Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kuraklıktan etkilenen il sayısı 41’e çıktı bu sayı daha da artacak dedi.
(TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Mayıs ayı başında kuraklıktan etkilenen il sayısını 22 olarak açıklamıştık. Mayıs yağışları yetersiz olunca kuraklıktan etkilenen il sayısı 41’e çıktı. Haziran yağışları da yetersiz olursa bu sayı daha da artacak” dedi.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, 2020-2021 üretim sezonunda kuraklığın ciddi oranlarda baş gösterdiğini vurguladığı ‘Mayıs 2021 Kuraklık Raporu’ açıklamasında, kuraklığın üretimi ciddi oranda etkileyen afetlerin başında geldiğini bildirdi.
Bayraktar, Türkiye’de son yıllarda kış yağışlarının yetersiz olduğunu belirterek, “Bu yıl da sezonun başından itibaren ülke genelinde beklenen yağışlar gerçekleşmedi. Bunun sonucunda meteorolojik ve tarımsal kuraklığın yanı sıra bir de hidrolojik kuraklıkla karşı karşıya kaldık. Mayıs başında kuraklıktan etkilenen il sayısını 22 olarak açıklamıştık. Mayıs yağışları yetersiz olunca kuraklıktan etkilenen il sayısı 41’e çıktı. Haziran yağışları da yetersiz olursa bu sayı daha da artacak. Yaşanan kuraklık; üretim sezonunda harcanan emeğin, kullanılan tohumun, atılan gübrenin ve ilacın karşılıksız kalmasına neden oldu. Bu durum üretim maliyetlerini de artırdı. Bu sezon maliyetlerin artmasında özellikle gübre fiyatlarında yüzde 90’a varan artışlar da etkili oldu.
Açıklanan buğday, arpa ve mercimek alım fiyatları kuraklık yaşamayan iller için makul seviyede kabul edilebilir ancak kuraklıktan zarar gören illerde yaşanacak verim kayıpları maliyeti daha da artıracak, üreticilerin daha fazla zarara uğramasına neden olacak. Kuraklıktan zarar gören üreticilerin elinde yeterli ürün olmayacağı için fiyat artışlarından da yeterince faydalanılması mümkün olmayacak. Bu mağduriyetin telafi edilmesi için 2008 yılında olduğu gibi, bu yılda da kuraklıktan zarar gören çiftçilere dekar başına nakdi hibe kuraklık desteği verilmelidir” dedi.
“DOĞAL AFETLER ÖNEMLİ ZARARLARA NEDEN OLDU”
2010 yılında 556 aşırı hava olayı gerçekleştiğini, 2020 yılında ise bu sayının 984’e yükseldiğine dikkati çeken Bayraktar, “Nisan ve mayıs ayında aşırı sıcak esen rüzgâr, toprak yüzeyini kuruttu ve başta Konya olmak üzere Çankırı, Aksaray, Ankara, Afyonkarahisar, Çorum, Denizli, Nevşehir, Niğde, Kayseri, Kütahya, Eskişehir, Kırıkkale gibi illerde kuraklık zararını artırdı. Bir yandan kuraklık diğer yandan nisan ve mayıs aylarında görülen don olayı hububata ve meyve ağaçlarına zarar verdi.
Ordu ve Giresun’da fındıkta, Aydın’da çilekte, Manisa’da bağlarda, Niğde’de elma, kiraz ve kayısıda, Elazığ ve Malatya’da kayısıda, Afyonkarahisar’da kiraz ve vişnede hasara neden oldu. Ayrıca Kayseri, Kilis, Tokat, Denizli, Kahramanmaraş ve Sivas’ta meyve ağaçlarında zarar meydana getirdi. Yine mayısın son haftasında Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve İzmir’in bazı ilçelerinde aşırı yağış, fırtına ve sel balıkçı teknelerini zarara uğrattı ve birçok ürüne zarar verdi” diye konuştu.
