünü açmıştır. Protestanlık ile birlikte özgür birey düşüncesi yeni şehirler oluşturmuş, kapitallerin o şehirlerde barınmalarını sağlamıştır. Bu atılım işte Liberalizm yani özgürlük kavramının temelini atmıştır.
20. Yüzyıla gelindiğinde ise değişen dünyanın siyasi olaylarından dolayı liberalizm güç kaybetmiştir. Ancak Von Hayek ve Milton friedman hem vermiş olduğu çabalar hem de eserleri ile Klasik Liberalizme olan ilgiyi arttırmışlardır.
Sürç-i Lisan Ettiysem Affola. Bir dahaki okumalarda görüşmek dileğiyle.