DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “İlk 500’de üniversitemiz kalmadı. LGS’yi ve YÖK’ü kaldıracağız. Her öğrencimizi, kendi dilimiz dışında en az iki dille yetiştireceğiz” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Eğitim Eylem Planı’nı açıkladı: Toplumsal uzlaşmayla hazırlanan 25 yıllık Master Eğitim Planı ilan edilecek. Sistem bakanlara göre değişmeyecek. Çocuklar 3 yaşında okula başlayabilecek, zorunlu eğitim 4+5+3 yıl olarak sürecek. İmam Hatip Liseleri kapatılmayacak, bu liseleri zorunlu adres haline getiren uygulamalara son verilecek.
DEVA Partisi, bir buçuk yıldır açıkladığı eylem planlarını tamamladı. Genel Başkan Ali Babacan, partisinin genel merkezinde 22’nci ve son eylem planını eğitim alanında açıkladı. 500 maddeden oluşan Eğitim Eylem Planı’nın ayrıntılarını DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Mustafa Ergen anlattı.
Babacan’dan eğitim ve hukuk vurgusu
Konuşmasına 2012, 2013 ve 2014 yıllarında eğitime ve hukuka yaptığı vurguları izlettirerek başlayan Babacan, “O gün de söyledim. Bugün de söylüyorum: Türkiye’yi kanatlandıracak asıl formül hukuk ve eğitimdir” ifadelerini kullandı. Babacan şöyle devam etti:
‘Eğitimde ezber bozmaya hazırlanıyoruz’
“Birinin ‘Ben şöyle nesil yetiştireceğim’, ötekinin ‘Ben de böyle nesil yetiştireceğim’ bakışı eğitimi dar kalıplara sokmak demektir. Biz çocuklarımızı ve gençlerimizi sığdırmaya çalıştıkları tüm o dar kalıpları reddediyoruz. Hepsini ama hepsini reddediyoruz. Eğitimde ezber bozmaya hazırlanıyoruz.”
25 yıllık hedef: ‘Bakana göre değişen eğitim sistemi olmayacak’
“25 yıllık ‘Master Eğitim Planı’ ilan edeceğiz. Bir nesil demek. Geniş çalıştaylar yapacağız. Biz bir teklif ortaya koyduk; eksikleri tamamlarız, yanlışları düzeltiriz. 25 yıllık Eğitim Master Planımızı, önce 1 yıllık acil eylem planıyla, sonra da 3 yıllık ve 5 yıllık planlarla geliştirmenin hazırlığını yapmış olacağız. DEVA Türkiye’sinde, gelen giden bakana göre değişen bir eğitim sistemi olmayacak. Gelen giden bakanın zihni arka planıyla sınırlandırılmış ve yapboza dönmüş bir eğitim sistemi olmayacak. Ne olacak? İşi bilenlerle, uzmanlarla hazırlanmış, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal tüm gerçeklerini gözeten, siyasal ve toplumsal uzlaşmayla hazırlanmış Master Eğitim Planı olacak.”
‘Okul öncesi eğitimin ilk 2 yılını isteğe bağlı, son 1 yılını zorunlu yapmak istiyoruz’
“Eğitimi 3 yaşında başlatacağız. Temel eğitim sürecini; okul öncesi 3 yaşında başlattığımız 3 yıl+4+5+3 olarak yeniden yapılandıracağız. Bazı aileler 3 yaşında çocuklarının okula gitmesi konusunda tereddütler varsa, hayhay. Biz, 3 yaşındaki çocukların sünger gibi her şeyi emmeye hazır olduğu yıllarda bazı fırsatları kaçırmadan becerilerini geliştirmelerinin eğitim sistemi açısından daha doğru ve iyi olduğunu düşünüyoruz. Okul öncesi eğitimin ilk 2 yılını isteğe bağlı, şu an anasınıfı dediğimiz son 1 yılını ise zorunlu yapmak istiyoruz. İlk 3 yıl böyle. Ardından 12 yıllık eğitim 4+5+3 olarak devam edecek.”
