Kuraklık nedeniyle Trakya’da üreticinin ‘sarı gelin’ olarak adlandırdığı ayçiçeğinde verim kaybı yaşandı.
Trakya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı ve Bitki Islahı Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, “En önemli şey, benim tavsiyem mümkün mertebe erken ekim. Üreticinin eski bilinen ezberin dışına çıkması gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin yağlık ihtiyacının önemli bölümünün karşılandığı Trakya’da üreticinin ‘sarı gelin’ olarak adlandırdığı ayçiçeğinde bazı bölgelerde aşırı sıcaklar nedeniyle yüzde 50’ye varan ürün kaybı oldu. Kentin, kış mevsiminde yeterli yağış alamaması nedeniyle toprak doyuma ulaşamadı. Yaz mevsiminin de kurak geçmesiyle, ayçiçeği ekili tarlalarda toprak çatlamaya başladı. Bölgedeki bazı üreticiler, ürünleri yeterli seviyede gelişemediği için tarlada bıraktı.
Trakya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı ve Bitki Islahı Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, geçen yıl da ayçiçeğinde kötü bir sezon yaşandığını belirterek, “Oldukça düşük verimler elde ettik. Tabii bu bölgesel anlamda, yine geçtiğimiz yıl Tekirdağ bölgesi daha düşüktü. Bu yıl mesela Edirne bölgesi oldukça daha düşük. Bazıları hatta biçemeyecek kadar verim aldı. Tabii bu 2 yılın üst üste yaşanması, yaz kuraklarının aşırı derecede olması, çiftçi açısından oldukça kötü bir sezon. Fiyatlar, maliyetler de çok fazla arttığından çiftçi yeteri kadar verim alamadı. Şimdi bu 2 tane kuraklığın arka arkasına gelmesi açıkça çiftçileri geleceğe yönelik endişelendirdi. Çünkü masraflar gerçekten çok fazla miktarda arttı. 200 kilo olan verimler 100 kilolara 80 kilolara, yani yüzde 50, 60 civarında bir kayıp söz konusu” dedi.
‘BAŞKA ÜLKELERDE DE BENZER DÜŞÜKLÜKLER YAŞANDI’
Geçen ay konferanslara katılmak üzere Çin’e gittiğini söyleyen Prof. Dr. Kaya, “Sırbistan’da, Bulgaristan’da, hatta Ukrayna ve Rusya’da da yine aynı benzer düşüklükler yaşandı. Bu tabii iki anlamda önemli. Birincisi dünyadaki bu yaz bitkilerindeki kuraklık, çiftçilerin geleceğe yönelik karlılık anlamında ve sürdürülebilirlik anlamında sıkıntıları ve endişelerini ortaya koyuyor. Üretim maliyetleri de arttığı için çünkü kırsal kesim, üretimimizi esas yapan tarımın çimentosu. Bunların mutlaka oralarda kalmalı ve üretime devam etmeli. Bu açıdan bence artık çiftçi birlikleri, üretici birlikleri daha fazla aktif olarak çiftçilerin karlılığını arttıracak, maliyetlerini düşürecek çalışmalarında devletçe olsun veya toplumca olsun mutlaka yapılması gerekiyor. Bu anlamda dediğimiz gibi bu kuraklıklar inşallah devam etmez. Çünkü nedir? Daha önceki yıl son 70 yılın en kurak kışını yaşadık. Bu yıl yağışlar en azından ölçüde geçtiğimiz yıla nazaran oldu ama son 70 yılın en sıcak kışını yaşadık bu anlamda. Bizim geçen seneki kuraklıktan sonra güzel bir verimli bir şey yaşayacağız mı diye umutlarımız vardı, aynı şekilde bunu vurgulamıştık. Ama maalesef mayıs ayından sonra özellikle çok sıcak ve aşırı sıcak bir yaz yaşadık. Belki son 15-20 yılın veya daha önceki yılın oldukça çok sıcak bir yazı ve ardı ardına yağışsız bir sezon yaşadık. Bu da o dediğimiz kıştan kaynaklanan, kış sıcaklığından kaynaklanan topraklardaki nemin yetersiz oluşu ve arkasından da doğal olarak bu sıcakların da yine beraber gelmesiyle beraber yine maalesef bu düşük verimleri elde ettik” ifadelerini kullandı.
‘MUTLAKA YAĞIŞ VE NEM LAZIM’
Prof. Dr. Kaya, bu durumla mücadele etmenin zor olduğunu belirterek, “Birincisi en önemli şey, benim tavsiyem mümkün mertebe erken ekim. Artık o sıcaklardan kaçmak için bazı çiftçilerimiz Edirne’de mart ayında hatta ekimlere başladı. Tarlaya girebileceğimiz ilk zamandan itibaren bizim artık bu ekimleri gerçekleştirmemiz lazım. Çünkü önemli olan süt olum devresi, süt olum devresi tablo teşekkülü devresinde dane veriminin belirlendiği zamanlar. O belirlendiği zamanlarda mutlaka, mutlaka bir yağış ve en azından nem lazım. Ama o olmadığı zaman ve en azından serin bir hava lazım. O olmadığı zaman doğal olarak verimler yağ oranları oldukça düşüyor. Bu açıdan ona o denk gelmemek için artık ekimlerin mümkün mertebe daha biraz erkene çekmek lazım, diye düşünüyorum. Kesinlikle üreticinin eski bilinen ezberin dışına çıkması gerekiyor. Dediğimiz gibi buradaki, artık o toprakta suyunu kaybetmeyecek daha erken ekimleri sağlayacak çalışmalarda da yapılması lazım” diye konuştu.