2021 yılına girmek üzereyken her sene olduğu gibi bu sene de işçi sınıfının merakla beklediği konu olan asgari ücretle ilgili görüşmeler devam ediyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 4 Aralık’ta ilkini gerçekleştirdiği toplantıda,15 ve 22 Aralık’ta da bir sonuca varılamazsa Türk-İş Sendikası’nın ev sahipliğinde, Aralık ayının son haftasında net bir karar verileceği açıklanmıştı. Avrupa ülkeleri arasında asgari ücretle çalışan nüfusun Türkiye’de açık ara önde olduğu düşünüldüğünde gerek haber mecraları gerekse sosyal medyada, asgari ücretin ne kadar olacağı en çok aratılan başlık olarak öne çıkıyor. Peki son yıllarda ne kadarlık bir artış gözlemlendi, hayatımıza etkileri nasıl oldu, alım gücü ne derecede etkilendi hep birlikte inceleyelim.
HESAPLAMALAR 6 AYLIK DÖNEMLER İÇİN YAPILIYORDU
2016 yılına kadar 6 aylık dönemi kapsayacak şekilde hesaplama yapılıyordu.6 ayın sonucunda tekrardan görüşmelere gidiliyor, yapılan düzenlemelerle yılın kalan 6 ayı için ayrı bir karara varılıyordu.2017 yılı itibariyle bu karar değişmiş, yıllık hesaplama dönemi getirilmişti. Artış dönemlerinin belirlenmesi konusu 4857 sayılı İş Kanununun “Asgari ücret” başlıklı 39 uncu maddesinde getirilmiştir. Maddenin konuya ilişkin kısmında; “İş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir. ” denilmiştir. Görüldüğü üzere Kanun’da asgari ücretin 2 yıllığına dahi belirlenebileceği ortaya konulmuştur.
SON 3 YILDAKİ ARTIŞ İŞÇİYİ MEMNUN ETMİYOR
2018’den bu yana, yıllık enflasyon oranı baz alınarak yapılan zamlar, alım gücünün ekonomiye bağlı olarak düşmesi karşısında işçiyi tatmin etmiyor.2018 Kasım ayında yapılan “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın sonuçlarına göre dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden “açlık sınırı” bin 943 lira olarak belirlenmişti.
Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen “yoksulluk sınırı” ise 6 bin 328 lira olmuştu.2020 yılına baktığımızdaysa, dört kişilik ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı beslenebilmesi için gerekli harcama kasım verilerine göre günlük 50 lira olarak belirlendi. Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise bin 504 lira 65 kuruş olarak hesaplandı. Bu rakamlara göre sadece gıda için önerilen miktar bu tutarlardayken, işçi, ay sonunu getirmekte oldukça zorlanıyor.
MADALYONUN DİĞER YÜZÜ: İŞVERENLER
Artış işçiler kadar işverenleri de etkiliyor. İşverenler, asgari ücretle çalışandan vergi alınmaması gerektiğini söylerken, devletin kendilerine verdiği desteğin artmasını istiyor. Mevcut ekonomik durum göz önüne alındığında, işçi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten işletme sahipleri, pandemi sürecinin de etkisiyle küçülme politikasına gitmek zorunda kalıyor. Elektrik ve su gibi kaynaklar olmak üzere tükettiğimiz birçok şeye zam gelmesi ve işçi maliyetlerinin de artması en başta küçük işletmeleri etkiliyor, kapanma yoluna gitmesine sebep oluyor.
VERGİLER DÂHİL BİRÇOK ALANDA DENGELER DEĞİŞİYOR
Vergi kesintisinin yanı sıra pek çok alanda dengelerin değişmesine yol açıyor. Sigorta primlerinin tutarları, borçlanma tutarları, işsizlik maaşı tutarı, SGK tarafından çıkarılan para cezaları asgari ücret tutarına göre belirleniyor. Bunun yanı sıra 65 yaş aylığı, engelli aylığı ve evde bakım parası artıştan olumlu etkilenen konular arasında. Bireysel emeklilik sistemine katılanların katkı paylarının yüzde 25’ine kadar devletin yaptığı katkı tutarı da artıyor. Kıdem tazminatı da artıştan etkilenirken, işten çıkma-çıkarılma durumlarında gerekli tutarın yeniden hesaplanması da zorunluluk haline geliyor. Böylece işçi de işveren de bu artıştan hem doğrudan hem de dolaylı yoldan birçok alanda etkileniyor.
ÇAĞIN SALGINI KORONAVİRÜSTEN ETKİLENEN İŞYERLERİNE DESTEK
2019 yılında 500 ve üzeri sigortalı çalıştıran iş yerleri için 101 TL, 500’ün altında sigortalı çalıştıran iş yerleri için ise 150 TL olan destek uygulanıyor. İŞKUR’a bağlı olarak yapılan ödemelerin başvuruları 23 Mart’ta başladı ve halen devam ediyor.
2021 YILINDA EN ÇOK MERAK EDİLEN SORU: ASGARİ ÜCRET TUTARI NE KADAR OLACAK?
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “2021 yılı asgari ücreti net 3 bin 800 olmalıdır” dedi. Çerkezoğlu, “Asgari ücret giderek ortalama ücret haline gelmiştir. Asgari ücret tümüyle vergi dışında bırakılmalı” çağrısında da bulundu. Yapılacak görüşmeler dahilinde en geç Aralık ayının son haftası açıklanacak olan asgari ücretin ne kadar olacağı merakla bekleniyor. Şu an Merkez Bankası’nın yıllık ortalama Cumhuriyet altını fiyatlarına göre 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 altın alınabilirken 2020’de yıllık net asgari ücretle sadece 10 Cumhuriyet altını alınabiliyor.