‘İnsan yetiştireceğiz, robot değil’
“Eğitim sisteminin temel amacı sınav olmayacak. Çocuklarımızın gerçek yaşamdan, üretimden ve yaratıcılıktan kopmasına izin vermeyeceğiz. İnsan yetiştireceğiz, robot değil. Çocuklarımızın analiz, sentez ve yaratıcılık becerilerini geliştirmek zorundayız. Çocukların; temel hak ve özgürlükleri, etik değerleri içselleştirmelerini sağlayacak bir bakış açısıyla bakmak zorundayız.”
En az iki dil: Yabancı dil ve programlama dili
“Her öğrencimizi, kendi dilimiz dışında en az iki dille yetiştireceğiz. Biri yabancı dil. İkincisi ise bilgisayar programlama dili olacak. Yarının dünyasında kodlama becerileri, bizim neslimizin dört işlem becerileri gibi bir şey.”
“İmam Hatip Liseleri’ni kapatmak yok, ‘zorunlu adres’ haline getiren uygulamalara son vereceğiz”
“Bazen görüyorum, sağda solda ‘Yok şu okul kapatılsın, yok bu kapatılsın’ gibi lafları çok görüyoruz. Açık açık konuşalım: ‘İmam Hatip Liseleri Kapatılsın’ diye alttan alta propaganda olduğunu duyuyoruz. Burada durun bakalım. Kapatmak mapatmak yok. Ama ne var? Talep konusunda dikkatli olmak var. Biz; İmam Hatip Liseleri’ni sürdürürken gerçek talebi dikkate alacağız. İmam Hatip Liselerini ‘zorunlu adres’ haline getiren uygulamalara son vereceğiz. Önce Fen, Anadolu, Mesleki Teknik ve İmam Hatip Liselerinin okullaşma oranlarını tespit edeceğiz. Bu okullara ulaşma sorunu olan velilerimizin güçlüklerini çözmek için yardımcı olacağız. İhtiyaç analizi yapacağız. Buna göre de ne gerekiyorsa yapacağız. Esas ne? Özgürlük. Vatandaşlarımıza seçenekler sunmak.”
Eğitim harcamaları için kart çıkarılacak
“Bir kart çıkartacağız: Adı, Eğitim Destek Banka Kartı. Maddi ihtiyacı olan öğrencilerimizin eğitim harcamalarını bu kartla yapmasını sağlayacağız. Öğrencimiz yetişkin olana kadar da bu kartı sadece eğitim harcamaları için velisi kullanabilecek.”
‘YÖK’ü kaldıracağız’
“Bilim, sanat, fikir, teknoloji üretiminin özgürlükle beraber geleceğini çok iyi biliyoruz. Ne zaman ki üniversiteler baskı altına alındı, ilk 500’de üniversitemiz kalmadı. İlk günden beri tekrar ettiğim gibi bir kere daha tekrar hatırlatmak istiyorum: YÖK’ü kaldıracağız.”
‘Cumhurbaşkanı adayımız katılımcı anlayışla çalışacak’
Babacan, Cumhur İttifakı temsilcilerinin altılı masanın cumhurbaşkanı adayına ilişkin sözleri üzerine gelen bir soruya şu yanıtı verdi:
“İktidar tarafında bütün yetkilerin bir kişide toplanmasıyla ilgili perspektif var. Biz taraflı partili cumhurbaşkanının aklına her geleni yaptığı sistemden parlamenter sisteme geçmek istiyoruz. Onlar, ‘Bizim kralımız var. Sizin kralınız kim olacak?’ diyorlar. Halbuki cumhurbaşkanı adayımız seçildiğinde kral falan olmayacak; katılımcı bir anlayışla, istişareyle çalışacak. Önerimizi anlamaları için demokrat zihniyet gerekiyor. Biz krallık değil demokrasi diyoruz.”