“BUĞDAYDA REKOLTE 18 MİLYON TONUN ALTINDA TAHMİN EDİLİYOR”
Bayraktar, yeterli yağış gelmediği için rekolte beklentisinin de değiştiğini belirterek, “Buğdayda 18 milyon tonun, arpada 7 milyon tonun ve mercimekte ise 250 bin tonun altında bir rekolte tahmin ediliyor. Özellikle buğday, arpa ve mercimekte nisan ve mayıs yağışları çok etkilidir. Bu nedenle bu ürünlerin üretiminde Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgeleri başta olmak üzere diğer bölgelerde büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Hasat zamanı yaklaşan bölgelerde mayıs ayının sonuna kadar yeterli yağış olmadığı için hububat tarlalarına genellikle biçerdöverler giremedi” ifadesini kullandı.
“BASINÇLI SULAMA SİSTEMİNE GEÇMEYEN ÇİFTÇİ KALMAMALI”
Kuraklık döneminde bireysel basınçlı sulama sisteminin öneminin bir kez daha anlaşıldığını vurgulayan Bayraktar, “Türkiye’de suyun yüzde 77’sini kullanan tarım sektöründe en kısa zamanda basınçlı sulama sistemine geçilmesi için verilen hibe desteği artırılmalı, 1-2 yıl içinde basınçlı sulama sistemine geçmeyen çiftçi kalmamalıdır. Bireysel basınçlı sulama sistemlerinin desteklenmesinde başvuru süreleri kaldırılmalı ve bu sisteme geçiş için yıl boyunca müracaat edebilme imkânı sağlanmalıdır” dedi.
‘KURAKLIK YAŞAYAN ÇİFTÇİLERE FAİZSİZ KREDİ KULLANDIRILMALI’
Bayraktar, kuraklıktan etkilenen üreticilere yönelik alınması gereken tedbir ve talepleri şöyle sıraladı:
“Kuraklıktan zarar gören çiftçilere dekar başına 200 lira nakdi hibe kuraklık desteği verilmelidir. Üreticilerimizin Tarım Kredi Kooperatifleri, Ziraat Bankası ve özel bankalara olan kredi borçları uzun vadeli ve faizsiz ertelenmelidir. Kuraklık yaşanan illerde üreticilerimizin elektrik ve sulama maliyetleri artmıştır. Elektrikle sulama yapan çiftçilerimizin borçlarından dolayı elektrikleri kesilmemeli ve sulama ücretleri ile elektrik fiyatlarında indirime gidilmeli, tarımsal abone grubunda elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV yüzde 1’e indirilmelidir.
Kuraklıktan zarar gören çiftçilere hibe tohumluk dağıtımı yapılmalı, fide ve fidan desteği verilmelidir. Kuraklıktan zarar gören üreticilerden bu yıl için sulama ücreti alınmamalıdır. Elektrik ve sulama borçları nedeniyle desteklere bloke konulmasına son verilmeli, borçlar uzun vadeli ve faizsiz ertelenmelidir. Yapılandırılan üretici borçları faizsiz ertelemeye dâhil edilmelidir. Kuraklık yaşayan çiftçilere faizsiz kredi kullandırılmalıdır. Gübre başta olmak üzere girdilere verilen destek artırılmalıdır. 2021 yılı destek ödemeleri bir an önce verilerek kuraklıktan zarar gören üreticilere bunların can suyu olması sağlanmalıdır.
Üreticilerimizin BAĞ-KUR prim borçları uzun vadeyle faizsiz ertelenmeli ve yüksek olan BAĞ-KUR primleri düşürülmelidir. Yüksek olan TARSİM sigorta primleri düşürülmeli, devlet desteği artırılmalıdır.
Hazine arazilerini eken ve Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olmayan üreticilerinde desteklerden yararlanması sağlanmalıdır. Yeni gölet, baraj, yeraltı baraj yatırımları artırılmalı ve devam edenler biran önce tamamlanmalıdır. Kurak şartlara uygun çeşitlerin yaygınlaştırılması daha fazla desteklenmelidir. Güneydoğu Anadolu Projesi, Konya Ovası Projesi, Doğu Anadolu Projesi gibi büyük sulama yatırımlarını içeren projeler biran önce tamamlanmalıdır. Acilen eski ve atıl vaziyette olan sulama sistemleri yenilenmeli, kapalı sistemlere geçilmelidir.”