Kumar oynamadan duramamak ciddi bir ruhsal sorundur, kumarbaza ceza değil tedavi gerekiyor
Gün geçmiyor ki televizyon ve gazetelerde, Korona yasaklarına filan boş verip dernek, kahvehane, mağaza, atölye gibi yerlerde gizlice buluşup kumar oynayan kişilerle ilgili haberlere rastlamayalım.
Polis, yakalanan kişileri para cezası kesip bırakıyor.
Oysa bu kişilerin tedavi altına alınması gerekir.
Çünkü, kumar oynamadan duramamak ciddi bir ruhsal sorundur, alkol, eroin, ekztazi, bonzai ve kokain bağımlılığından farklı yoktur.
NP Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi’nin hazırladığı raporda, kumar bağımlılığı ve yarattığı sorunlar şöyle anlatılıyor:
“Kişinin kumar oynama isteğini engelleyememesi, tekrarlayan biçimde oynamaya devam etmesidir.
Kumar bağımlılığı toplumda yüzde 3 oranında görülür. 40-50 yaş arasındaki erkeklerde daha sıktır. Gençler arasında da giderek yaygınlaşmaktadır.
Kumar bağımlılığı genellikle bir heves ile başlamaktadır. Fakat bu heves zamanla yerini daha çok kazanma hırsına bırakmakta ve kişiyi kumar oynamaya bağımlı hale getirmektedir.
Söz konusu kişiler kumar oynamayacak parayı bulmak için sahtekarlık, dolandırıcılık, hırsızlık gibi yasadışı eylemlerde bulunabilir. Yine bağımlılığa esir olan kişilerin ailesi ve çevresiyle ilişkileri bozulabilir, işini kaybedebilir.
Kumarda kaybettikleri parayı geri alamayacaklarını anlayan kumarbazlar arasında depresyon yaygındır, intihar düşünceleri ve girişimleri de olabilir.”
Sonuç olarak diyeceğim şu:
Kumar tutkusu bütün dünyayı kasıp kavurduğu gibi ülkemizde de büyük sorunlar yaratıyor.
Bu nedenle, kumar oynayabilmek için Korona’yı yani bir yerde ölümü bile hiçe sayan kişiler yakalandığında psikiyatri merkezlerine sevk edilip tedavi edilmelerinin sağlanması hem kendileri hem de ülkemiz için yararlı olur.