Diyarbakır’da günlük yaklaşık 4 ton tüketilen ve coğrafi işaret tescil belgesi aldıktan sonra tüketiminin arttığı kuzu ciğerinin kilosu 420 TL’ye yükseldi.
Fiyatı, kilosu 390 TL olan eti geçen ciğerin 1 porsiyonu ise restoranlarda 200 TL’ye satılmaya başlandı. Diyarbakır Lokantacılar, Kebapçılar ve Tatlıcılar Odası (DİLTO) Başkanı Haşim Elkaan, “Anlamadığımız bir konu, bugün ciğer fiyatları eti geçti. Bu kim, nasıl ve hangi eller tarafından bu şekle getirildi, çözümünü bulamadık” dedi.
Diyarbakır’ın geleneksel lezzetleri arasında yer alan ve yöre halkının vazgeçilmez damak tadı haline dönüşen ciğer kebabı, aynı zamanda turistlerin de gözde yiyecekleri arasında yer alıyor. Geçen yıl Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın (DTSO) çalışmalarıyla coğrafi işaret tescil belgesi almasıyla tüketimi artan, günlük 4 ton tüketimle sabah kahvaltılarında da tercih edilen kentte ciğerin fiyatı, kilosu 390 lira olan eti geçti.
Diyarbakır Lokantacılar, Kebapçılar ve Tatlıcılar Odası (DİLTO) Başkanı Haşim Elkaan, ciğerin temini konusunda herhangi bir sorun olmadığını ve gerekli tedbirlerin alındığını belirterek, “Diyarbakır ciğerimiz, coğrafi işaret tescil belgesi aldıktan sonra tüketimi artmaya başladı. Temin konusunda yazın herhangi bir sorunumuz olmuyor. Kışın da, sadece bu yıl ile alakalı olan bir şey değil, geçmiş yıllarda bazı sorunlar yaşanmaya başladı.
Çevre illerden ve ilçelerden temini konusunda hazırlıklarını yapıyoruz. Kesim konusunda sıkıntı olabiliyor. Buna rağmen tanıtımını, üretimini, tedbirini almak lazım. O tedbir de bizde var zaten. Halkımız kuzu ciğerinin kışın satılmadığını sanmasın, kışın da kuzu ciğerimiz vardır. Biz yazdan beri yetiştirdiğimiz ve irtibatta olduğumuz kesimlerle bu kışın da hazırlıklarını yaptık. Yazın günlük 4 tona kadar temin edebiliyorsa, kışın bu 3 veya 3,5 ton olur. Arada büyük bir fark yoktur” dedi.
‘HER KESİMDEN İNSANI RAHATSIZ ETTİ’
Fiyat artışından rahatsızlık duyduklarını belirten Elkaan “Anlamadığımız bir konu, bugün ciğer fiyatları eti geçti. Ciğerin kilosu 420 lira. Bu kim, nasıl ve hangi eller tarafından bu şekle getirildi, çözümünü bulamadık. Üretici ve yetiştiriciyle konuştuk, farklı bir şeyler söylüyorlar. Satan kasap veya bunun tedarikçisine, toptancısına soruyoruz, herkes bir şekilde mağdur oluyor. Bu mağduriyetin vatandaşa yansıması da var. Bugün bir aile, bundan birkaç yıl önce gidip haftada bir rahat bir şekilde ailece yemek yiyebiliyordu. Ama şu an bir aile, toplu halde yemek yediği zaman, en az 1500 lira hesap ödüyor.
Bu da ağır geliyor ama bu bizim veya esnafın suçu değil. Bu pahalılığı bir çözebilsek keşke. İlgili kişilere soruyoruz, araştırıyoruz. Hayvanı alıp ilk yetiştirenden, kasapta reyonda satana kadar soruyoruz, herkes bu konuda dertli. Bu pahalılık nereden geliyor? Etin temininde sıkıntı yaşadığımız dönemlerde, gümrük serbestliği geldiği zaman, et sıkıntılarımızı bir şekilde karşılayabiliyoruz. Ama ciğerde böyle bir lüksümüz yok. Bizim dışarıdan ciğer getirme imkanımız yok. Çünkü o damağı, o tadı veremez. Ciğerin yazı kışı yoktur. Bu yılın başlarında pandemi ve deprem derken tüketim 2 ton civarıydı, şu an yıl sonuna doğru günlük tüketimimiz 4 ton oldu” diye konuştu.
Esnaf Remzi Dostdoğru, müşterilerin fiyatlardan rahatsız olduğunu belirterek, “Diyarbakırımız bir ciğer kentidir. Bir ciğer kenti olmasından dolayı dışarıdan gelen insanlarımızın çoğu özellikle buraya ciğer yemeye geliyor. Güzel bir şekilde onları ağırlıyoruz. Ağırlarken de onlar gayet memnun kalıyor, biz de memnun kalıyoruz. Yalnız son zamanlarda bu fiyat artışlarından dolayı yani aşırı pahalılıktan dolayı fiyat konusunda biraz rahatsız oluyorlar. Bu konuda devlet yetkililerinden yardım bekliyoruz, bunlara bir el atmalarını istiyoruz” dedi.