Karadeniz’deki köy evlerinin bacaları tütüyor köylerine yaz döneminde gelen çay ve fındık üreticileri büyükşehirlerdeki evlerine dönmüyor.
Bu kış, daha önceki yıllarda sessizliğe bürünen köy evlerinin bacaları tütüyor, şehre dönmeyenler doğanın içinde izole yaşam sürüyor.
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüse karşı vatandaşlar, tedbir almayı sürdürüyor. Çay ve fındık hasadı için özellikle yaz aylarında İstanbul, Bursa ve Ankara gibi büyükşehirlerden Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki memleketlerine gelenler ile tatilciler, koronavirüs vaka sayılarının artması ve sokağa çıkma kısıtlamalarının yeniden getirilmesi nedeniyle geri dönmüyor.
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde temiz hava, doğal ortam ve eşsiz manzaralı köylerinde, gündüzleri bağ-bahçe işleriyle uğraşanlar, soğuk havalarda sobanın yanında ısınarak, vakit geçiriyor. Koronavirüsten korunup köyde kendilerini güvende hissettiklerini dile getiren Karadenizli kadınlar, sobaların üzerinde yemeklerini pişiriyor, torunları için el emeğiyle çorap ve atkı örüyor. Önceki yıllarda kış aylarında sessizliğe bürünen köy evlerine çekilenler, yeşil doğada izole yaşam sürüyor.
AMERİKA YERİNE KÖYÜNÜ TERCİH ETTİ
Amerika’da yaşayan Şaban Ali Çamkesen daha önce kısa süreliğine geldiği köyünden salgın dolayısıyla geri dönmeyi düşünmediğini belirterek, “Bu yıl hastalıktan dolayı planlarım değişti, kışı da köyde geçireceğim. Bu hastalıkta ne olacağını bilmiyoruz. Burada, temiz havada, daha sakin, sessiz, temassız bir ortamda hastalığın yoğunlaştığı bu dönemi geçireceğim. Bu dönemde işinin başına dönmesi gereken çoğu kişi de köyde kalmayı tercih etti. Mecburen yaşam alanlarımızı değiştirdik. İnşallah böylece hastalığın önüne geçmiş olacağız” dedi.
‘BU KIŞ KÖYDEYİZ’
Şehre dönmek yerine köyde kalmayı tercih edenlerden Ayşe Badoğlu da “Yaz başında köye gelir, havalar soğuyunca şehre giderdik. Bu yıl hastalıktan dolayı köye gelişimizi erkene aldık, kışı da burada geçireceğiz. İşlerimizi bitirdik, yağmurlar da başladı zaten, artık sobanın başında oturarak, ev sakinleri ile muhabbet ederek zaman geçireceğiz. Hastalıktan korkuyoruz, köyümüzde sakin, sessiz bir kış geçirmeyi planlıyoruz. Çoğu kişi de şehre dönmeyi erteledi ya da hiç gitmeyecek. Köylerde bu yıl evler şenlikli olacak” diye konuştu.
‘KÖY KIYMETLİ OLDU, EVİMİ BAKIMA ALDIM ‘
Evini bakıma alan Naci Günay ise “Biz köyde yaşıyoruz. O yüzden hastalıkla ilgili aslında çok fazla korkumuz yok. Fazla temasımız yok. Temiz hava, organik ürünlerle yaşam sürüyoruz. Hava güzel olunca bağ bahçe işlerine bakıyoruz, yağmurlu havada ise evimizde yapılacak işlerle uğraşıyoruz. Eskiden havalar soğumaya başlayınca insanlar köylerden şehre giderdi. Şimdi bu hastalık dolayısıyla toplu yerlerde sıkıntı olunca köylerde kalmayı tercih ediyorlar” şeklinde konuştu.
‘SOBANIN YANINDA TORUN BÜYÜTECEĞİM’
Sobanın yanında çorap örüp beşikteki torununu sallayan Fatma Maça “Köyde doğdum, köyde büyüdüm, köyde yaşıyorum, benim için köy hep kıymetli olmuştur. Geçim derdinden insanlar köyden şehirlere göç etmek zorunda kaldılar, kışın köyde yaşayanların sayısı az olurdu. Ancak koronavirüs nedeniyle bu yıl köyde kalmayı tercih ediyorlar. Korona köylerimizi şenlendirdi, hemen hemen her evin bacası tütüyor. Büyük şehirlerde yaşayanlar için köyler şimdi çok daha kıymetli oldu. Kış günlerinde sobanın başında elişlerimizi yaparak, torunlarınıza bakarak, evin ihtiyaçlarını gidererek zaman geçiriyoruz” dedi.