‘Göreceksiniz; iktidar tarafından dahi adayımıza destek olacak’
“(HDP’nin aday çıkarma kararı) HDP’yle diyalogu olan siyasi partiler var. Bizim de var. Bu, diyalog çerçevesinde bugüne kadar gündeme gelen bir konu olmadı. Bundan sonraki süreçte gündeme gelmeyeceği anlamına da gelmez. Sadece HDP bağlamında söylemiyorum; ortak cumhurbaşkanı adayımıza hem iktidar tarafından hem tabii ki altılı masadan hem de diğer partilerden destek almayı çok arzu ederiz. Göreceksiniz; iktidar tarafından dahi adayımıza destek olacaktır. Diğer tüm partilerin desteğini almayı da çok arzu ederiz.”
‘Alkollü içecek tarafındaki vergilerin ölçüsü kaçmış durumda’
“Türkiye’de sigara ve alkollü içecekler üzerindeki vergilendirmede denge tamamen bozuldu. Alkollü içeceklerdeki vergi caydırıcılık seviyesini geçti, tam tersine kaçak alkollü içecek üretiminin önünü açtı. Bu ciddi sağlık sorunlarına oluşturmaya başladı. Sigara tarafındaki vergiler gelişmiş ülkeler gibi olması gereken noktada iken, alkollü içecek tarafındaki vergilerin ölçüsü kaçmış durumda. Yaşam tarzına müdahale kokusu olmaması lazım.”
Detayları Mustafa Ergen anlattı: Uzman Öğretmenlik ve Baş Öğretmenlik’ sınavlarını kaldırılacak
Eylem planının ayrıntılarını DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Mustafa Ergen anlattı. Ergen’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Uzun vadeli hedef: Öğretmen atamaları KPSS puanıyla olmayacak
“Eğitim hamlesini mutlu bir öğretmen kitlesiyle yapmamız lazım. Atama bekleyen öğretmenlerimiz var. Öğretmenlik tanımını zenginleştirerek, Eğitim Fakültelerinde arz-talep dengesi kurarak, gölge öğretmen uygulamasına geçerek öğretmenlik mesleğinin parçası yapmak istiyoruz. PİKTES’li öğretmenlerimizi atama sürecinin bir parçası yapmak istiyoruz. KPSS puanları aynıysa, deneyim puanlarıyla değerlendirmek istiyoruz. Mülakatı kaldıracağımızı deklare ettik; uzun vadede KPSS ile öğretmen atamasının önüne geçeceğiz.”
‘Fonksiyonel farklılık getireceğiz, eşit işe eşit ücrete katılıyoruz’
“Öğretmenlik Meslek Kanunu kimseyi memnun etmedi. Sınava tabi olan bir memnuniyetsiz vardı, kaldırılması gerek. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda sınav sistemi değil, performans değerlendirmesi yapacağız. Ama uzmanlık ve başöğretmenlik gibi konularda fonksiyonel farklılık getireceğiz. Eşit işe eşit ücrete katılıyoruz. Fonksiyonel farklılıkla kariyer mesleğini oluşturmak istiyoruz.”
‘LGS’yi kaldırmayı hedefliyoruz’
“Uzun vadede LGS’yi kaldıracağımızı, yükseköğretim kurumları sınavlarındaki stresi azaltmayı taahhüt ediyoruz. Ortaöğretim başarı puanlarını tekrar adil bir işleve oturtacağız. Öğretmen notunun doğru ve gerçekçi verilmesi için geri beslemeli, teknolojiye dayalı sistemi tesis edeceğiz. Her öğretmenin notu öğrencinin ilerideki başarısına göre etki ağırlığıyla ölçülecek. Eğer iyi bir not vermişse ve öğrencisi iyi bir başarı sağıyorsa, etki ağırlığı yüksek olacak. Kötü bir not vermişse ama öğrenci iyi bir başarı göstermişse düşük olacak.”