Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Korona virüse karşı geliştirilen Çin aşısının (CoronaVac) uygulamasının isteğe bağlı olacağını söyledi. Korona aşısı zorunlu olmalı.
Yani isteyen aşı olacak, istemeyen olmayacak.
Bana kalırsa hata yapılıyor.
Korona, grip gibi öldürücü olmayan bir hastalık olsaydı, Bakan’ın yaklaşımı doğruydu.
Ama ortada dünyayı sarsan korkunç bir salgın var.
Böyle bir dönemde aşı uygulamasını kişilerin isteğine bırakmak salgını önlemeye kesinlikle yetmez.
Olayın şu boyutu da göz ardı edilmemeli tabii:
Çin aşısına karşı müthiş bir güvensizlik söz konusu.
Kağıttan kaleme, tabaktan tencereye, halıdan battaniyeye, oyuncaktan tespihe Çin’den ithal ettiğimiz pek çok ürünün kalitesiz olması vatandaşta “Bunların aşısına da güven olmaz” kanaati yaratmış.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Pınar Okyay’ın makalesi bilmiyorum bu aşıya karşı mevcut güvensizliği ortadan kaldırmaya yeter mi:
“ÇoronaVac aşısını üreten Sinovac bir Çin firması. Firmanın geçmişi 1993’e uzanıyor. İlk önemli başarısını ise, 1999’da ilk inaktive hepatit A aşısı ile gösteriyor.
İnaktive aşı geliştirme ile ilgili deneyimleri yıllar öncesine dayanıyor. Bundan sonraki yıllarda birçok aşı gelişimine imza atmışlar.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından da istenen İyi Üretim Standartları Sertifikası’nı taşıyan üretim tesislerine sahipler.
Şiddetle bir COVID-19 aşısına ihtiyacım var. CoronoVac aşısından çok ümitliyim. Son verilerin açıklanmasını (Faz 3 çalışmalarının sonucu ile Halk Sağlığı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi İlaç Kurumu’nun raporu) iple çekiyorum.
Her şey yolunda olursa, Erken Kullanım İzni onaylanırsa ve bu süreç şeffaf şekilde paylaşılırsa hemen sıramı alacağım. Benim gibi bekleyen binlerce vatandaşımız olduğunu biliyorum.”
Bir de kimilerinin dillendirdiği bir gerekçe var:
“Kardeşim, iktidar şimdiye kadar hangi işi doğru yaptı ki aşıda doğruyu bulsun. Ben onların getirdiği aşıyı kesinlikle yaptırmam” diyorlar özetle.
Bunu anlamakta zorlanıyorum.
Korona salgını binlerce kişiyi hayattan koparmakla kalmadı, ekonomiyi altüst etti, işsizliği artırdı.
İktidarın kendisini her geçen gün biraz daha yıpratan salgını önlemek için içtenlikle çalıştığına inanmak gerekir.
Yaşadığımız süreçte yapılması gereken şey, aşıya güveni azaltacak söylemler değil, Hükümete “Vatandaşa salgınla ve aşılarla ilgili tüm bilgileri şeffaf biçimde veriniz. Tüm nüfusa yetecek kadar aşı bulmak için gerekli temasları yapınız. Aşıyı zorunlu olarak uygulayınız” demek olmalıdır.